guguou, Rufus Wainwright ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Zeynep Naz Günsal

Yeni guguou albümü dipsiz bir kuyuyu andırıyor. Rufus Wainwright ve parlak vokal armonileri, durup bir nefes almak için birebir. Baby Keem & Kendrick Lamar kuzenlerden ateş gibi bir parça var.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

ALBÜM: guguou – Worlbmon
(Shalgam Records)

Güneş Terkol, Güçlü Öztekin ve Oğuz Erdin’den oluşan deneysel pop kolektifi guguou yeniden aramızda. Ekibin son numarası, ne zaman neye çarpacağınızı bilmeden atladığınız dipsiz bir kuyu gibi. Bazı sekanslarda bir davul makinesine sırtınızı yaslayıp salınırken, bazı anlarda da üçlünün tekerlemelerine bağıra çağıra eşlik ederken bulacaksınız. “Bisiklet” şarkısında da dedikleri gibi “Bu müzik sana iyi gelecek”. Kayıtlarında Barkın Engin’in de üçlüye eşlik ettiği albüme ismini veren parçanın Mert Öztekin imzalı animasyon klibi burada. Daha fazla guguou güzelliği de yolda!

TEKLİ: Gunn – Trunscinski – Nace – On Lamp 
(Three Lobed Recordings)

Steve Gunn ve John Truscinski ikilisi yeni albüm maceralarında yanlarına, deneysel stiliyle bilinen Bill Nace’i de alıyor. Yoldaki uzunçalar Glass Band’in habercisi “On Lamp”, kulağı yavaş yavaş hazırlayan girişiyle dikkatleri ilk saniyeden topluyor. Geriden duyulan derin davul sesleri, yolculuk bitene kadar tatmin olmayan merak ve gerginliği alıştırarak büyütüyor. Akustik gitar ve statik seslerin doldurduğu şarkı sona erdiğinde, dinleyeni başlangıçtan daha anksiyeteli bir yerde bıraktığı kesin.

TEKLİ: Grian Chatten – Last Time Every Time Forever
(Partisan Records)

Fırlattığı her yeni tekliyle, ay sonunda Dan Carey prodüktörlüğünde yayımlanacak ilk solo uzunçaları Chaos For The Fly için bir tutam daha heyecanlandırıyor Fontaines D.C solisti Grian Chatten. “Last Time Every Time Forever”ı domine eden yaylı teması tarafından ele geçirilmemek namümkün. Müzisyenin Stoney Sahili’nde yürüdüğü bir gecede dalgaları izlerken ansızın, tüm elementleriyle birlikte duyduğu şarkı, kendi deyimiyle “her dinleyişte verdiği sözü bozan”, yoğun, içli bir deneyim vadediyor.

ALBÜM: a.s.o. – a.s.o. 
(Low Lying Records)

Prodüktör Lewis Day ve müzisyen Alia Seror-O’Neill’ın birlikteliğinden ortaya çıkan a.s.o, yayımladığı üç tekliden sonra 11 şarkılık ilk stüdyo albümüyle selamlıyor. Seror-O’Neill’ın vokalleriyle Day’in yoğun ve sinematik müzik evreninin mükemmel uyumu, dinlemeye başladığınız anda yarattığı güçlü aura ile âşikar oluyor. Rüyamsı ve uzayda süzülen hislerin ayağımızı yere bastıran duygu yüklü sözlerle buluştuğu kaydın ilhamları arasında, Cocteau Twins ve Portishead gibi yine kendi sihirli dünyalarını yaratan gruplar bulunuyor. 

ALBÜM: Protomartyr – Formal Growth In The Desert
(Domino Recording Co)

Formal Growth In The Desert, her ne kadar albüm Texas’ta kaydedilmiş olsa da aslında metaforik bir çöl. Duygu yağmuru yağmayan, hayat ormanı olmayan, zaman nehirleri akmayan bir hiçlik. Solist ve şarkı yazarı Joey Casey’nin hem annesini kaybettiği hem de doğup büyüdüğü Detroit’ten taşındığı zorlu değişim sürecine atıfta bulunuyor. Zira Casey de bu süreci, sırtını Protomartyr’in müziğine dayayarak atlatmış. 

TEKLİ: astro.dehan & Hazal Döleneken – Avocado Slim
(Hexe Music)

En son nisanda Ağıt EP’sini işittiğimiz Baba Sad vokali ve gitarcı astro.dehan ile besteci ve tromboncu Hazal Döleneken ortaklığında kaydedilen “Avocado Slim”; sakin, ılımlı ama hafiften de uğursuz enerjide bir parça. İlerledikçe detaylanan, kadife gibi bir prodüksiyona sahip şarkıda Döleneken’in efkârlı denebilecek icrası, zarif ve dinamik bir bas – perküsyon hattıyla buluşmuş.

ALBÜM: Rufus Wainwright – Folkocracy 
(BMG)

Rufus Wainwright’ın 50. yaşına adadığı tutku projesi. Müzikle ilişkisini başlatan köklere geri dönerken operatik vibratosuna; ANOHNI, David Byrne, Chaka Han, Brandi Carlile, John Legend, Madison Cunningham, Andrew Bird gibi başkaca parlak figürlerin yorumlarını da karıştıran Wainwright ağıtlardan, hesaplaşmalardan aşk güzellemelerine uzanıyor Folkocracy boyunca. Dingin tatlar, pastoral tınılar, parlak vokal armonileriyle nostaljik sulara dalmak, durup bir nefes almak için birebir.

TEKLİ: Blonde Redhead – Snowman
(section1)

29 Eylül’de yayımlanacak yeni Blonde Redhead albümünden ilk tadımlık. Amedeo Pace “Snowman”i, Monte Rosa dağlarında seyahat ederken yol tutması yaşadığı esnada yazmış. Yalnızca iki akor arasında gidip gelen bir melodiye tutunarak aralarında süzüldüğünü söyleyen müzisyen, parçanın görünmez olmanın bir lütuf olabilecekken aynı zamanda bir lanet olmasından bahsettiğini anlatıyor. “Snowman”in vokal katmanları acapella meraklıları için tanıdık gelebilir, zira Swingle Singers‘ın acapella Bach yorumlarından esinlenilmiş.

ALBÜM: Speakers Corner Quartet – Further Out Than the Edge
(OTIH Records)

Konuk listesiyle göz kamaştıran bir albüm daha. Kelsey Lu, Tirzah, Kae Tempest, Shabaka Hutchings, Mica Levi ve dahasıyla yıldızlar geçidine hoş geldiniz. Uzun yıllardır Daan Blunt, MF DOOM, Lianne La Havas gibi pek çok harika müzisyene eşlik etmiş Güney Londralı kolektif bu ilk uzunçalarında, deney laboratuvarının kapılarını açıyor âdeta. Cazın özgürleştirici zemini üzerinde her biri oldukça farklı yaklaşımlarla işlenmiş şarkılar, sakladığı hisleri deneyimlemek, detaylarındaki incelikleri keşfetmek için sabırsızlandırıyor dinleyeni. Adıyla müsemma, öteye geçmekten çekinmeyen, yaratıcılığa övgü gibi bir koleksiyon Further Out Than the Edge.

TEKLİ: Baby Keem & Kendrick Lamar – The Hillbillies
(pgLang/Columbia)

Kuzen kuzene ateş gibi bir parçaya daha imza atan Kendrick Lamar ve Baby Keem “The Hillbillies”i dijital müzik platformlarına salıvermemeyi seçmiş. Lamar’ın iki yıl önce filmci lise arkadaşı Dave Free ile kurduğu çok disiplinli eğlence şirketi pgLangden çıkma parçada, Kenny ve Keem bayadır olmadıkları kadar muzip ve şakacı. Bon Iver ve Drake’ten sırasıyla birer sample ve interpolasyon içeren, prodüktörlüğünü EvilGiane’in üstlendiği kaydın izleyene düşük pikselli bir alışveriş merkezi gezinmesi yaptıran klibini ise pgLang üyelerinden -Lamar’ın önceden sayısız klibini kurgulamış- Neal Farmer yönetmiş. Dipnot: Videoda kısa süreliğine Tyler, the Creator’a da rastlamak mümkün. 

TEKLİ: Frozen Clouds & Kum – Sen Ben Yok
(Eingang Records)

Senenin başından beri tekliler yayımlamaya devam eden Frozen Clouds’un son numarası, bir kez daha kadim dostları Kum’la güçlerini birleştirdikleri “Sen Ben Yok”. Parça; herkesin bağımsız olduğunu ve kimseye ihtiyaç duymadığını, ancak aynı zamanda herkesin birbirine ihtiyaç duyduğundan bahsediyor. Küçük Oda prodüksiyonu olan video klibi burada. Bir de hatırlatma: Frozen Clouds, akustik setiyle 10 Haziran’da Bant Mag. Havuz / Bina’da. Detaylar için tek tık yeterli.

TEKLİ: Eric Cantona – The Friends We Lost
(Raphael Conseil)

7 numaranın ebedi sahibi Eric Cantona deyince aklımıza gelen ilk şey kuşkusuz dört Premier Lig şampiyonluğu ve üzerine eklenen FA Cup zaferleriyle Manchester United’da kaydettiği 82 gol ya da meşhur tekmesi… Kral Eric bu kez bizi sahneden şarkılarıyla tekmelemeye (!) hazırlanıyor; müzik kariyeri, piyano ve yaylılarla bir balad kıvamında kurgulanmış bu melankolik parçayla resmen başladı. Albüm 2024 sonbaharında; orkestrası eşliğinde “The Friends We Lost”u performe ettiği dramatik video ise burada.

ALBÜM: Anthony Naples – Orbs
(ANS Recordings)

New Yorklu prodüktörün son uzunçaları Orbs; ambient, house ve techno elementlerini bir araya getirerek, derin ve düşünceli olduğu kadar dansa da çağırıyor. Karmaşık ritimlerin hipnotik synth düzenlemeleri ve derin bas partisyonlarıyla buluştuğu albümde huzurlu, neredeyse meditatif anlar, ara ara daha coşkun ve enerjik elementlere bırakabiliyor yerini. Türün üretken ve yaratıcı figürlerinden biri olan Naples’ın geniş diskografisini taçlandıran Orbs, hoş bir yaz akşamı dinletisi. 

ALBÜM: RVG – Brain Worms 
(Fire Records)

Romy Vager’ın başını çektiği Melbourne çıkışlı post-punk dörtlüsünün üçüncü stüdyo albümü Brain Worms, genelinde izolasyon / soyutlanma koşullarında keşfine çıkılmış gizli, ayrık insan zihnine dair şeyleri tasvir eden, bu bakımdan da ismi cuk oturan bir proje. İlk birkaç dakikadan itibaren bir nevi  “modern klasik” olarak tanımlanmaması çok zor olan albümün vurucu parçalarından “Nothing Really Changes” şubatta platformlara düşmüştü zaten. Geniş seste, yüksek hissiyatta bir dinleti sunan koleksiyonda ayrıca “Midnight Sun”, “Tambourine”, “Squid” ve “Brain Worms” şarkıları da aradan sıyrılıyor. 

TEKLİ: Pip Blom & Alex Kapranos – Is This Love
(Heavenly Recordings)

Amsterdamlı trio Pip Blom ve Franz Ferdinand’ın Alex Kapranos’undan arzu – tutku – coşku üçgeninin hakkını veren bir şarkı. Aşka kapılmış birinin mantıktan uzaklaşmış, pusulası şaşmış hâlini seslendiren “Is This Love”; epik gitar titreşimleri, dinlerken hareketsiz kalmayı imkânsız kılan ritmik akışı ve geniş hacimli, eğlenceli vokalleriyle ışıldıyor. Kapranos’un bir lunaparkta saplantılı bir takibe maruz kaldığı rengârenk video klip de gözlerden kaçmasın.

TEKLİ: Arthur Russell – Very Reason 
(Audika Records)

70’lerde New York’u fetheden avangart çellist ve besteci Arthur Russell’ın hayattayken yayımlanamamış kayıtlarından biri “Very Reason”. Müzisyenin vokalleri ve çellosundan ibaret şarkı, etkileyici ambient dokunuşlarıyla ürpertici bir atmosferin iç içe geçiriyor. Russell’ın 1992’deki ölümünün ardından geride bıraktığı hazineye yavaş yavaş tanıklık ediyorduk; önümüzdeki haftalarda kavuşacağımız Picture Of Bunny Rabbit ise yayımlanmamış şarkılardan oluşan koleksiyonlarının en yenisi olacak.

TEKLİ: Rusty Santos & Panda Bear – Mirror
(Bağımsız)

“Bu şarkı akıl ve üst benlik arasındaki bir sohbet hakkında” diyor Rusty Santos “Mirror” hakkında. Daha önce Animal Collective’in ateş başı albümü Sung Tongs ve Panda Bear’in baş döndürücü Person Pitch’i için de ortaklaşan ikiliyi uzun yıllar sonra buluşturan parça, içsel diyalog temasını hem müzisyenlerin vokal partisyonları hem de minimal enstrümantasyonu ile yaşatıyor. 14 Temmuz’da yayımlanacak yeni Rusty Santos albümü New Wave in California için meraklanmamız için bir sebep daha.

ALBÜM: Juan Wauters – Wandering Rebel
(Captured Tracks) 

Geçtiğimiz 10 senenin çoğunu turnede geçiren Wauters, pandemi sırasında aslında stabil bir düzeni de sevdiğini fark etmiş. Kariyeri, aşk hayatı, mental sağlığı gibi oldukça kişisel temalara dönüp baktığı yeni albümünde de zaman içinde hayata yüklediği anlamın ve beklentilerinin ne kadar değiştiğini gördüğünü anlatıyor. Büyük çoğunluğu akustik gitar ve Wauters’ın sıcak, samimi sesiyle şekillenen Wandering Rebel, sanki yakın bir arkadaşınızın hayatına tanıklık ediyormuş gibi naif bir his bırakıyor geride.

TEKLİ: Mx. Sür & Kübra Uzun – Free (2021 Demo)
(XSM Recordings)

Mx. Sür’ün electronica ve erken dönem techno izleri taşıyan prodüksiyonunun üzerine Kübra Uzun’un verdiği mesajlarla dayanışmayı canlı tutan “ALAN2020”yi farklı versiyonlarıyla dinlemiştik. Bu kez hem Gezi’nin 10. yılı hem de Onur Ayımızın başlangıcı için bir demo kaydıyla yine ve yeniden hatırlatıyor ikili: Özgürüm aşkım! Özgürüm aşkım! Özgürüm aşkım! 

ALBÜM: Foo Fighters – But Here We Are
(Roswell Records)

Mart 2022’de hayatını kaybeden davulcu Taylor Hawkins’in ardından kaydedilen ilk Foo Fighters albümü, tahmin edeceğiniz gibi kayıpla başa çıkmanın yollarını arıyor. Hıçkırıklara kapılarak ağlasalar da birlikte geçirilen zamanlar ve tüm yaşananlar için şükran duyuyor Dave Grohl ve ekibi. Greg Kurstin prodüktörlüğünde kaydedilen But Here We Are’da müzikal anlamda pek bir yenilik yok ama niyeti de bu değil zaten.

TEKLİ: Summer Cem & Ezhel – KONTAK
(Banger Musik)

Parçanın dil bariyerini umursamadan kültürel ortaklıkların peşinden koşan sözleri, düğüm olmuş bir aşk hikâyesini hakkında. Tabanda dokunan melankolik gitar döngüsü, varlığını şarkı boyunca hafif hafif hissettirse de ortamı, dinamik perküsyonlar ve Ezhel’in hacimli, parlak vokal performansı domine ediyor. Tabii dansa kalkmak şart oluyor.