Gülçin Aksoy (1965 - 2024)

Türkiye’deki güncel sanatın taşıyıcılarından Gülçin Aksoy’un aramızdan ayrılmasının üzüntüsünü yaşıyoruz. 1965’te Samsun’da doğan Gülçin Aksoy, aldığı sanat eğitiminin ardından bireysel ve kolektif pek çok iş üretmiş; yanı sıra 1993’ten günümüze kadar Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü’nde akademisyenlik görevini de sürdürmüştü.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde efsaneleşmiş Halı Atölyesi’ni yürüten Aksoy, onun bir parçası olarak serpilen Atılkunst kolektifinde de yer aldı. Çeşitli sanatçı bursları ve davetlerle yurt dışında da varlık gösteren sanatçının son dönem üretimleri arasında hafızaya kazınanlardan bazıları şöyle: 

2014’te Depo’ya yerleşen Duble Hikâye, 2017’de Perşembe Pazarı’nda açılan Sevdiğim Aile Mezarlığı, 2018’de Galata Rum Okulu’nda sergilenen Koro ve 2019’da Shulamit Bruchtein küratörlüğünde Antik Palace’ı mesken tutan Çarşamba Topluluğu sergileri.

Gülçin Aksoy’un öğrencilerinden biri olan Vardal Caniş, 2020’de RASTGELE köşemiz için yazdığı “‘Kadın sanatçı’ denmeden anılmasını istediği 10 sanatçı ve eserleri/anıları” başlıklı listede hocasını şu sözlerle anlatmıştı:

“Akademiden hocamdır kendisi. Resim bölümünün kendisiyle de efsaneleşen Halı Atölyesi’ni devam ettirmektedir. Okulda benim bildiğim 24 saat açık tek atölye olma özelliğinin yanında dokuma dışında, video-art üretiminden resmi istediğiniz medyumla çalışabileceğiniz gerçek bir atölyedir. Vasıf Kortun’u Beral Madra’yı ve çeşitli sanatçıları konuşmacı olarak ağırladığı Halı Sohbetleri serisini başlatmış, akademik olarak öğrencilerinin ufkunu açan bir sanatçıdır. A’nın devamı olan Perşembe Pazarı’ndaki eş zamanlı Sevdiğim Aile Mezarlığı sergisindeki Bizim Koltuk, bir şekilde beni en etkileyen, en sevdiğim çalışması oldu hep. Eski, yeşil kadifeden bir koltuk bu, üzerinde tüylerini yolarak büyük harflerle yazılmış bir kelime yer alıyor: “AİLE”. Sergide ilk karşılaştığımda ve bu eseri her görüşümde ağlayasım geliyor; tesadüf ki Bizim Koltuk’un da bulunduğu Galata Rum Okulu’ndaki Koro isimli başka bir sergisinde, Yurttan ve Cihandan Sesler Korosu videosuna katkıda bulunmuşluğum bile var. Güzel anılarımızı bu şekilde kaydetmiş bir sanatçı olması dışında, desteklerini öğrencileri üzerinden çekmeyen bir akademisyen. Kendi adıma teşekkürü borç bilirim.”