Hayal gücünden beslenen poster serisi: “Dream Gigs Illustrated”

Müzikal üretimini her zaman yaratıcı görsel ifade biçimleriyle kesiştiren In Hoodies ve sektörün birçok farklı katmanında yaptığı üretimlerle tanıdığımız Artemis Günebakanlı’nın heyecan verici projesi Dream Gigs Illustrated, bir süredir severek takip ettiğimiz  poster serilerinden biri. İsminden de anlaşılacağı gibi, seri gerçek olmayan ama hayalleri süsleyen konserler için onlarca farklı sanatçının hazırladığı konser afişlerinden oluşuyor. MF Doom’un Cern’de, The Prodigy’nin cehennemde ya da David Bowie’nin Şanzelize Cafe’de çaldığı uçsuz bucaksız bir hayal evreninden bahsediyoruz.

Nefis posterler birikmeye devam ederken In Hoodies ve Artemis Günebakanlı’ya Dream Gigs Illustrated’ın çıkış noktasını ve projeye dair hayallerini sorduk.

Röportaj: Cem Kayıran

“Fikir aslında ortadaki iş bütününün çok küçük bir kısmı. Her bir sanatçının eşsiz çalışması seriyi değerli hale getiriyor.” –In Hoodies

Burak Şentürk
Somon

Dream Gigs Illustrated nasıl ortaya çıktı? Başlangıç noktası gördüğünüz bir çalışma mı yoksa hayaller miydi?

In Hoodies: Geçtiğimiz sene single olarak yayınlanan “Coo Coo” için farklı formlarda, farklı tarzlarda üreten pek çok sanatçı ile iletişim kurduk. Bu çalışmalar ve sonrasında İstanbul Comics & Art Festival ile işbirliklerimiz bir şekilde hem mesai anlamında hem zihnimizde sürekli müzik ve illüstrasyon dünyası arasında gidip gelmemizi sağladı. Bu dönem aramızda konuştuğumuz bir anda çıktı fikir.

Fikrin çıktığı ilk anı tam hatırlamıyorum ama başlangıç İCAF’la temastı sanırım. Sanatçılar kendi konserlerini kurgulasalar… Zaman, mekân sınırı olmasa… İstedikleri sanatçı istedikleri alanda konser verse… Kendi festival programlarını oluştursalar, istedikleri yerde düzenlenecek kendi All Tomorrow’s Parties festivallerinin küratörleri olsalar gibi düşünceler çok heyecanlandırdı bizi.

Yakın hissettiğimiz illüstratörlere fikri anlattığımızda, hepsi düşünceyi sevdi ve çok destek oldular. Özellikle ilk posterleri tasarlayan Bülent Gültek, Selin Çınar, Burak Şentürk, Ozan Aktuna, Dilara Özden, Burak Beceren ve Ekmel Ayar’ın destekleri çok belirleyiciydi. Zaten fikir aslında ortadaki iş bütününün çok küçük bir kısmı. Her bir sanatçının eşsiz çalışması seriyi değerli hale getiriyor.

Artemis: Yaklaşık bir yıl boyunca zihnimizin ve not defterlerimizin bir köşesinde duran bu fikri hayata geçirmek için Manyetik Bant’ın 10. yılını bahane ettik ve Dream Gigs Illustrated, Instagram ve Behance hesaplarının eşlik ettiği bir proje olarak blog üzerinde başladı. Üretimleri ve tavırlarıyla umudumuzu tazeleyen insanlarla bir arada olma ihtiyacını yoğun hissettiğimiz bir dönemde, rehabilite edici etkilerini de hissettik.

“Dream Gigs Illustrated’i kitap haline getirmek de istiyoruz. Kitap versiyonunda, hayal edilen konserlere dair tasarım dünyasını biletler, bileklikler, pass’ler gibi malzemelerle genişletmek de var aklımızda.” –Artemis Günebakanlı

Seriye katılmak isteyen sanatçılar nasıl başvuruyor? Fikirlerin ortaya çıkış aşamasında siz ne ölçüde dahil oluyorsunuz?

In Hoodies: Genellikle @dreamgigsillustrated Instagram hesabından yazarak katılmak istiyor sanatçılar. Biz de serinin yapısını, ne yapmak istediğimizi anlatıyoruz. Afişleri sanatçılar tamamen kendileri kurguluyor. Bazen fikir alışverişi yapıyoruz ama müdahalemiz olmuyor.

Bize yazanlar dışında, bizim davet ettiğimiz sanatçılar da çok tabii. Başvuru ve davetler aşağı yukarı yarı yarıya diyebilirim. Bu bizim için mutluluk verici, çünkü üretmeye ve paylaşmaya yeni başlayan, projeye özen göstereceğini düşündüğümüz kişilerle, daha bilinir sanatçıların çalışmalarının aynı seride yer alabilmesini istiyoruz. Benzer şekilde birbirinin çalışmalarından haberdar olmayan sanatçılar arasında bir bağlantı olabilmek de değerli geliyor. Biz de çalışmalarını daha önce görmediğimiz pek çok sanatçının üretimleriyle tanışıyoruz.

Artemis: Murat’la hemen hemen her gün “Şu isim şurada çalsa harika olmaz mıydı?” diye konuşuyoruz ama bu fikirler aramızda kalıyor. Bu projenin bizce en güzel yanı, sanatçıların güncel çalışma düzenlerinde alışkın olduğu renk skalası, font, grafik öğelerin yerleşimi gibi konulardaki sınırlamaların olmaması. Her şey kendi insiyatiflerinde olduğunda zaten ortaya müthiş işler çıkıyor.

Burak Beceren
Dilem Serbest

Bu posterler basılı formatlarda da hayat bulacak mı? 

In Hoodies: Bunu çok istiyoruz. Çalışmaların sayısı arttıkça mutlaka bir sergiye, hatta sergilere dönüşecektir. Yıl sonu veya önümüzdeki yıl başı gibi ilk sergi gerçekleşir diye umuyoruz. Çalışmaları, seri için poster tasarlayan her sanatçının mutlu olabileceği bir şekilde sunabilmek istiyoruz. Sergide afişlerin basılı halleri de olacaktır ama henüz tarih kesinleşmediği için posterlerin basılı hallerine sahip olmak isteyenler, doğrudan sanatçılarla iletişime geçebilir.

Artemis: Bunun dışında gerekli desteği bulabilirsek, Dream Gigs Illustrated’i kitap haline getirmek de istiyoruz. Kitap versiyonunda, hayal edilen konserlere dair tasarım dünyasını biletler, bileklikler, passler gibi malzemelerle genişletmek de var aklımızda. Aslında bu farklı tasarımların bir kısmını yakında hayata geçirebiliriz.

Erdem Yıldız
Ekmel Ayar

Afişlerde Anahit Sahne, Kelebekler Vadisi, hatta Şanzelize Cafe gibi bildiğimiz mekânların yanı sıra Tatooine’de çalan Daft Punk ya da cehennemde bir konser veren The Prodigy’ye de rastlıyoruz. Sizin bu posterlerdeki “hayali” konserlerden birini gerçekleştirme şansınız olsa hangisini seçerdiniz? Neden?

In Hoodies: Mevcut posterlerden birini seçmek zor. O kadar güzel fikirler var ki. Sanırım Ekmel Ayar’ın Gazze’de yıkılan kültür merkezi Said Al Mishal’in bombalanmasından bir gün önce gerçekleştirilen Nick Cave konseri en yakın gelen. Nedeni ise Ekmel’in afişe ilişkin yazdığı metindekiler tam olarak;

 “…Gazze’de yıllardır devam eden tarifsiz katliam ve haksızlıklarla birlikte, kayıtsız kalınamayacak boyutta bir kültürel yıkım da gerçekleşiyordu. Farklı coğrafyalarda farklı topluluklara karşı, çok farklı biçimlerde işlenen ve geçmişten günümüze süregelen sistematik bir kültürel soykırım gerçeği var. Bu kültür soykırımı dünyanın öbür ucunda, Nick Cave’in anavatanı Avustralya’da aborijinlere karşı sessiz ve üstü örtülü şekilde gerçekleşirken, Gazze’de Filistinlilere karşı şiddet ve kan dolu şekilde sürmekte. Bütün bunlara karşı evrensel bir tepkisizlik sürse de, içinde yaşadığımız dünyada müzisyenler susturuluyor, piyanolar parçalanıyor, kültür mekanları yıkılıyor, sanatçılar öldürülüyor ya da baskıyla sindiriliyor…”

Artemis: Herhalde şanslıyım ki projenin daha ilk ayında çok sevdiğim Blur, Depeche Mode, The Prodigy, Nick Cave & The Bad Seeds gibi isimlere ait posterler geldi. Şimdiye dek yayınlanan posterler içinde, belki de bir daha izleyemeyecek olmanın etkisiyle, konserlerinde hep kendimi kaybettiğim The Prodigy’nin cehennem performansına tanık olmak isterdim. Cehenneme birkaç saatliğine bile olsa gönüllü bir şekilde gitmemi sağlayabilecek bir grup The Prodigy.

Peki işi bir adım ileri götürsek, Dream Gigs Illustrated ekibinden bir hayali festival programı istesek?

In Hoodies: Büşra Üzgün sonradan başka bir fikir üzerine çalışsa da ilk düşüncesi kendi ölümü sonrası yapılan, sevdiği müzisyenlerin yer aldığı bir festivaldi. Aynı şeyi hayal etmemi sağlamıştı Büşra’nın fikri.

Soruyu duyunca bu ilahi line-up’ı trende görmek aklıma geldi. Her vagonunda ayrı bir performansın olduğu, yolda geçen upuzun bir tren festivali hayal ettim. Duraklarda başka başka müzisyenler katılıyor hatta. Akşamüstü yola çıkan tren, sonu gelmeyecek bir gecedeymiş gibi ilerliyor. Kimin tam olarak nerede ve ne zaman konser verdiği belirsiz.

Vagonlar arasında yürüyoruz ve tarihin farklı anlarından müzisyenler çıkıyor karşımıza. Bazı kompartımanlarda partiler gerçekleşirken, bazılarında sessiz, sakin devam ediyor şarkılar. Happy Mondays kompartımanlarını Hacienda’ya çevirmiş, arkalarda başka bir vagonda ahşap sandalyesinde Justin Vernon var. Bowie vagonlar arasında dolaşıyor. The Clash, Sex Pistols, Nirvana camları titretiyor, Robert Smith yataklı bir vagonda şarkılarını söylüyor, Tom Waits makine dairesinde metallere vurarak ritim tutup şarkı söylüyor, Cohen restoran bölümünde masalar arasında gülümseyerek yürüyor. R.E.M ve Patti Smith, Johnny Cash ve Neil Young, Tupac ve Notorious B.I.G, Kanye West ve Jay Z yan yana. Yürüdükçe Bob Dylan, The Beatles, Daniel Johnston, The Smiths, Joy Division, Oasis, Blur, The Stone Roses, The Verve, Arctic Monkeys, Radiohead, Portishead, Panda Bear, Nick Cave ile karşılaşıyoruz. Hatta hayatımıza dokunan, sevdiğimiz herkesle. “Pyramid Song” gibi.

Müzik hiç bitmiyor. Günün ilk ışıklarıyla tren yavaşlamaya başlıyor ve herkes varılan yerin bir çeşit cennet olduğunu hissediyor.

Artemis: Festival havası solumayı sevsem de kalbimden geçen, benim için yeri ayrı olan sanatçıları tek konserlerde izlemek. Friends’deki Monica’nın salonunda samimi bir akustik performansla Nirvana ya da Stone Temple Pilots’ı izlemek güzel olurdu. Sqornshellous Zeta’nın bataklıklarında, şiltelerle birlikte Blixa Bargeld’li kadrosuyla Nick Cave & The Bad Seeds’i de kaçırmak istemezdim. Bir de 2000 yılında babamın dev bir hediyesi olarak İstanbul’dan turla Radiohead’in Selanik konserine gitmiştim. Müziğin peşine düşmüş bir otobüs dolusu insanla birlikte seyahat etmek büyüleyiciydi. O otobüste, o insanlarla birlikte Radiohead’i izlemek isterdim.

Bülent Gültek

Poster serisinde şimdiye dek yayınlanan tüm çalışmaları buradan görebilir ve devamını takip edebilirsiniz.. Seriye şimdiye dek katılan sanatçılar da şöyle:
Bülent Gültek, Burak Beceren, Dilara Özden, Ozan Aktuna, Ekmel Ayar, Selin Çınar, Selin Birben, Kübra Su Yıldırım, Büşra Üzgün, Burak Şentürk, Sercan Tunalı, Burak Tozkoparan, Pınar Ulus, Yaren Yavuz, Emrah Tümer, Erdem Yıldız, Tunç Eren, Dilem Serbest, Hande Koçhan, Volkan Aydemir, Dilruba Karalp, Somon