Görkem Karabudak tek başına: “Akılsız Başın Sürgünü”

Çilekeş, Bubituzak, Gaye Su Akyol, Korhan Futacı & Kara Orkestra, Yasemin Mori ve sayısız müzisyen / grupla hem sahnede hem stüdyoda yaptığı iş birliklerinin ardından Görkem Karabudak için solo kayıtlar yayımlanmanın zamanı geldi. Uzundur merakla beklediğimiz şarkılarından ilkini 12 Mart Cuma itibariyle dinlemeye açtı Karabudak: “Akılsız Başın Sürgünü”.

2021 sonuna dek 1-2 aylık aralıklarla yayımlanacak şarkılarla tamamlanacak bir EP’nin ilk halkası bu şarkı. Bir şarkı dediğimize bakmayın, içinde bir mini albüme dönüşebilecek kadar fikir var. Karabudak’ın müzikal geçmişinden tanıdık nüanslar ve yeni yaklaşımlar iç içe geçmiş. Beyine işleyen gitar riffleri, sinematik sekanslar ve birçok farklı janrla dirsek teması kuran bir düzenleme söz konusu.

Karabudak’ı Çilekeş yıllarından sonra bir kez daha kendi yazdığı şarkıları söylerken duymak da nostaljik bir his yaratıyor. Söz, müzik, aranje, kayıt, prodüksiyon, miks aşamalarının hepsini kendi başına yapan müzisyen, mastering işlemleri için Cem Büyükuzun’la çalışmış. Kapak görseli ise Deniz Bankal’dan.

Görkem Karabudak ve Taner Yücel’le, 2021’le birlikte yayımlamaya başladıkları solo üretimleri üzerine gerçekleştirdiğimiz röportaj, önümüzdeki günlerde yayımlanacak Bant Mag. No:74’te olacak! Karabudak, bu söyleşide yaratım sürecini şu sözlerle anlatıyor:

“Çok uzun zamandır birçok şarkı taslağı zaten vardı. Bu, Çilekeş zamanı da böyleydi. Albüme giren, girmeyen. Bir sürü şey bilgisayarda bekliyor ya, arada dönüyorsun, arada ‘Bu eskidi’ deyip bırakıyorsun. ‘Aslında da bu daha zamansız bir fikirmiş’ deyip geri dönüyorsun. Böyle şeyler çok oluyordu. Bazı parçaların arasında çok gidip geldim ama yarım kaldığı zaman biraz motivasyonumu kaybediyordum. Bunun çok doğru bir şey olduğunu düşünmüyorum ama his sonuçta. Müzik üretiminde bu kadar duygusal bakmamak gerekiyor belki ama motivasyonu kaybedince o şarkıdan soğuduğum için yeni bir şey yapmayı bekledim. Onu da tamamlanmayınca, konsantrasyonumu bir şeye yönlendirmeyince içinde bulunduğum diğer projeler de yoğunlaştığı zamana bıraktım. Zamanı gelince olur diye düşündüm. Sonra, ‘Pandemide de yapmayacaksam ne zaman gelecek bunun zamanı?’ diye düşünmek zorunda hissettim. Bu düşünce bana ait değil. ‘Artık hadi, evdesin yani. Yap bir şeyler’ gibi gaza getiren sevgili dostlarım da olduğu için çok şanslı hissediyorum kendimi. Sonra ben de bir 5’li, 6’lı EP’ye girişeyim diye düşündüm ve aralarından bir tane en yeni olanı seçmek istedim. 10 senelik bir parça da var mesela önümüzdeki aylarda dinleyeceğiniz. Böyle, 2009’da yaptığım bir parçayı yeni bir çehreyle bu EP’ye koymayı düşünüyorum. Yarın tabii fikrim değişebilir ama ilk çıkacak olan teklinin benim için en taze olan şarkı olması, hoşuma gitti. EP’den önce uzun uzun bir tekli. Uzun uzun derken; birçok fikri içinde barındıracak bir fragman gibi bir duygusu olduğu için onu seçtim şimdilik. Eğer bir aksilik olmazsa da 1-2 ayda bir gibi periyotlarla paylaşarak, sene sonuna kadar EP’yi, hikâyeyi tamamlamak gibi bir planım var.”

Fotoğraf: Deniz Bankal