Jakuzi kaseti başa sardı
Kutay Soyocak ve Taner Yücel’in ortaklığı Jakuzi, 2016’da ilk albümü Fantezi Müzik’i yayımlamıştı. Türkiye’deki yeni nesil synth-pop dalgasının büyümesinde kilit rol oynayan bu albümle Jakuzi, yoluna Berlin merkezli plak şirketi City Slang çatısı altında devam etti. Araya kimi yeni maceralar, yan projeler, solo işler, oyuncu değişiklikleri girdi ama şimdi kaseti en başa sarma zamanı.
2015’te henüz gruplarına Jakuzi ismini koymadan önce Kutay Soyocak ve Taner Yücel’in kaydettiği ilk demolardan biri olan “Merasim”, ekibin yeni yıl hediyesi olarak ilk kez dinlemeye açıldı. “Bu şarkının varlığını unutmuşken, hatırlamanın hem sevincini hem hüznünü sizinle paylaşmak istedik.” mesajıyla yayımlanan şarkı, ilk albüm Fantezi Müzik’e dâhil edilmeyip tozlu raflarda ya da daha isabetli bir tabirle hard disklerin derinliklerinde bırakılmış. Nitekim şimdi yayımlanan versiyon da “Merasim”in ellerindeki tek kaydı olan MP3 formatındaki demo üzerinden “oynayabildikleri kadar oynanmış” hâli. Shalgam Records etiketiyle yayında.
“Karardım ve kararttım, seni bile” sözleriyle açılan şarkı, dinleyenin üstüne kara bulutlar serpiyor. Grubun yıllar içindeki sonik dönüşümünü takip edenler için, kimi ilgi çekici detaylar mevcut. Bas yürüyüşünün sırtladığı “Merasim”in synth partisyonları, sözlerdeki esrarlı havayı körüklüyor. Özellikle ikinci kısımda ön plana çıkan oyuncu gitar partisyonları da ilk Jakuzi albümündeki bazı fikirleri akıllara getirmekte.
2016’dan bir röportaj: Kabaremsi synth pop
Mayıs 2016 tarihli Bant Mag. No:49’da henüz ilk konserini bile çalmamışken Jakuzi’yle bir röportaj yapmıştık. Jakuzi’nin doğduğu günlere, nasıl çalıştıklarına dair kimi nüansları, Kutay ve Taner’in bu röportajdan alıntılarıyla hatırlayalım.
Taner Yücel: Kutay’ın bana şarkı taslaklarını gönderdiği dönemde ben de bu tür bir şeyler hazırlıyordum aslında. Evde kendi kendime parodiler yapmayı, bir şeyleri taklit etmeyi seviyorum. Bunu yaparken çok fazla şey de öğrendim. Daha önceleri ciddiye almadan yaptığım bazı şeyleri Kutay’la ciddi bir şekilde ele aldık ve çok şey öğrendik diyebilirim.
Kutay Soyocak: Ben o taslakları yapıyordum ama taslakların bir bağlamı yoktu aslında. Belli bir sınır çizme anlamında Taner’in büyük bir getirisi oldu. O dönem yaptığım şeyleri bir bütün olarak göremiyordum. Bizim bu projeyi bir duo projesine çevirmemizdeki en önemli etken de Taner’in de işleyiş kısmında kendinden bir şeyler katması oldu. “Koca Bir Saçmalık” şarkısının bestesi aslında Taner’in, ben vokallerini yazdım örneğin.
Taner Yücel: Kutay ilk başlarda alıştığı bir refleksle şarkı söylüyordu. “Pasif agresif vokal” dediğimiz bir tanımlama vardır ya, dişini sıkarak söylemek gibi… Onu kapamaya çok uğraştık başlarda. Biraz daha kendini ciddiye almadan, kabaremsi bir vokal yaklaşımı olmasını istedim. Kutay bence bu hissiyatı iyi vermeyi başardı.
Kutay Soyocak: 2000’lerin getirdiği Türkçe rock algısı, niyet ve uygulanış arasındaki büyük uçurum bu refleksi doğuruyordu. Dinlediğim şeylerle yaptığım müziğin tutmamasına biraz takılmıştım. Mark Lanegan ya da Nick Cave’deki dert anlatan, derdi olan adam hâlini çok seviyordum. Ama Jakuzi’de hayatımda yazdığım en basit sözleri yazdım.