İkinci sezon öncesinde, "Stranger Things"ten dört yeni karakter

80’li yılların hayran olunan fantastik – gerilim filmlerinden ilham almasıyla nam salan ve yayınlandığı günden itibaren tüm dünyada dillerden düşmeyen Stranger Things’in ikinci sezonu bugün Netflix ekranlarında olacak. Bir süredir Bant Mag. olarak geri sayımını yaptığımız ikinci sezonda ilk kez karşımıza çıkacak olan yeni karakterlere yakından bakmak istedik. Huzurlarınızda dört yeni Stranger Things karakteri ve dizinin yeni oyuncularından Sadie Sink’in yeni sezona dair düşünceleri.

Yazı: Busen Dostgül

Sean Astin // Bob Newby karakteri
Sinema dünyasının kült serileri arasında yer alan The Lord of the Rings’in tüm filmlerinde rol alan Sean Astin’i aslında çok da iyi tanıyorsunuz. Bob Newby isimli karakteriyle ikinci sezonda karşımıza çıkacak olan Astin, Winona Ryder’ın canlandırdığı Joyce Byers’ın yakınlaştığı karakter olacak. Bu arada, şu önemli bilgiyi de paylaşalım: Sean Astin, dizinin ilham aldığı filmler arasında bulunan 1984 yapımı The Goonies kadrosunda henüz 13 yaşındayken yer almıştı. Diziyle ilgili hislerini paylaşan Astin, Stranger Things karakterlerinin bisikletlerine atlayıp, bilinmezlerle dolu ormana daldıklarını izlediğinde “Onları bisikletlerini kullanırken gördüğümde, resmen The Gooines günlerime geri döndüm” açıklamasını yapmıştı.

Paul Reiser // Dr. Owens karakteri
Yeni sezonda izleyeceğimiz isimlerden biri olan Paul Reiser, sinema dünyasında 1992 yapımı Mad About You’da Helen Hunt’la başrolleri paylaşmasıyla biliniyor. İlerleyen yıllarda komedyen ve yazar olarak da karşımıza çıkan Reiser, bu kez daha ciddi bir rolle kamera karşısına geçiyor. İkinci Stranger Things sezonunda Dr. Owens rolüyle izleyeceğimiz Paul Reiser, ilk sezonda anlam veremedikleri olayların içinde kendilerini bulan karakterlere, gizemlerle dolu Upside Down evreninde olup bitenleri açıklamaya çalışacak. Hali hazırda merak edilen bu evrenle ilgili donanımlı birini izleyecek olmak da yeni sezonun en heyecan verici yanlarından biri. Bu arada Paul Reiser, yine dizinin ilham aldığı filmlerden biri olan 1986 yapımı Aliens kadrosunda da yer alıyordu. Yakın zamanda Stranger Things’deki rolünü konuşmak için The Night with Conan’a konuk olan Paul Reiser, dizideki oldukça deneyimli rolü için şu komik anısını paylaşmıştı:

“Beni daha sonra efektler kullanarak bambaşka bir sahnede gözükeceğim yeşil fonda bir camın önüne koydular ve söylemem gerekenleri ilettiler. Repliklerimi söylemeye başladım ancak gerçekten o an orada neler olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. ‘Pardon, şu an tam olarak bu sahnede ne oluyor?’ diye sorduğumda bana Upside Down evreninde bir şeylerin ters gittiğini, çeşitli enerjilerin varlığının başka bir şeyleri tetiklediğini ve daha bir sürü karışık şey anlattılar. Ben de ‘Tamam, bilmek istemiyorum, repliklere devam edelim’ dedim!”

Sadie Sink // Max karakteri
Özellikle ana karakterleriyle sayısız kişinin sempatisini kazanan Stranger Things, ikinci sezonda Sadie Sink’i bu ekibe dahil ediyor. Finn Wolfhard (Mike), Millie Bobby Brown (Eleven), Gaten Matarazzo (Dustin), Caleb McLaughlin (Lucas) ve Noah Schnapp’tan (Will) oluşan genç kadroyla birlikte sık sık göreceğimiz Sink, Max isimli karakteri canlandıracak. Birçok konuda tereddüt eden, zaman zaman birçok aksiyondan çekinen ana karakterlerin aksine oldukça güçlü ve sert bir karakterle izleyeceğimiz Max, yeri geldiğinde hepsinden daha cesaretli olduğunu da gösteriyor. Her ne kadar etrafındakilere şüpheyle yaklaşsa da, Max’i ikinci sezonda çok sık göreceğiz. Sadie Sink’in diziyle ilgili yaptığı bazı açıklamaları, yazının sonunda okuyabilirsiniz. 

Dacre Montgomery // Billy karakteri
İkinci Stranger Things sezonu, Max karakterinin üvey kardeşi Billy rolünde Avustralyalı oyuncu Dacre Montgomery’yi karşımıza çıkarıyor. Dış görünüşü ile oldukça havalı olan, son model arabalara binen, genellikle bütün kızların favorisi olan Billy, tüm bunların yanında çok da tahmin edilemeyen bir karaktere ve sert bir mizaca sahip. Karakterin bu şekilde yaratılması için dizinin yaratıcıları olan Duffer Brothers, Montgomery’ye Jack Nicholson’ın The Shining’deki karakterini izlemesini ve ondan ilham alması tavsiyesinde bulunmuş. Konuyla ilgili Dacre Montgomery şu sözleri söylüyor: “Jack Nicholson’ın genel olarak beklenmedik tavırları olan bir doğası var. The Shining’de bu karakteri bilinmez veya tahmin edilemez kılan da bu, bir sonraki sahnede ne olacağını kestiremiyorsunuz”.

Sadie Sink
Fotoğraf: Ryan Pfluger / Netflix

Sadie Sink ile ikinci Stranger Things sezonu üzerine

“Bütün arkadaşlarım Stranger Things izliyordu ve bana da ‘Bunu mutlaka izlemelisi’ dediler. O an gerçekten dizinin yeni sezonunda olmayı hayal bile etmemiştim” sözleriyle aslında diziyi izleyen herkesten bir farkı olmadığını söyleyen Sadie Sink, ikinci sezondaki Max karakteriyle yeni bölümlere damgasını vuracak. Sink’in diziyle ilgili yaptığı açıklamalara göz atıyoruz.

Herkesin ilk sezonda zaten birbiriyle yakın olduğu bir dizi ekibine katılmakla ilgili:

“Beni oldukça içten karşıladılar ve çok kibarlardı. Ama yine de bu kadar sıkı bağları olan arkadaşlar için benim ekibe dahil olmam biraz da korkutucu bir şeydi. Gaten Matarazzo (Dustin) ve Caleb McLaughlin (Lucas) ile daha önce Broadway’de oynadığımız oyunlardan dolayı tanışıyorduk. Böyle bir ekibin içinde olmak çok hoş bir duygu.”  

“Dizi ikinci sezonda ne şekilde evrilecek?” sorusuna:  

“Canavarlar. Daha çok canavar göreceğiz. Zaten ilk sezonda görmüş olduğumuz birçok doğaüstü olaya, ikinci sezonla birlikte yenileri ekleniyor. Gerçekten, herkesin bunu izlemesi için sabırsızlanıyorum.”

Netflix’in Stranger Things’in tüm dünyaya yayılmasını sağlaması üzerine:

“Dizinin bu denli başarılı olmasında Netflix çok büyük rol oynuyor. İzleyicilerine nerede olurlarsa olsunlar, izleme özgürlüğü tanımasıyla öne çıkan Netflix, aynı zamanda hem benim gibi bir oturuşta iki gün boyunca dizi izleyenleri mutlu ediyor, hem de zamana yayarak yavaş yavaş izlemek isteyenleri.”