Günün kısası: Hellspawn (2023)

Bazen yaratıcı sürecin doğal bir parçası olan tıkanıklığı yaşarken etrafta her şeyin kusursuzca devam ediyormuş gibi gelişi, bazen anlayışsız işverenlerin baskıcı beklentileri, bazen de insanın önce kendisini ve ileride belki de bir aileyi geçindirebilme gücünü elde edip edemeyeceğine dair kaygılarını tetikleyen çalışma koşulları; genç yetişkinler için boğucu birer kâbus, malumunuz.

Hikâyesini idealizminden, hayallerinden taviz vermeye direnenlerin yaşadığı çıkışsızlık hissi etrafında ören Hellspawn’ın komediden korkuya birden fazla türle flört eden sinema dili, 20’li yaşlardan geçmiş veya geçmekte olan herkese temas edecek gerçekçi diyaloglar ve iyi müzik referanslarıyla zenginleşiyor. Bunu seven şunu da sever önerisi olarak Umut Subaşı’nın, yılın yerli film festivallerinden ödülleri toplayan Sanki Her Şey Biraz Felaketi’ni bırakalım.

Yönetmen Michael Demetriou, filme dair hislerini şu sözlerle anlatıyor:

Hellspawn bugüne kadarki en kişisel projem. Önceki kısa filmim Telephone Me‘nin (2015) başarısından sonra, kariyerimin önümüzdeki birkaç yılında ulaşacağına inandığım beklentiler hiçbir zaman gerçekleşmedi. 20’li yaşlarımın sonundaki hayal kırıklığım iyice yerleşmeye başladıkça, hayal ettiğim düzeyde bir şey yaratma mücadelesi giderek uzaklaşıyor gibi görünüyordu.” 

“Tüm bu self sabotaj duygusu, karakterlerin bireysel engelleriyle birlikte yolculuklarına da enjekte oluyor. Prodüksiyon ilerledikçe 30’lu yaşlarıma girdim ve çok geçmeden herkesin kendi yolunda olduğunu anladım. ‘Genç yaratıcı’yı öven bu sektör, insanın kendisini sürekli başkalarıyla kıyaslama ihtiyacı ve belirlenen hedefler; her şeyden önce bunu neden yaptığınızı hatırladığınızda anlamsız hâle geliyor: Eğlenmek, keşfetmek / yaratmak ve arkadaşlarınızla çalışmak için. Peki o zaman, bu davetsiz düşünceler ve gürültü gerçekten ortadan kayboluyor mu?”

*Bu film, tetikleyici unsurlar barındırabilir.