Laura Veirs, Bahr ve bu hafta başka ne dinlesek?

Laura Veirs yeni albümünde, bir rüyanın dip seslerini yankılıyor. Indie folk üçlüsü Bahr, yoldaki albümünün ilk bölümünü yayımladı. Caterina Barbieri’nin zaman makinesiyle bir synth çukuruna dalıyoruz.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.

ALBÜM: Laura Veirs – Found Light
(Bella Union)

Portlandlı şarkı yazarı ve vokalist Laura Veirs’ın 12. stüdyo albümüne hoş geldiniz. Bir müzik kataloğundan ziyade, başlı başına bir şifalanma seansı gibi tınlıyor Found Light. Katmanlarını birer birer aşıp en derinine doğru indiğiniz bir rüya gibi de tarif edilebilir. Her halükârda, hem sade enstrümantasyonu hem de berrak vokalleriyle uçucu, hafif hissettiren; müziğe dair beklentisi sürprizlerle karşılaşmak olanlara davul – bas – synth hattından yeterince deney de sunan, gölgeli bir kayıt. New York müzik sahnesinin en üretken figürlerinden Shahzad Ismaily’nin de parmağı var.

TEKLİ: Sercan Debelec – Upside Down
(Shalgam Records)

Solo işlerinin yanı sıra psikedelik rock grubu Surf Arabesk’te de keyboard başında duyduğumuz Sercan Debelec’in senenin başında bu yana yayımladığı tam beşinci tekli. “Ters yüz olmuş hayatlara iyi tarafından bakamaz mıyız?” sorusundan yola çıkarak yazdığı şiirsel kompozisyonda, günlerin monotonluğuna inat bir nefes almaya çağırıyor. Dönüşen piyano yürüyüşü, üzerine basabileceğimiz bir zemin örüyor gibi oysa farklı çekim alanlarının ortasındayız; trompet melodilerinin bünyede yarattığı rahatlıkla boşlukta süzülüyor, yaşama dair huzurlu olasılıkları keşfe çıkıyoruz sanki.

von wegen lisbeth
TEKLİ: Von Wegen Lisbeth – Elon
(Columbia) 

Berlin çıkışlı indie rock grubu Von Wegen Lisbeth şarkılarında geldiği kentin sokaklarının, metro duraklarının ve oraya özgü deneyimlerin bahsini geçirmek konusunda elini hiçbir zaman korkak alıştırmadı. Yeni teklisini de şehrin katı giriş politikasıyla bilinen efsaneleşmiş kulübü Berghain’a alınmayan Elon Musk’a adıyor. Berlinlilere tanıdık bir deneyimi, milyarder Musk’ın da yaşamasını bir komedi unsuruna dönüştüren şarkının nakaratında, “Elon Musk Berghain’a giremez / Ah, Elon, Elon, hayır hayır hayır / Seni böyle içeri almazlar / Biliyorum çok kaba” sözleri yankılanıyor. 

ALBÜM: Caterina Barbieri – Spirit Exit
(light-years)

İtalyan besteci ve modüler synth büyücüsü Caterina Barbieri, zaman temasını farklı açılardan kurcalamaya devam ediyor. Pandeminin ilk bölümünde, iki aylık bir süreçte ev stüdyosunda kaydettiği Spirit Exit için de “benim zaman makinem” tanımını yapmış. Esrarengiz tınılarla sonunun nereye varacağını kestirmenin pek mümkün olmadığı; bol dönemeçli bir patika gibi. Melodi her daim başrolde; kimi zaman gitar kimi zaman yaylılar kimi zaman da insan sesleri yankılanıyor bu synth çukurunda.

TEKLİ: DOMi & JD BECK & Anderson .Paak – TAKE A CHANCE
(Blue Note / APESHIT)

Yeni nesil caz sahnesiyle yakından ilgili olanlar, Fransız klavyeci Domi Louna ve Amerikalı davulcu JD Beck’in muazzzam canlı performans videolarına YouTube’un derinlerinde rastlamıştır büyük ihtimalle. Geçtiğimiz nisandan bu yana ikili, Anderson Paak.’ın taze plak şirketi APESHIT ve efsane etiket Blue Note çatısı altından tekliler yayımlamakta. İlk şarkıları “SMiLE”da olduğu gibi yine klipte de kendilerine eşlik eden .Paak’ı bu kez DOMi & JD BECK’le birlikte vokallerde de duyuyoruz. Nefis piyano armonileriyle yaratıcı ritim kompozisyonlarını bir araya getiren bu groove yuvasından çıkacak diğer parçalarla buluşma tarihi ise 29 Temmuz.

bahr
EP: Bahr – cursed home pt.1
(Bağımsız)

Umutsuz aşklardan sosyal maskelere uzanan sözlerle kurulmuş sürekleyici hikâyeler, folk ve alternatif rock denizlerine dalmış ve tansiyonu devamlı inip çıkan bestelerle seslerini buluyor; Bahr’ın iki parça hâlinde yayımlayacağı cursed home albümünün ilk bölümünü oluşturuyor. Glasxs, Asena Akan, Ozan Çoban, Şevket Akıncı ve Barkın Engin’in de izlerini sürmek mümkün kayıt boyunca.

TEKLİ: Hot Chip – Eleanor 
(Domino Recording Co)

Hot Chip disko ritimlerine göz kırpan, dans ettirme garantili yeni şarkısıyla karşımızda. Bu eğlenceli ses dünyasının ardında ise beklenmedik bir tezat yaratan, iç karartıcı diyebileceğimiz sözler yatıyor. Solist Alexis Taylor parçanın, “size çarpan dünya, size çarpan dalgalar, her şeyi kaplayan acı ve bunların içinden yürümeniz” gereksinimiyle ilgili olduğunu söylüyor. Sözlerin ilham kaynaklarından bir diğeri ise Samuel Beckett’in çocukluğunda, küçük bir Fransız kasabasında yaşarken, güreşçi André The Giantı okula bırakmasıymış. Taylor, Beckett’in Andre’den çok şey öğrendiğine inandığını söylüyor. 

TEKLİ: Wet Leg & Soulwax – Too Late Now
(Domino Recording Co)

Senenin tartışmasız en iyi çıkışlarından birine imza atan Wet Leg, prodüktörleri arasında Dan Carey, Jon McMullen ve Josh Mobaraki bulunan, kendi ismini taşıyan ilk albümüyle dikkatleri bir anda üzerine çekti. Karakteristik şarkı yazımıyla karşı koyması güç bir eğlenceye çağıran ikilinin “Too Late Now” parçası, Belçika çıkışlı electroclash efsanesi Soulwax remiksiyle dans pistine ışınlanıyor. İmza ritim oyunları ve acid referansları taşıyan düzenlemesiyle, Soulwax isminin yarattığı beklentiyi sonuna kadar karşılıyor.

viagra boys
ALBÜM: Viagra Boys – Cave World
(YEAR0001)

İsveçli post punk topluluğu Viagra Boys, kaosun merkezinden bildirmeye devam ediyor. Bir kuyunun dibinden gelen neşeli bir yankı duymak gibi yeni albümün dinleyici üzerindeki etkisi. Oyunlarına ortak olmaktan zevk alacağınız, keskin dönüşleriyle sarsılacağınız, kesinlikle sürükleyici bir koleksiyonla karşı karşıyasınız. Geleneksel punk numaraları, new wave elementleri, yer yer caz etkileşimlerine de çarpacağınız; mizahi sözler ve her şarkının sounduna göre karakteri dönüşen güçlü vokaller barındıran bu müzik, bir bir kırılan zincirler getirebilir gözünüzün önüne. Kapanış bir harika!

TEKLİ: Dave Rowntree – London Bridge
(Cooking Vinyl Limited)

Blur üyeleri Damon Albarn ve Graham Coxon’dan sonra, davulcu Dave Rowntree de solo albüm hazırlığında. 20’li yaşlarının başlarında ister otobüsle, ister yaya olarak, ister metroyla; ne zaman Londra Köprüsü’ne yaklaşsa hayatında ya da çevresinde bir şeyler olduğunu anlatıyor Rowntree. Bunu şüphe verici bir durum olarak tanımlayan müzisyen, “Londra Köprüsü hakkında zihnimde oluşan şeytanlarla yüzleşmem gerekiyordu, şarkı da bunun hakkında” diyor. Cauboyz ekibi tarafından çekilen yaratıcı bir animasyon klip de var.

ALBÜM: T-POP
(XSM Recordings)

İstanbullu bağımsız oluşum XSM Recordings, yeni bir janr doğurdu: T-POP. Karışımın temel unsurları nostalji, asorti, dans, esans ve ambiyans. SoundCloud’dan ücretsiz edinebileceğiniz T-POP toplamasının açılışını Age Reform’un Özlem Tekin klasiği “Yol”a çaktığı kıvrak bir selam yapıyor. Sonrasında Eylül Deniz, Fosil, Jtamul, Uase, Sister Kür ve dahasıyla beyin eriten bir dans serüveni başlıyor, bol miktarda 90’lar referansı da cabası! 

melis danişmend
TEKLİ: Melis Danişmend – Neden?
(Rakun Müzik)

Melis Danişmend’in yeni teklisi, insanın âşıkken veya âşık olduğunu zannederken verdiği kararlar yüzünden kendini hesaba çekmesi hakkında. Yine “o”na çıkan yollarda kalmış kalbine, “Neden?” diye soruyor müzisyen; bir yaz gününü birlikte geçirdiğimiz klip eşliğinde. Kapağın hikâyesi ise çok özel. 2003’te Beyoğlu’nda açılan 5 Kadın 200 Yüz adlı sergide yer alan bu portre, o zamanlar 13 yaşında bir çocuk olan Tuana Ekmekçioğlu’nun ellerinden çıkmış; tam 19 yılın ardından bir şarkının görsel anlatıcısı olarak yeni bir kimlik kazanmış.

ALBÜM: Anna Butterss – Activities
(Colorfield Records)

Makaya McCraven, Phoebe Bridgers gibileriyle çalıştığı yıllardan sonra ilk solo albümünü yayımlayan Avustralyalı basçı Anna Butterss, ABD’de geçirdiği dokuz senenin ardından “evden ayrılma”nın umutlu neşesi ve derin acısı arasında kalan bölgede dolaşıyor. Köşeleri tekrar tekrar sivrileşip yumuşayan, hep iki uç arasında mekik dokuyan bir koleksiyon Activities. 80’ler, 2000’ler başı, bugün gibi farklı dönemlerden güç alan türlü müzikal estetikleri bir iplik gibi kullanıp, onunla parçaları birbirine dikerek bir uzunçalar yaratmış müzisyen. Bambaşka, çok yeni, devrimsel denemez ancak kaynağını çok kişisel öykülerden alan, dinlemesi zevkli bir ses dökümü.

TEKLİ: Büyük Ev Ablukada – Yangın Akvaryum
(Olmadı Kaçarız Plakçılık)

Sonbahara doğru yayımlanacak yeni Büyük Ev albümünün ismi Defansif Dizayn. Yine sadece albüm değil, bir “konser şekli”, bir konsept bu. 7 dakika 21 saniye uzunluğundaki ilk tadımlık, çok sesli, coşkulu ve ihtişamlı bir açılış yapıyor. Tuşlu akorları eşliğinde Bartu Küçükçağlayan’ın fısıltılı vokalleri bir tekerlemeye evrildikten sonra destansı bir açılıma bağlanıyoruz. Kalp atışlarını yükselten gitarların arasından dümen daha dingin, daha salaş bir yöne kırılıyor. Groove’a sırtımızı yaslayıp, “Ateşlerde yansam, sularda boğulsam” diye sayıklayarak güneşi batırıyoruz. Prodüktör kredileri ise Can Güngör ve Afordisman Salihins’e yazılıyor.

alvvays
TEKLİ: Alvvays – Pharmacist
(Transgressive Records)

Albüm provalarını duraklatan pandemi yetmezmiş gibi bir de demoları çalınan, ekipmanları su basmasına kurban giden Alvvays, beş yıllık aradan sonra dönüşünün ilk sinyalini verdi. Grup “Pharmacist”te, distortionlı gitarlar ve uzun synth notalarıyla neredeyse shoegaze sularında yüzen nostaljik titreşimler yayıyor. Bu 2 dakika 4 saniyelik kısacık deneyim bile önümüzdeki ekime söz verilen üçüncü stüdyo albümü Blue Rev hakkında heyecanlandırmak için yeterli. 

TEKLİ: Margaret Glaspy – My Body My Choice
(ATO Records)

Eski The Fundies üyesi Margaret Glaspy’ye kulak verelim: “Kürtaja ihtiyacı olan insanlardan kaynakları almak, onları güvenli olmayan alternatiflerle karşı karşıya bırakır ve hiç kimse bunu deneyimlemeye zorlanmamalıdır.” “My Body My Choice”, kas gevşetici gitar eşliğiyle üç farklı kadının yaşamına mercek tutan, Roe V. Wade içtihadını bozarak kürtaj hakkını eyaletlerin vicdanına bırakan ABD Yüksek Mahkemesi’ne karşı yazılmış bir protesto şarkısı anlayacağınız. Parçadan elde edilen gelirin bir kısmı, kürtaj isteyenlere yolculuk, yemek, konaklama, çocuk bakımı gibi konularda destek sağlayan Brigid Alliance‘a aktarılacak. 

ALBÜM: aespa – Girls – The 2nd Mini Album
(SM Entertainment / Warner Records)

K-pop grubu aespa’nın 2022’de serbest bıraktığı ilk koleksiyon olan Girls, Korece ve İngilizce sözler eşliğinde dansa kaldıran elektro pop numaraları, duygu yoğunluğu yüksek baladlar ve havadar R&B tınılarını harmanlıyor. Kayıtla aynı adı taşıyan açılış parçası, korkularla yüzleşerek kaosun ortasında çiçek açmanın mümkün olduğundan bahsediyor. Kadınlara, empati ve iyi niyetle birlikte olmanın sağlayacağı gücü vurgulayan şarkının, yüksek enerjili koreografilerle dolu bir klibi de var.

adoya rinxlaya
TEKLİ: Adoya & Rinxlaya – Batık Alan
(Bağımsız)

Varacağı yerin yok olduğunu fark eden biri, parmak ucunda sızlayan çabayla tutunmaya, yola devam etmeye çalışsa da düşmeyi kabul edip sessizce vedalaşıyor bu öykünün sonunda. Bu distopik işitsel anlatı zihne, kaybolmuş ruhlar hakkında bir metafor sağanağı yağdırıyor aslında. Sunset Stream’den tanıyabileceğiniz Ada Öykü Erdem’in ilk solo albümünü müjdeleyen “Şişeler”i aksak ritimler eşliğinde salına salına dinlemiştik. “Batık Alan”da ise keskin Rinxlaya flowlarının da katkısıyla tekinsiz sulara doğru kırıyoruz dümeni.

TEKLİ: Crack Cloud – Tough Baby
(Meat Machine / Crack Cloud Media Studios)

Vancouver çıkışlı Crack Cloud, 2018 tarihli kendi ismini taşıyan ilk albümünden bu yana her adımıyla heyecan yaratan bir kolektif. 16 Eylül’de yayımlanacak üçüncü uzunçalar Tough Baby’nin duyurusu için kaleme aldıkları mektupta “Sanat iyileşmek ve keşifler yapmak için var olan bir mekanizmadır.” demişlerdi. Albüme ismini veren parça da iyileşme sürecinin yeni halkası olarak yayında. Her zaman olduğu gibi çarpıcı bir klibi de var, Crack Cloud üyeleri birer mağara insanı kılığında karşımızda.

TEKLİ: King Princess – Change the Locks
(Zelig Records)

Pop – rock hattından titreşimler yayan Brooklynli müzisyen Mikaela Straus, 29 Temmuz’a randevu verdiği yeni albümü Hold On Baby’de yer alacak parçaları bir bir fırlatıyordu. Zincirin son halkası olan “Change the Locks”, The National üyesi Aaron Dessnerın katkılarıyla hayat bulmuş. Dalgın bir balad tonunda başlayan şarkı, saniyeler ilerledikçe yüksek, gürültülü bir patlamanın içine çekiyor sanki. Karakter değiştiren gitarlar, kuvvetlenen ritimler eşliğinde romantik bir ilişkinin hızlandırılmış öyküsüne şahit oluyoruz. Can acıtıcı bir veda, ihtimallerin heyecanına bırakıyor yerini.

ALBÜM: Katy J Pearson – Sound of the Morning
(Heavenly Recordings)

Bristol çıkışlı müzisyen ilk uzunçalarındaki country esintilerinin yanı sıra başka yönlere doğru da dallanıp budaklanmış yeni kaydı Sound of the Morning’de. Albüme ismini de veren açılış şarkısında kimi folk tatları, “Talk Over Town” ve “Confession” gibilerinde Pearson’dan duymaya alışkın olmadığımız indie pop numaraları; bas yürüyüşüyle akla kazınan “Alligator”, oyuncu dans şarkısı “Game of Cards” ve daha nicesi sizi bekliyor. Sanatçının tür yelpazesini açtığı koleksiyonun değişmeyen elementleri ise ustaca yazılmış sözlerle aktardığı öyküler, güçlü vokaller ve albümü başa sarmaya iten muntazam düzenlemeler.

TEKLİ: black midi – Sugar/Tzu
(Rough Trade)

15 Temmuz Cuma günü kavuşacağımız yeni black midi albümü Hellfire’dan bir tadımlık daha. Baş döndürücü! Dört dakikada neler oldu, nerelere gidildi dönüldü; idrak etmek için birkaç tur dinlemek şart. Her kaydında dinleyicisini şaşırtmayı alışkanlık edinen black midi, “Sugar/Tzu” ile yine ağzımızı açık bırakıyor. Akıllara zarar klibi de Noel Paul imzalı.

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler