Günün kısası: The Song of a Lost Boy (2020)

Yazı: Hatice Melike Gürer

İnanç, kimlik ve ses temaları etrafında şekillenen The Song of a Lost Boy, stop-motion tekniğiyle hazırlanmış bir öğrenci filmi. Bir koroyla ayin sırasında sesini kaybeden baş karakter, bir anda içinde bulunduğu ortama yabancılaşarak kendini arama yolculuğuna çıkıyor. Bu arayış sırasında rastladığı, “farklı” özelliklere sahip göçebe topluluğunun arasına girip; kimlik karmaşasına son verme çabasına eşlikçi oluyoruz. 

Filmde belirli bir zaman ve mekân bulunmayışı, kimlik arayışının insanlığın başlangıcından beri olduğunu ve büyük ihtimalle sonuna kadar da süreceğine dikkat çekiyor. Uyumlu olanın takdir gördüğü ve farklının yadırgandığı gerçekliğimizde, kişinin kendi istediği versiyonu olmasınının önemini bir motto gibi filme yerleştiriyor yönetmen Daniel Quirke.

Bu keşif yolculuğunu perdeye taşımada ilham kaynağının kendi deneyimleri olduğunu şu sözlerle açıklıyor Quirke:  Hiçbir zaman koro çocuğu olmadım ama dindar bir ailede büyüdüm ve bu yüzden her zaman inançla ilgili gerilimler yaşadım. Dindar olduğum için insanların beni reddetmesinden ve sonra da yeterince dindar olmadığım için başkalarını hayal kırıklığına uğratmaktan korktum.”