Hebru Brantley’nin sistemsel adaletsizliği ayaklar altına alan kahramanları

“Yetişkinlerin yapacağı her şeyi yaptık. Ne yanlış gitti?” Modern klasiklerden biri olan Lord of the Flies (Sinekler Tanrısı) romanında William Goulding; İkinci Dünya Savaşı’nda bir kurtarma uçağının düşmesiyle adada mahsur kalan altı çocuğun, giderek barbarlaşan yaşam düzenleri üzerinden faşist şiddete eleştiri getirmişti. Chicagolu sanatçı Hebru Brantley’nin, Fly Boy ve Lil MaMa adlı kurgu karakterlerden oluşturduğu “Lord of the Flys” ikilisi de, sistemsel ayrımcılığa karşı gelen ve yetişkinlerin şiddetli dünyasına aldanmayan birer çocuk süper kahraman.

Manga, çizgi roman ve çizgi film kurgusunu, hip hop ve Siyah tarihinden esinlenerek dünyevileştiren Brantley, politik bir amaç gütmeden ırk, cinsiyet ve kimlik temalarıyla beslenen karakterler yaratıyor. Sınav kâğıdına yaptığı karalamaların ardından sokak sanatıyla kariyerine başlayan sanatçı; yıllar içerisinde heykel, litograf, yağlı boya, doodle ve başka başka tekniklerle portfolyosunu çeşitlendiriyor. Afrofütürist olarak tanımladığı tarzı ve “yüksek sanat ve gerçek dünya arasındaki köprü” diyerek nitelendirdiği yaklaşımıyla, bir türlü çözüm üretilemeyen toplumsal problemlere ilgi çekmeyi amaçlıyor. Zaten Fly Boy’un da çıkış noktası, popüler kültürde temsil edilmeyen Siyah başrolü yaratma hevesiymiş.

Yazı: Cansu Çubukçu