Lalalar ayağını gazdan çekmiyor: En Kötü İyi Olur

Yazı: Cem Kayıran

Yeni Lalalar albümü En Kötü İyi Olur, Dunganga Records ve Bongo Joe Records ortaklığıyla artık aramızda. Şarkılarında, zorbalığın gölgesinde politik enerjinin, İstanbul sokaklarının hâletiruhiyesini deşifre eden Ali Güçlü Şimşek, Barlas Tan Özemek ve Alican İpek; ayağını gazdan çekmeden isyan etmeye, içinde toplumsal şuursuzluğa dansla direnmeye devam ediyor. 

İsviçre merkezli Bongo Joe Records tarafından “Keskin, bağımsız, politik ve son derece etkili” sözleriyle tanımlanan yeni albüm, dokuz parçadan oluşuyor. Isınma turları “Hem Evimsin Hem Cehennemim” ve açılış parçası “Avucunu Yalıyor” ile başlamıştı. Albümün tamamında kendini ve eğilimlerini artık tam anlamıyla kodlamış; akıcılığını incelikli oyunlarla çeşnilendiren bir Lalalar dinliyoruz. 

Sıkı bir groove üzerine Ali Güçlü Şimşek’in lezzetli kelime oyunlarını tekerlemeler gibi savurduğu “Aynı Bokun Mavisi”, dört nala rock’n’roll düzenlemesi ve frenleri patlamış vokallerle baş döndüren “Göt”, damar mı damar “Yaşamaya Bahane Ver” gibi parçalar ilk dinlemenin ardından akılda kalan parçalardan. Tıpkı ilk albüm Bi’ Cinnete Bakar gibi bu koleksiyonun da en ayrıksı parçası kapanışı yapan “Serüven 101” muhtemelen. Usul usul “İster düş, ister kuş olup uç” diyen parça, grubun psikedelik müzik ilhamlarının hem prodüksiyonda hem melodilerde en belirgin şekilde hissettiren kesit. 

Lalalar, En Kötü İyi Olur ile belki daha önce eskizlerini gördüğümüz karakterini iyice somutlaştırıyor. Hem sokağın hem parıltılı kulüplerin müziği bu. Yine haylaz, yine başına buyruk, yine söyleyecek çok şeyleri var. Ama hem kendilerinin hem onlara eşlik eden herkesin iyi vakit geçirdiğinden emin olmadan kontak kapatmaya niyetleri yok. 

9 Eylül’de Londra’daki Jazz Cafe’de sonlanacak İngiltere turnesinin ardından üçlünün Avrupa konserleri ay sonunda devam edecek. Lalalar’ın son numarası En Kötü İyi Olur’un ardından vereceği ilk İstanbul konseri için beklemedeyiz.