İtinayla ezber bozulur: Intermezzo

Yazı: Korcan Derinsu

Son yılların adından övgülerle söz ettiren yazarlarından Sally Rooney, yeni romanı Intermezzo ile iki erkek kardeşin arzu, çaresizlik ve olasılıklarla dolu yeni bir ara faslın eşiğindeyken gerçek sevgiyi ve hayatta anlam arayışını aktarıyor. Can Yayınları etiketli kitap, Begüm Kovulmaz çevirisiyle raflarda.


Ne hakkında? Hikâye ne? 

Birbirleriyle alakasız iki kardeş olan Peter ve Ivan’ın hayatı babalarını kaybettikten sonra köklü bir değişime uğrar. 30’larında başarılı bir avukat olan Peter, iki farklı kadınla, Sylvia ve Naomi ile görüşmekte ve bir şeyleri oldurmaya çalışmaktadır. 20’lerin başında bir satranç dehası olan Ivan ise abisinin aksine sosyal olmadığı gibi ilişkilerde de başarısızdır. Onun da hayatı kendinden yaşça büyük bir kadın olan Margaret ile tanıştıktan sonra değişir. İki kardeş bir yandan yaslarını yaşarken diğer yandan kendi hayatlarında anlam arayışına gireceklerdir. 

Zaman dilimi ve mekân 

Dublin, İrlanda
2023. 

Okumadan önce bilmemiz gerekenler 

Sally Rooney; Normal İnsanlar, Arkadaşlarla Sohbetler ve Güzel Dünya Neredesin? gibi çok satan, çok tartışılan romanların yazarı. 

Intermezzo, Türkiye’de de dünyayla aynı tarihte 24 Eylül’de yayımlandı. (Bir okur olarak bunu sağlayanlara teşekkürü borç bilirim.)

Normal İnsanlar, 46 dile çevrildikten sonra, 2020 yılında aynı isimle Paul Mescal ve Daisy Edgar Jones’un başrollerinde olduğu bir mini diziye de uyarlandı ve en az roman kadar ses getirdi. 

Arkadaşlarla Sohbetler, 2022 yılında aynı isimle Alison Oliver ve Sasha Lane’in başrolleriyle dizi olarak hayata geçti. Ancak ilk sezonun ardından devamının yapılmamasına karar verildi. 

Kendisi feminist bir Marksist olarak tanımlayan Sally Rooney, Gazze’deki katliamı kınayan açıklamaları sebebiyle bolca eleştirilse de sözünü sakınmayan birisi.

Kitaba dair en çok neyi sevdin?

Sally Rooney’nin başarısına sırtını yaslamaktansa risk almasını, dil ve üslubunu farklılaştırmasını, erkek karakterleri de az kadınlar kadar iyi yazmasını ve hikâyenin hem tanıdık hem yepyeni havasını çok sevdim.  Ve tabii bir de Ivan karakterini. O şefkatli, ürkek ama kırılgan hâli beni benden aldı. 

En az neyi sevdin?

Aslında sevmediğim hiçbir şey olmadı ama illa bir şey söyleyeceksem kapağına bayılmadım.

Yazıma dair neler söyleyebilirsin? 

Sally Rooney gibi dünya çapında çok satan yazarlar anlatıma ve dile dair kafa yormadıkları için sık eleştirilir. Hele bir de daha “hafif” konuları ele alıyorlarsa birçok okur tarafından küçümsenirler. Doğruya doğru, tüm romanlarını koşarak alıp, Güzel Dünya, Neredesin? romanını çok sevsem de benim de bakışım biraz böyleydi. Nasıl desem, biraz fazla düz buluyordum üslubunu, kolaya kaçtığını düşünüyordum. 

Intermezzo, tüm bu düşüncelerimi boşa çıkardı. Diğer romanlarından farklı olarak Sally Rooney ilk kez üsluba kafa yormuş, hatta bence risk almış. Karakterlerin yaşadığı yas hâli, kafa karışıklığı dile yansıyor. Diyaloglar ayrılmış değil, bu yüzden biri mi konuşuyor yoksa bu akıldan geçen bir şey mi, başlarda anlamak kolay olmuyor. Tam da karakterin ruh hâline bürünüyor okuyucu. O bulanıklığın üstüne bir de Peter’ın bölümleri ile Ivan’ın bölümleri de nüanslarla birbirinden ayrılıyor. Böylece ortaya çok özenli bir anlatım çıkıyor.

Kısa sürede sürüklenerek mi okudun? Yoksa biraz sürünerek mi? 

Intermezzo kendini kolay okutuyor. İlk bölümlerde üsluptan ötürü bir kafa karışıklığı baş gösterecek gibi olsa da bu kısa sürede kayboluyor. Sonrası bildiğimiz Sally Rooney; elimizden tutup Dublin yağmuru altında koşmaya davet ediyor. Ben de bu daveti kırmadım ve tüm romanı 2-3 gün gibi bir sürede okudum. 

Çok etkilendiğin / dönüp tekrar okuduğun bölüm(ler) oldu mu? 

Ivan ile Margaret’ın anlatıldığı bölümleri bir ayrı sevdim. Özellikle Ivan’ın dünyayı anlamaya çalışırken iç burkan bir hâli var. Çok dokunaklı, zarif ve bir o kadar da sakin. Bu bölümlerden tekrar okuduğum cümleler oldu. 

Kitap, modunu nasıl etkiledi? 

Intermezzo çok fazla hayata benziyor. Hiçbir şey çok net değil, tutarlı değil. Bazen oldukça monoton ama bir yandan da güzel çünkü sürprizlere gebe. Tüm bunları düşününce Intermezzo bana çok gerçek geldi. Önceki romanlarında daha bir karamsar hava seziyordum Sally Rooney’de. Belki 20’li yaşlarda birinin hayatın acı yüzüyle ilk temasının eseri olmalarından ötürüdür bilmiyorum ama bu defa, biraz daha hayatı kabullenmiş, tüm tatsızlıklarına rağmen güzelliklerini de görmeye çalışan bir bakış vardı. Bu bakış bana iyi hissettirdi. 

Okurken hiç Google’ladığın şeyler oldu mu? 

Kitaba başlamadan “Intermezzo”nun ne anlama geldiğini araştırdım o kadar. Bildiğim kadar bilmediğim anlamları da varmış. Sonrasında her şey o kadar hızlı akıp gitti ki durup bir şeyleri araştıracak fırsatım olmadı. 

Kitabın ismi hakkında ne düşünüyorsun?

“Intermezzo”, bir satranç terimi olarak oyunun seyrini değiştiren beklenmeyen hamle anlamına geliyor(muş). Peter ve Ivan’ın aldıkları bazı kararları düşündükçe çok anlamlı hâle geliyor bu isim ve romana cuk oturuyor bence. 

Aynı zamanda “Intermezzo” bir müzik terimi olarak da bir oyunun perde aralarında çalınan müziğe verilen isim. Gastronomi dünyasında da iki yemek arasında damağı temizleyen ufak atıştırmalıkların ismi. Sally Rooney’nin önceki yazdığı romanlarla Intermezzo arasında özellikle üslup açısından gözle görülür bir fark olduğunu da hesaba katarsak romanın tıpkı ismi gibi bir ara dönemin (geçiş döneminin) romanı olduğunu düşünüyorum.

Bu kitabı seven şunları da sever 

Bir ölümden sonra bir araya gelen kardeşleri ele aldığı için Coco Mellors’ın Blue Sisters romanı ilk aklıma gelen oldu. 

Bunun dışında Sally Rooney’nin sevdiği temaları (aşk, cinsellik, varoluş krizi vs.) başka bir bakışla ele alan Elif Batuman’ın Budala ve bir diğer İrlandalı yazar olan Caroline O’Donoghue’nun The Rachel Incident romanları da Intermezzo’yu sevenleri fazlasıyla mutlu edecektir. 

Yazara bir soru soracak olsan bu soru ne olurdu?

33 yaşında bu kadar ses getiren bir yazar olmak, her romanda çıtanın da beklentinin de yükselmesi nasıl hissettiriyor, bunu sormak isterdim. Bu kadar tanınan bir yazar olmamayı dilediği oluyor mu yoksa baskı hoşuna mı gidiyor, merak ediyorum.