Farklı ekollerden 7 korku kitabı
Yazı: Korcan Derinsu
Perili köşkler, ürkütücü atmosferler, tekinsiz kurmacalar, depresif vampirler… Korku edebiyatı meraklılarına, farklı ekollerden yedi kitap önerimiz var.
Korkuda yeni bir ses arayanlara: Yangında Kaybettiklerimiz – Mariana Enriquez (Domingo)
Mariana Enriquez’in Arjantin’in sosyo-politik geçmişi, erkek şiddeti ve yoksulluk gibi temaları ele aldığı öykü derlemesi Yangında Kaybettiklerimiz zamanımızın en nitelikli korku yazarlarından birini müjdeliyor. Gerçekle hayalin iç içe geçtiği, kopan uzuvlardan tutun da hayaletlere; gizemli video kasetlerden cadılara kadar aradığınız her şeyi bulduğunuz bu kitap “ürkütücü” sıfatını sonuna kadar hak ediyor. Üstelik hikâyelerin yakın Arjantin tarihinden ilhamla yazılmış olmaları alt metinlerini de güçlü kılıyor. Her korku sever okurun mutlaka okuması gereken öyküler.
Uyarı: Bu derlemeyi okuyup hiç korkmayan biri varsa onunla selamı sabahı kesin. Nedenini okuyunca anlayacaksınız.
Perili köşk müdavimlerine: Tepedeki Ev – Shirley Jackson (Siren)
Shirley Jackson’ın korku edebiyatının klasiklerinden biri olarak kabul edilen bu romanı halk arasında “Tepedeki Ev” adıyla bilinen lanetli bir malikanede, paranormal olayları araştırmak için bir araya gelen bir grup insanın hikâyesini anlatıyor. 1959 tarihli olmasına rağmen sanki dün yazılmış gibi zamansız olması ve okuyucuyu her an diken üstünde tutan atmosferiyle akla kazınmayı başarıyor. En son 2018’de Mike Flanagan tarafından Netflix için yapılan uyarlamasıyla yeniden kıymete binen Tepedeki Ev barındırdığı potansiyelle daha nice uyarlamaya malzeme verecek bir roman.
Uyarı: Geceleyin okumanız tavsiye edilmez.
Korkusunu doğaüstü tercih edenlere: Kalp Şeklindeki Kutu – Joe Hill (İthaki)
Joe Hill, 2007 tarihli bu ilk romanında, eski bir rock yıldızı olan Judas’ın internetten satın aldığı kalp şeklindeki bir kutuyla hayatının nasıl değiştiğini anlatıyor. Judas’ın hayatı üzerinden doğaüstü bir yolculuğa ve hesaplaşmaya dönüşen Kalp Şeklindeki Kutu, bir ilk roman olduğuna inanmakta zorlanacağımız kadar ustalıkla yazılmış iyi bir roman. Tabii bunda Joe Hill’in Stephen King’in oğlu olmasının da payı var kuşkusuz. Özellikle bir film izler gibi hissettiren sinematografik anlatım ve buna eşlik eden basit bir dil babadan oğula geçmiş herhalde.
Uyarı: Bir kere başladı mı elden bırakılmıyor!
Psikolojik gerilim 101: Rebecca – Daphne Du Maurier (İthaki)
Daphne du Maurier’in 1938 yılında yazdığı Rebecca, genç bir kadının, zengin bir adam olan Maxim de Winter ile evlenmesiyle başlıyor; ancak Maxim’in ilk eşi Rebecca’nın gölgesinde kalması giderek her şeyi zorlaşıyor. Tamamı bir evde geçen Rebecca, son âna kadar sürprizleriyle merakla okunan gizemli mi gizemli, iyi bir atmosfer romanı. Alfred Hitchcock’un 1940’ta aynı isimle yaptığı film uyarlamasının da çok başarılı olduğunu hatırlatalım.
Uyarı: “Bu kadar da olmaz artık” demeye hazır olun.
Sınırları zorlamaktan çekinmeyenlere : Yapraklar Evi – Mark Z. Danielewski (Monokl)
Mark Z. Danielewski’nin 2000 yılında yayımlanan romanı Yapraklar Evi, bir ailenin evinde yaşanan doğaüstü olayları, bununla ilgili çekilen bir belgeseli ve karakterlerin bozulan psikolojilerini anlatıyor ancak bunu kendine özgü şekilde yapıyor. Metin içerisinde yer alan çok katmanlı hikâye anlatımı, farklı yazı stilleri ve dipnotlarla okuyucuyu romandaki karakterlerin yaşadığına benzer bir deneyimle romanı okuyor. Çok kolay okunmayan, emek isteyen (ve hatta yoran) ama bunun karşılığını da fazlasıyla veren bir roman.
Uyarı: Perili köşk korkusunun nerelere ulaşabileceğine şaşıracaksınız.
Depresif vampirlerle takılmak isteyenlere: Gir Kanıma – John Ajvide Lindqvist (Delidolu)
İsveçli yazar John Ajvide Lindqvist’in 2004 yılında yayımladığı Gir Kanıma bir vampir romanı. Okulda zorbalığına uğrayan Oskar’ın yan komşusu Eli’yle tanıştıktan sonra değişen hayatını anlatıldığı hikâye, 2008’de ve 2010’da iki kez sinemaya uyarlandığı gibi 2022’de de televizyona uyarlandı. Sadece bir korku romanı olarak nitelendirmenin yetersiz olacağı Gir Kanıma, ürpertici olduğu kadar aile içi şiddet, bağımlılık ve yalnızlık gibi temaları da ele alan katmanlı bir metin de aynı zamanda.
Uyarı: Yer yer gözler nemlenecektir, normal.
Edgar Allan Poe’ya saygıda kusur etmeyenlere: Hayalperest Ölünün Şarkıları – Thomas Ligotti (Can)
Thomas Ligotti, korku-gerilim gibi kolay tür etiketlerden ziyade “tekinsiz kurmaca” olarak nitelenen, birden fazla türü içinde barındıran öyküler yazan bir yazar. Hayalperest Ölünün Şarkıları da genelde sıradan olaylarla başlayan ama zamanla gerçeğin gerçek dışıyla bütünleştiği, okurken yer yer geren yer yer şaşırtan öykülerden oluşan bir derleme. Üstelik yazarın kendi bakış açısını anlattığı metinler de bonus olarak yer alıyor. Listenin belki en korkutucusu değil ama kesinlikle en tuhafı.
Uyarı: “Ben ne okudum böyle?” sorusunun yarattığı boşluğu kucaklayın.