HBO’nun Chernobyl dizisine ilham veren dokuz kaynak

Son dönemin en çok konuşulan yapımlarından biri HBO’nun mini-dizisi Chernobyl oldu. Yakın tarihin en büyük facialarından birinin gerçekleşme sürecini kurgulaştıran beş bölümlük dizinin yaratıcısı, yazar ve yapımcı Craig Mazin’in bu ayın başlarında Twitter hesabından paylaştığı tweetler, dizinin yapım sürecine ilham veren ve araştırma sürecinde kaynak olarak başvurduğu çeşitli eserleri açıklıyordu.

Özellikle gerçek olayların kurgulandığı yapımları izlerken tarihsel olaylara ve dramatik kurgu dışında kalan detaylara dair iştahı kabaran izleyiciler için, Mazin’e Chernobyl dizisi için ilham veren bu kaynakları sıraladık.

Chernobyl Prayer
Sovyet Rusya tarafından bilgi akışının kısıtlandığı Çernobil faciasında hâlen tam olarak kaç kişinin öldüğü ve olayların nasıl geliştiği konusunda soru işaretleri var. Sovyet hükümeti tarafından gizlenen çeşitli ayrıntıları ortaya çıkarmak ve bu faciadan kurtulmuş kişileri bularak onların hikâyelerini aktarmak amacıyla yıllar süren bir çalışma yürüten gazeteci-yazar Svetlana Alexievich’in kendisine Nobel Ödülü kazandıran Chernobyl Prayer (2015) isimli kitabı, faciayı yaşamlarını kaybedenlerin yakınlarının kelimeleri üzerinden aktarıyor. Dizinin yaratıcısı Craig Mazin’in ‘‘Oldukça elzem ve kalp kıran bir okuma. Alexievich’in Nobel ödülü almasının bir nedeni var.’’ diyerek övdüğü bu kitap, Çernobil faciası hakkında en önemli kaynaklardan bir tanesi kabul ediliyor.

The Voice of Lyudmilla
Çernobil faciasında itfaiyeci eşi Vasilij Ignatenko’yu ve bebeğini kaybeden Lyudmilla Ignatenko’nun kendi sesiyle facianın ailesini nasıl yok ettiğini aktardığı bu belgesel, İsveçli yönetmen Gunnar Bergdahl tarafından 2001’de çekildi. Ignatenko’nun her şeyin başladığı yere dönerek anlattığı hikâyesi, dizinin de izlemesi en zor anlarından birinin gerçekte nasıl geliştiğini acı dolu bir tonla aktarıyor.

Chernobyl 01:23:40
Andrew Leatherbarrow’un Çernobil faciasının 30. yıl dönümüne denk gelen 26 Nisan 2014’te yayınladığı kitabı Chernobyl 01:23:40 ismini facianın yaşandığı gün acil kapatma düğmesine basıldığı saatten alıyor. Facia sürecini, ilerleyen dönemdeki dava anına kadar detaylı bir şekilde aktaran kitap, aynı zamanda Leatherbarrow’un Pripyat’a yaptığı seyahat sürecindeki kişisel perspektifini ve bu seyahatte çektiği fotoğrafları da içeriyor. Kitaptaki metnin daha erken bir versiyonuna Leatherbarrow’un kişisel blogundaki bu sayfadan ulaşmak da olası.

Come and See
Pek çok önemli yazar ve sinema eleştirmeni tarafından sinema tarihinin en önemli filmleri arasında gösterilen, Elem Klimov’un yönettiği Come and See, listemizin Çernobil ile ilgili olmayan tek yapımı. Faciadan bir yıl önce, 1985’te gösterime giren film, genç bir Rus erkeğinin II. Dünya Savaşı sırasında Nazi güçleriyle mücadelesinin hikâyesini, fiziksel şiddetin yanı sıra maruz kaldığı psikolojik şiddete odaklanarak aktarıyor. Çeşitli kaynaklar Sovyetler Birliği hükümetinden onay alması sekiz yıl süren filmi gösterildiği yıllarda sinemada izleyen seyircilerin sıklıkla bayıldığını raporluyor. Mazin’in diziye dair araştırma sürecinde Çernobil süreci dışındaki tek kaynak olarak belirttiği filmin tamamını YouTube’dan İngilizce altyazılı olarak izlemek mümkün, ancak filmin gerçekten zor bir seyirlik sunduğunu tekrar belirtelim.

Chernobyl.3828
Çernobil’de gerçekleşen nükleer patlama sonrasında santralin çatısında biriken radyoaktif grafitlerin temizlenmesi görevi, robotlar başarılı olamayınca, maalesef gönüllü olan 3 bin 828 insana düştü. Chernobyl.3828 isimli kısa belgesel işte bu cesur ve isimsiz kahramanların hikâyesini anlatıyor. Mazin bu belgeselle ilgili ‘‘Benim için bir İncil’e dönüştü. Dizinin 4. bölümünde General Tarakanov’un yaptığı konuşma da gerçek sözlerinin birebir aynısı.’’ şeklinde bir tweet atmıştı.

Chernobyl – Chronicle of Difficult Weeks
Çernobil Nükleer Santrali’nde yaşanan patlamadan tam üç gün sonra olay yerine kamerasıyla gelerek faciayı belgeleyen yönetmen Vladimir Shevchenko’nun yakaladığı görüntüler bugün sinema tarihinin en tehlikeli işlerinden biri olarak tanımlanıyor. Belgeseli çektikten tam bir yıl sonra radyasyon zehirlenmesi nedeniyle ölen Shevchenko’nun kamerası kurşun kaplamalı bir kutunun içinde açıklanmayan bir lokasyona gömülerek saklandı. Hatta Shevchenko’nun belgesel ekibinden sağ kalanların bu kamerayı bulma çalışmalarına dair, 2012’de yayınlanan The Toxic Camera isimli bir belgesel de bulunuyor.  

Midnight in Chernobyl
Listemizin en yeni kaynaklarından biri olan Midnight in Chernobyl, gazeteci ve yazar Adam Higginbotham’ın on yıla yayılan araştırmasını ve bu süreçte gerçekleştirdiği röportajları içeriyor. Milyonlarca yaşamı tehlikeye atan facianın arkasındaki gerçekleri ortaya çıkarmak amacıyla kaleme alınan kitabın en büyük odağı ise dönemin Sovyetler Birliği hükümetinin faciaya neden olan sürece ve facia sonrasında yaşananlara dair takındığı sessiz tavır ve bu tavrın yol açtığı bilgi kirliliği.

Surviving Disaster
2006’da BBC’de yayınlanan ve çeşitli felaketere yer veren yedi bölümlük dizi Surviving Disaster, üçüncü bölümünde Çernobil nükleer faciasına neden olan süreci ve patlama sonrasındaki olayları konu ediniyor. ‘Docudrama’ olarak kurgulanan dizinin bu bölümü, faciaya neden olan ihmaller ve süreci araştırmakla görevlendirilen nükleer fizikçi Valery Legasov’un, facianın ikinci yıldönümünden hemen sonra -ve araştırmasının sonuçlarını açıklayacağı konferanstan bir gün önce- intihar etmesine de odaklanıyor.

Ablaze
İngiliz tarihçi ve ödüllü yazar Piers Paul Read tarafından yazılan ve 1993’te yayınlanan Ablaze, Çernobil faciasının yaşandığı bölgeye, bu facia etrafındaki kahraman ve kurbanlara dair detaylı bir tarihçe sunuyor. Dizinin yapımcısı Mazin, dizi öncesindeki araştırma sürecine değerli katkıları olduğunu söylediği kitap için, yazıldığı tarih nedeniyle bugün biraz geçerliliğini yitirmiş bilgiler de barındırdığını not düşüyor.