Duygusallığı, aksiyonu ve nostaljisiyle: Guardians of the Galaxy Volume 3

Yazı: Banu Balcı

Altı yıllık bir bekleyişin ardından bir kez daha James Gunn’ın yazıp yönettiği Guardians of the Galaxy Volume 3’de Chris Pratt, Zoe Saldana, Dave Bautista, Karen Gillan, Pom Klementieff, Sean Gunn rollerine geri dönerken; Vin Diesel ve Bradley Cooper da tekrar mikrofon başına geçiyor. Will Poulter, Chukwudi Iwuji ve Maria Bakalova ise Marvel sinematik evreninin yeni yüzleri arasında.

Bu yazı Guardians of the Galaxy Volume 3 filmini henüz izlememiş olanlar için bazı sürprizleri bozabilir.

Zaman dilimi ve mekân 

Counter-Earth, Dünya, Knowhere ve Orgosphere. Günümüz.

Konu nedir? 

Beşinci fazın üçüncü ve James Gunn’ın yönettiği son Marvel filminde; Knowhere’de saldırıya uğrayıp kritik bir biçimde yaralanan Rocket Raccoon’u kurtarmak üzere, -hâlâ Gamora’nın yasını tutan- Peter Quill ile ekibi tehlikeli ancak bir o kadar hayati bir yolculuğa çıkıyor. 

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

Avengers: Infinity War, Avengers: Endgame ve Guardians of the Galaxy Holiday Special ile bağlantıları bulunan bir yapım Guardians of the Galaxy Volume 3. İzlemeden önce bahsi geçenlere göz atılması önerilir.

İlk intiba? 

Durgun geçen ilk yarının ardından film kendi süresinden daha uzun hissettirmeye başlamıştı ki her şey rayına oturdu. Şahsi fikrim, Avengers: Endgame‘den bugüne dek yapılan –Black Panther: Wakanda Forever’la birlikte- en iyi Marvel filmi olduğu… Marvel’ın köklerine döndüğü; duygusallığı, aksiyonu ve nostaljisiyle, bildiğimiz Galaksi’nin Koruyucuları ekibine yakışır bir veda.

En çok neyi sevdin? 

Fragmanı izledikten sonra hayvan haklarının kozmetik, moda, bilim adı altında suistimal edilişini işleyecek bir anlatıyı takip edeceğim için biraz gergindim, bu etkenin seyir tecrübesini zorlaştıracağından korkmuştum ancak James Gunn ve ekibi konuyu gayet doğru noktalara parmak basarak işlemiş. Bazı türlerin kendilerini diğerlerinden daha üstün hissetmesinin ve geri kalanları “yüce” amaçlar uğruna acımasızca kobay olarak kullanmasının cezasız kalmayacağı, doğayla uğraşmanın sonuçları olacağı filmin önemli mesajlarından. Öte yandan verilen bu mesajlar öykünün önüne geçmiyor, gayet dengeli şekilde anlatıya yediriliyor.

En az neyi sevdin? 

İlk yarıda konunun biraz dağıldığını hissettim, ekipler birbirlerini kurtarmak için belaya zoraki bulaşıyor gibiydi. Sonradan bu durumu toparlasalar da toparlayamadıkları şey Adam Warlock oldu. Yıllardır bu karakteri bekleyen Marvel izleyicilerinin hayal kırıklığına uğrayacağını düşünüyorum zira çizgi romanda tanıdığımız Adam ile pek ilgisi yok.

En çok hangi sahneye yükseldin?  

Trajik olmayan, aşırıya kaçmayan, Guardians of the Galaxy dünyası içinde gayet gerçekçi, yine de gözleri doldurabilen final sahnesi.

Karakterlere dair neler söyleyebilirsin?

Adam Warlock’un sonunda dönüşeceği kişi çok tahmin edilebilirdi. Buna rağmen niçin bize daha az zeki, daha içi boş bir Adam ile gelmeye karar verdiler; anlam vermek güç. Karakter kozasından çıkan bir tırtıl misali evrilecek mi yoksa bu şekilde izlemeye devam mı edeceğiz acaba?

Rocket Raccoon baş karakter desem yeri. Nihayet geçmişini ve onu o yapan hayat hikâyesini öğrenmiş olduk. En tatmin edici kısımlar kesinlikle ondaydı. 

Gamora ve Peter ilişkisinin klişe bir aşk hikâyese evrilmemesine de ayrıca sevindim. Bu tercih, evrene biraz daha gerçekçilik katmış bana kalırsa. 

High Evolution’ın başındaki kötü karakterimizin motivasyonu anlaşılabilirdi fakat yine de bir Thanos değil elbette… Thanos ile empati yapabiliyorduk fakat bu kişi düpedüz psikopat!

Kimler sever?   

Marvel sinematik evrenini severlere, özellikle üçüncü fazdan sonra ilaç gibi gelecek bir iş.