Hedonutopia TV’de en çok dönen 5 dizi

Fırat Külçek ve Kerem Feyzi’den oluşan Hedonutopia, her seneye bir albüm geleneğini pandemi günlerinde de devam ettiriyor. Beşinci albüm Beyaz Durak, Dokuz Sekiz Müzik etiketiyle 23 Ekim Cuma günü yayımlanacak. Albüm için geri sayım, geçtiğimiz haftalarda klibiyle birlikte paylaşılan “Bırak Gideyim” teklisiyle başladı.

Müzikal üretimlerinin yanı sıra ev arkadaşlığı da yapan Fırat ve Kerem’e, Hedonutopia TV’de en sık karşımıza çıkacak dizileri sorduk. Söz Hedonutopia’da…

Chernobyl

“Nükleer enerjinin nelere mâl olabileceğinin ve radyasyonun tehlikelerinin tüm gerçekliğiyle aktarıldığı; ders niteliğinde, herkesin izlemesi gereken bir dizi. 80’ler siyasi coğrafyasının yansımalarını da gözlemleyebileceğimiz, insan ve insanlığı sorgulatan sahneleriyle facia hakkında yapılmış en dikkat çekici yapım. İzledikten sonra gerçek video görüntüleriyle karşılaştırıp ‘Yok artık gerçekten de bu kadar olmaz’ demişliğimiz vardır. Dizi müziğini yapan ve Oscar kazanan Hildur Guðnadóttir‘e de saygımız ve sevgimiz kat kat artmıştır yaptığı iş ile. Hildur, kasvetli atmosferi, gerçekçi aktarabilmek için müzikleri terk edilmiş bir nükleer santralde kaydetmiş.” 

True Detective

“Özellikle ilk sezonu ile kült hâline gelebilecek bir suç antolojisi. Dönemin ruhunu, kişilik bunalımlarını ve hayatı sorgulatan diyalogları ile sevdiğimiz oyuncular Matthew McConaughey ve Woody Harrelson, ilk sezonda harika iş çıkarmışlar. İzlerken sizi içine çeken ve sezonu bitirmeden başından kalkamayacağınız bir girdap.”

Better Call Saul

Breaking Bad spin-off’u. Yani olaylar Breaking Bad evreninde geçiyor. Diziden bildiğimiz avukat Saul Goodman’ın hikâyesi. Aramızda tartışırız ‘acaba hangi dizi daha iyi’ diye, sanırız Better Call Saul daha ağır basıyor. Gerek orijinal diziye göndermeler olsun, gerek karakterlerin hikâyeleri olsun, çok ince düşünülmüş. Özellikle abi-kardeş ilişkileri ve hukuk dünyası üzerine uzun sohbetlere girebilirsiniz.”

Black Mirror

“Bir kült daha. Her bölümü ile gündelik hayatımızı sorgulatan ve öngörüleriyle kâbuslarımıza giren karanlık ütopya! Telefonumuzun siyah ekranında gördüklerimiz kendi gerçekliğimiz mi? Yoksa bir yanılsama mı?”

Manhunt: Unabomber

“Ted Kaczynski’nin gerçek hayatından esinlenilmiş sürükleyici bir yapım. Sistem eleştirisi, suç ve suçlu arasındaki çizgi gibi pek çok metaforu düşünmemize neden oluyor. Çekimler ve oyunculuk ile ilgili eleştiriler alsa da farklı bakış açıları geliştirmek için es geçilmemeli.”