İKSV’den pandemiden etkilenen kültür-sanat alanının ihtiyaçlarına yönelik yeni politika metni

Kültür-sanat faaliyetleri kuşkusuz corona virüsünden çokça etkilenen, bunun yanında salgın döneminde birleştirici gücüne fazlaca ihtiyaç duyulan faaliyetler. İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları, hazırladığı yeni politika metni Pandemi Sırasında Kültür-Sanatın Birleştirici Gücü ve Alanın İhtiyaçları’nda kültür-sanat alanının daha fazla yara almaması için dayanışmanın önemini ve gerekliliğini vurguluyor. Kültür-sanat mekânlarının ve faaliyetlerinin sürdürülebilmesi ve alacağı zararların minimuma indirilmesi için farklı coğrafyalarda başlatılan dayanışma kampanyanlarını, yetkililere yapılan çağrıları ve başvuruları duyuyor ve paylaşıyoruz. İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece Aydınlık da “İçinden geçtiğimiz bu zor dönemde yaratıcı sektörlerin ve tüm bileşenlerinin hayatta kalabilmesi için dünyanın farklı coğrafyalarında açıklanan tedbirlerin, yaratıcılığa ve sanatın birleştirici gücüne duyulan ihtiyacın giderek daha da artacağının sinyallerini verdiğini” belirtiyor.

Türkiye’deki kültür-sanat ortamındaki kırılgan yapıyı hatırlatan metin, daha fazla yara alınmasını önlemek adına kamusal, özel ve bireysel her türlü tedbir ve çözüm önerisini de sıralıyor. İKSV’nin yeni politika metni şu soruların cevaplarını arıyor, “Dünyada yaratıcı sektörlere yönelik ne tür destekler açıklandı?”, “Türkiye’de kültürel alanda kamu desteğine ilişkin mevcut durum nedir?”, “Türkiye’de kültürel alanda hangi tedbirlere ihtiyaç duyuluyor?” Metin, pandemi sırasında kültürel alanda dayanışma, yaratıcı sektörlere yönelik destek mekanizmaları ve kurumlar, kuruluşlar ve bağışçılara yönelik temel önerilerden oluşan üç bölümden oluşuyor.

Kapsamlı ve uzun vadeli bir destek programının bir an önce oluşturulmasını öneren metin için Aydınlık, şunları söylüyor: “Ülkelerin kültür yönetimi modelleri uyarınca geliştirilen politikalar ve ekonomik imkânlar doğrultusundaki destek paketleri, bir yandan kültür-sanat alanının güç kaybetmemesini sağlarken diğer yandan hayatını evinden sürdüren milyonlarca insana şifa olacak yaratıcı programların farklı şekillerde devam etmesine aracılık ediyor. Türkiye’de de oldukça kırılgan bir yapıya sahip olan sanat dünyasının geri dönülemez bir yara almadan faaliyetlerine devam edebilmesi için kamu, sivil toplum ve özel sektörün el ele vererek geliştireceği, kapsamlı ve uzun vadeli bir destek modelinin hızla hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Alana özgü ihtiyaçları gözeten, odaklı ve tüm disiplinleri kapsayıcı bir destek mekanizması oluşturulmasının, kültür-sanatın sağaltıcı, kapsayıcı ve dönüştürücü gücünü görünür kılmada ve geniş kitlelere ulaştırmada büyük bir etkisi olacaktır.”

Yazı: Işıl Saykan