Kenny Beats, Karakter ve bu hafta başka ne dinlesek?

İlk solo Kenny Beats albümü, müzisyenden babasına bir hediye. Karakter, gün ışığıyla dans eden yeni teklisiyle çakralarınızı açmaya geldi. Kaitlyn Aruelia Smith’in synth büyüleri eşliğinde tatlı rüyalar.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

ALBÜM: Kenny Beats – LOUIE
(XL Recordings)

Vince Staples, JPEGMafia, Slowthai gibi yeni jenerasyonun yıldız hip hop müzisyenlerinin prodüktörü olmasının yanı sıra IDLES’la yaptığı ortaklıklarla da tanınan Kenneth Charles Blume III namıdiğer Kenny Beats’in ilk solo albümü. Adını Blume’un pandemi esnasında kanser teşhisi konan babasından alan koleksiyon, baba Louie’nin 90’larda yaptığı karışık kasetlerden ilhamla ona bir hediye olarak tasarlanmış aslında. “Seni özlemek için veda ediyorum.” sözleriyle gözleri nemlendiriyor Kenny Beats ama kaydın ruhunda acı, karamsarlık ya da vazgeçiş yok; aksine ikilinin gündelik hayatına ortak eden konuşmalar ve çeşitli caz, soul, R&B parçalarını bir araya getiren samimi bir sonik kolaj dinliyoruz. Birlikte geçen güzel günlerin bir kutlaması âdeta.

TEKLİ: Totally Enormous Extinct Dinosaurs – When The Lights Go
(Nice Age)

İlk albümü Trouble ile indietronica’nın imza işlerinden birini tasarlayan İngiliz prodüktör Orlando Higginbottom, ikinci Totally Enormous Extinct Dinosaurs albümünü yayımlıyor. Tam 10 yıl sonra! 9 Eylül’e tarihlenen Where The Lights Go albümünden paylaşılan son tadımlık, albüme ismini veren şarkı. Buram buram 80’ler kokan, synth dokunuşlarının başrolü üstlendiği bir siber dans şarkısı bu.

TEKLİ: Karakter – Solar Plexus
(Bağımsız)

Gülinler, Tuğçe Şenoğul, In Hoodies, Ezgi Alaş, Seda Erciyes gibileriyle de çalışan prodüktör, DJ ve MPC ustası Karakter’den taze bir solo tekli. Geçtiğimiz ay yanıtladığı Z Raporu anketinde Fabrik’in “Mantra”sını bol bol dinlediğinden, meditasyon yapmanın ona iyi geldiğinden bahsetmişti. Öyle ki adını karnın üst bölümünde bulunan, güneş sarısı rengindeki Solar Pleksus çakrasından alan bir parçayla döndü. Döngüsel synth melodileri, doğu kökenli başkaca tınılar ve nefes sesleriyle örülmüş, yoğunluğu değişken, gün ışığıyla dans eden ve ettiren bir kayıt.

TEKLİ: Margo Price – Been To The Mountain
(Loma Vista)

Nashville çıkışlı country soul müzisyeni Margo Price, bu şarkının “kendi bilinçlerimize kişisel bir yolculuğun ilk durağı” olduğunu söylüyor. Sonbaharda raflarda yerini alacak otobiyografisinin de etkisiyle olsa gerek, kariyerinde yeni bir dönemin açılışını yapmış “Been To The Mountain” ile. Eşi Jeremy Ivey eşliğinde kaydettiği, sağlam bir rock riffi üzerine kurulu parça yeni bir albüm habercisi mi, henüz bilinmiyor.

ALBÜM: Los Cotopla Boyz – Mamarron Vol.1 (Remastered)
(AYA Records)

Afrika ve Avrupa tınılarını kaynaştıran Kolombiya doğumlu Cumbia müziğinden seçmeler. Frente Cumbiero, Meridian Brothers, Romperayo, Chúpame el Dedo, Dub de Gaita, Los Pirañas gibi Bogotalı öncülerini takip eden 2018 çıkışlı Los Cotopla Boyz, 2020’de yayımladığı Mamarron Vol.1 uzunçalarındaki şarkıların yeniden düzenlenmiş versiyonları ve “El Peruanito” adlı bir bonusla karşımızda. Halüsinojenik deneylerden beceriksiz aşk hikâyelerine uzanan, geleneği günümüz teknolojisi ve müzikal yaklaşımıyla taşıyarak bünyeyi harekete geçiren, sımsıcak bir albüm. Biterken ter içinde kalmış gibi hissedeceksiniz.

TEKLİ: Kum & Şehinşah – Yaşamak
(Universal Music Türkiye)

Neredeyse her hafta başka bir düetle karşımıza çıkmaya devam ediyor Kum. Bu kez yanına Şehinşah’ı almış, bir lo-fi rap güzelliği olan “Yaşamak”la ânında dile dolanan nasihatler veriyor: “Geldin bak ta kaç yaşına. Çok kez kaldın tek başına. Taktığın bu dertler boşuna. Yaşamak boş inan, yaşamak boş inan.” Şehinşah’ın verse’lerinde Kum’un hi şarkısı “Tüm Düşmanlarıma”ya selam çaktığı da dikkatlerden kaçmasın. Miks ve mastering işlemleri Luca Fritz imzalı teklinin bizzat Kum yönetmenliğinde çekilen klibi için de buraya.

TEKLİ: Rina Sawayama – Phantom
(Dirty Hit)

Japonya asıllı İngiliz müzisyen pop, R&B, nu-metal durakları arasında mekik dokuyan SAWAYAMA ile 2020’nin görkemli ilk albümlerinden birine imza atmıştı. 16 Eylül’de yayımlayacağı yeni uzunçalarından fırlattığı tekliler aracılığıyla ise bugün bir yetişkin olarak geriye bakıp hayattaki seçimlerini gözden geçirdiğini, kişisel devrimini yaşadığını anlamıştık. Yeni şarkı “Phantom”da da aynı temayı genişleterek, tüm yaşamını diğer insanları mutlu etmeye çalışarak geçirdiği gerçeğini kurcalıyor. Gereksiz yere zorlanan sınırları saniyeler ilerledikçe yıkıp tamamen ortadan kaldıran bir pop baladı.

TEKLİ: David Bowie – Modern Love (Moonage Daydream Mix)
(Parlophone Records)

Kurt Cobain: Montage of Heck, Crossfire Hurricane, Jane gibi ödüllü belgesellerle tanınan Brett Morgen’ın 16 Eylül’de vizyona girecek  David Bowie belgeseli Moonage Daydream’e eşlikçi bir albümün de hazırlandığı ortaya çıktı. Dinlemeye açılan ilk kayıt, 1983 tarihli Let’s Dance albümünün açılış şarkısı “Modern Love”ın alternatif miksajı. Orijinal versiyondan farklı olarak piyano akorlarıyla açılan ve a capella vokallere bağlanıyor.

ALBÜM: Kaitlyn Aurelia Smith – Let’s Turn It Into Sound
(Ghostly International)

Bir synth büyücüsünün kucağına uzanıp rengârenk rüyalara dalıyoruz. Derinlikli kompozisyonlar, sesin işleniş biçimleri ve yer yer bir video oyunun içindeymiş gibi hissettiren atmosferiyle elektronik müzik besteciliğinin uç köşelerini keşfe çıkıyor Kaitlyn Aurelia Smith. Üç dakikadan kısa süren akışına dört mevsimi sığdıran “Check Your Translation”, albümün genelinde ne denli geniş bir ses evreninin sizi beklediğine dair ipuçları verecektir.

TEKLİ: Benjamin Clementine – Genesis
(Preserve Artists)

Londralı şair, besteci, piyanist, vokalist, prodüktör ve dahası Benjamin Clementine, vals ritminde, naif bir tekliyle üçüncü albümü And I Have Been’in yaklaşmakta olduğunu duyurdu. “Genesis”, insanın kökleriyle kurduğu aşk-nefret ilişkisini konu ediniyor; her ne kadar kendi kişisel dünyalarımızı inşa edebilsek de geçmişin tortusunun, yerleşik kültürün bilinçaltımıza gömüldüğünden bahsediyor. Tanıdık geldi mi? Şarkının hacimli vokalleri ve dokunaklı düzenlemesine eşlik eden, kökleri bir ev ve anne imgeleriyle anlatan, tıpkı parçanın hissi gibi acı tatlı bir klibi de var. 

TEKLİ: Ağaçkakan & Çağrı Sinci & Emiladil – Peh Peh Peh
(Venüs Müzik)

Kolektif yılgınlığa kişisel pencerelerden ses veriyor Ağaçkakan, Çağrı Sinci ve Emiladil düeti. Şarkıda da dediği gibi “yerin en dibinde partiliyoruz”, bir kabulleniş değil; isyanın yankıları çalınıyor kulaklara. Volkan Yalçın ve Eren Karatepe yönetmenliğinde çekilen klipte de Ağaçkakan ve Çağrı Sinci’nin canlandırdığı iki tesisatçının bir gününü izliyoruz, onlarla birlikte derin nefesler alıp veriyoruz. Buradan izlenebilir.

ALBÜM: Pantha Du Prince – Garden Gaia
(BMG)

Gaia’nın bahçesine hoş geldiniz. Hendrik Weber’in solo projesi Pantha Du Prince altıncı albümünde kuş sesleri, akan sular gibi alan kayıtlarıyla odunsu titreşimler yayan yaylı partisyonları, son derece arkaik tınlayan telliler, huşu içinde vokaller, gümbürdeyen davullar, sınırları esneterek atmosferi büyüten synth katmanları ve kendine has başkaca prodüksiyon numaralarını harmanlamış. Doğa bir çatlak bulup, bu elektronik müzik kaydının içine ince ince sızmış, etrafını sarmış gibi duyuluyor. 

TEKLİ: 3pillie & Fosil – BLACK HOODIE
(Badmash Collective)

Demonation Festivali No:11’in açılış performansıyla baş döndüren 3Pillie ile prodüktör, müzisyen ve DJ Fosil, güçlerini yeni bir şarkı için birleştirdi. Âdeta koşturup nefes nefese bıraktığını hissettiren bas-davul groove’u ve ürpertici tuşluların üzerine alev alev 3Pillie flowlarıyla geçen iki dakikanın ardından “Az önce neler oldu öyle?” diye sorup, yeniden play’e basmanız olası. 3Pillie ve Fosil’le arka sokaklara, tünellere daldığımız klip ise Ayıgalip’ten. 

TEKLİ: Arctic Monkeys – There’d Better Be A Mirrorball
(Domino Recording Co)

9-10 Ağustos’ta İstanbul’a uğrayıp iki gece üst üste konser veren, gelmişken bir bakkaldan azar işiterek ülkeye çöken asabi ruh hâlinin tadına da bakan Arctic Monkeys, 21 Ekim’de The Car adlı yeni bir uzunçalar yayımlayacak. İlk resmî iştah açıcı, yapısını döngüsel bir melodi üzerine yerleşen yatıştırıcı ritimler, kesik piyano akorları ve Alex Turner’ın leziz bas vokaline eklemlenen dokunaklı falsettolarla inşa ediyor. Bir de atmosferi gittikçe genişleten, tüy gibi hafif hissettiren yaylı partisyonlarıyla. Grubun kayıt sürecinden kesitleri bir araya getiren klipte de Alex Turner’ın parmağı var.

TEKLİ: Burakbey – aradım
(DO)

Burakbey’in dinler mitolojisi, pop ikonları ve nöropsikoloji eksenindeki düşüncelerini şarkılara transfer ettiği ilk albümü Deliler Oratoryosu eylülde yayında olacak. Dinleyeni taze bir “ilk emir” (Düşün!) yazmaya çağırdığı “yeni ilahiler”in ardından bu kez de dünyanın aslını görmeye, kaybettiği aklını bulmaya çalıştığı metafizik bir yolculuğa çıkarıyor sanki. Akılda kalıcı melodiler, iç ferahlatıcı synth katmanları ve tatlı vokal armonileriyle peşinden sürüklüyor “aradım”. Beste ve düzenlemede müzisyen / prodüktör Şener Engin ve geçtiğimiz martta paylaştığı ilk solo kaydı Symbiosis ile kalbimizi çalan Zeynep Oktar’ın parmağı var.

ALBÜM: Panic! At The Disco – Viva Las Vengeance
(Warner Music)

Tiz notalarda dans eden sesi ve enstrüman becerileriyle bilinen Brendon Urie’nin solo projesi Panic! At The Disco’nun yeni albümü pırıl pırıl vokallere eşlik eden gitar ritimleriyle örülü bir pop rock müzikali. Urie’nin gençlik odasındaki posterlere baka baka ilerlediğimiz küçük bir gezinti gibi. Koleksiyonun prodüktörlüğünü müzisyen ile beraber, hem rock hem pop kategorilerinde Grammy adaylıkları olan Jake Sinclair ve etkileyici kompozisyonların yaratıcısı Mike Viola üstleniyor. 

TEKLİ: Nilipek. & Taner Yücel – Vazgeçtim
(Bağımsız)

Partnerinin vazgeçtiği her şeyi seven, kendi sevdiği her şeyden ise vazgeçen birine ses veren bu yeni ortaklığın sakin düzenlemesi güneşli gitar tınıları, kalbi pır pır ettiren ritimler, Nilipek.’in kabul tonundaki vokalleri ile inşa edilmiş. Nefis mi nefis animasyon klibi ise Mert Tugen imzalı. Sonunda, bir elinde bavulu, diğerinde sigarasıyla bir sahilde yalnız kalan o kadının yanına gidip bir tane de siz yakmak isteyebilirsiniz.

ALBÜM: Monolithe Noir – Rin
(Capitane Records)

Brüksel çıkışlı deneysel müzik oluşumu Monolithe Noir, üçüncü uzunçaları Rin ile bir kez daha nefes kesen sonik manzaralar, hipnoz edici ritmik dokular ve çeşitli ortaklıklarla herhangi bir zaman ya da janr ile bütünleştirmenin kolay olmadığı bir girdaptan sesleniyor. Bir retro film müziği koleksiyonundan fırlamış gibi tınlayan “La Source”, Jawhar Basti’nin muhteşem vokalleriyle tüyleri diken diken eden “Barra Bouge”, vızıltılı lo-fi elektronikleriyle baş döndüren “Landmaerck” gibi ayrıksı kayıtların yarattığı bütünlük eşine az rastlanan bir lezzet bırakıyor damakta.

TEKLİ: FaltyDL & Julianna Barwick – Four Horses
(Blueberry Records)

Brooklynli prodüktör Drew Lustman namıdiğer FaltyDL’in son güzelliği yaş almanın, hızla geçip giden zamanın etkisiyle oluşabilecek tedirginliği savuşturup rahatlamayı, dinginleşmeyi öneriyor. Birbirini kovalayan yıllar boyunca var olmaya, yaşamaya devam etmiş birini kibar bir hatırlatmayla ikna etmeye çalışıyor: “Zaman senin için yeni bir şey değil. Sakin kalsan iyi olur.” Şefkatli bir akustik gitar yürüyüşü ve yankılı vokallerin atmosferik bir prodüksiyon yaklaşımıyla işlendiği şarkının, meselesini incelikle anlatan bir klibi de var.

TEKLİ: Djo – Figure You Out
(AWAL Recordings)

Stranger Things’in saçlarıyla meşhur Steve karakterine hayat veren Joe Keery, Djo projesiyle yeni bir albüm yayımlamaya hazırlanıyor. Üçüncü tadımlıkta dinleyeni, saniyeler ilerledikçe meydana gelen ritmik kırılmaların, vokal karakterindeki dönüşümlerin, genişleyen lezzetli düzenlemenin peşinden sürükleyerek, “gerçeklik” kavramını sorgulatıyor Joe Keery. David Bowie esintileri eşliğinde anılarının hakikaten ona ait olmaması, anlattığı hikâyelerin sahte olması ihtimallerini gözden geçiriyor zihninde. Ve soruyor: “Kendini nasıl tanıyabilirsin?”

Yazı: Cem Kayıran, İlayda Güler