LU Records ve 39. İstanbul Film Festivali’nin özgün film müzikleri

39. İstanbul Film Festivali, her yıl ulusal ve uluslararası yarışmalarla birçok sanatçıya destek olurken; keşfedilecek yeni evrenlere doğru ışık tutan bir deniz feneri görevini de üstleniyor. Bu yıl salgın nedeniyle ertelenen festivalin Ulusal Yarışma’sında toplam dokuz ödül takdim edilecek. Geçtiğimiz yıl Emin Alper’in yönettiği Kız Kardeşler filmi için besteledikleri müziklerle Giorgos ve Nikos Papaioannou’nun kazandığı En İyi Özgün Film Müziği Ödülü için bu sene ise sekiz sanatçı yarışıyor. Üstelik bu dalın jüri tarafından belirlenen kazanana, ilk kez LU Records sponsorluğunda, festival tarihinde bir ilk olarak özgün film müziği dalında para ödülü verilecek. 28 Temmuz akşamı sahiplerini bulacak ödüller öncesinde hem LU Records’tan Ahmet Kenan Bilgiç’le ülkedeki film müziği sahnesi ve bu sponsorluğun ardındaki motivasyonları konuştuk hem de adaylara yakından baktık.

Röportaj: Cem Kayıran – Yazı: Asena Büyük

LU Records’ın film müziklerine genişçe yer veren bir kataloğu var. Bu alana odaklanma motivasyonunuz gerçekten ilham verici. Genç bir etiket olarak, sizin Türkiye’deki film müziği sahnesine ilişkin gözlemleriniz, deneyimlerle ne yönde değişti?

Türkiye’de yakın dönem bağımsız sinemanın etkileyici bir yolculuğu var. Ses ve müzik alanlarındaki deneme ve bakış açıları da heyecan verici. LU Records olarak bu alanı bir katalog altında toplamak ve uzun vadede bu dönemin geniş bir fotoğrafını görmenin önemli olduğunu düşünüyoruz. Film müzisyenliği gibi önemli bir disiplini daha görünür kılmak dayanışmanın da bir parçası. Özellikle bağımsız sinema ve dizi formatları, eskiyle kıyaslarsak geleneksel anlayıştan bambaşka bir yöne doğru gidiyor. Bu farklı anlatım ve format arayışları, geleneksel film müziği bakış açısındaki yenilikleri de beraberinde getirdi. 

Film müziği yapmak ve şarkı bestelemek arasında ne gibi farklar var sizce? Ya da var mı? Filme müzik yapma eyleminin dinamiklerinin cazibesi ve engebeleri nerelerde yatıyor?

Kendi besteni yaparken serbest vuruştasın. Alanı da, akımı da, duyguyu da sen belirliyorsun. Film müziği yaparken başlangıç ve bitiş noktaları olan yolu en etkileyici şekilde unutulmaz hâle getirmeye çalışıyorsun. Yani bir yönetmenin yaratmak istediği bir dünya var ve oraya bir oyuncu gibi giriyorsun aslında; bazen hiç görünmeyen, bazen de başrol olabilen. Bu noktada yönetmenin yaratmak isteği dünyada nerede duracağını tasarlaman da gerekiyor. Bazen yönetmenin de müzisyenin de çok güzel olduğunu düşündüğü bir sahne müziği, filmi baştan sonra izlerken hiç çalışmayabilir. Film müziğinde bu açıdan hep bütünleşik bakmak zorundasınız. Bu detayların hepsi zorluk değil, tam da işin keyifli kısımları; bir oyun alanınız var ve sınırları belli, bu sınırları hiçbir şeye zarar vermeden yıkabilirsiniz ya da alanın içinde kendi dünyanızı yaratabilirsiniz…

İstanbul Film Festivali’nde En İyi Özgün Film Müziği ödülüne sponsor oldunuz. Bu iş birliği nasıl şekillendi? Gelecekte nasıl genişlemesini hayal ediyorsunuz?

İstanbul Film Festivali’nin her sinemaseverde büyük bir yeri var, LU için de öyle. Festivalin birçok dalı para ödülü ile destekleniyor fakat müzik bunlar içerisinde değildi. Film müzisyenlerini ve yaptıkları işleri daha ön plana çıkarmak için festival direktörü Kerem Ayan ile görüştük ve teklifimize tüm sıcaklığı ile olumlu baktı. Festivale her sene bu desteği vermek uzun vadeli planımız. İlerleyen zamanlarda başka modellerle film müzisyenlerini daha da öne çıkarmak için başka bazı fikirlerimiz de var. Sürprizli!

Son olarak, yakın gelecekte Lu Records kataloğunda yerini alacak albümlere, film müziklerine dair birkaç ipucu istesek?

İleriki dönem için, henüz tarihi netleşmemiş film müziği projeleri üzerine çalışıyoruz. Bu kadar film müziği üzerine konuştuk, lakin önümüzdeki ilk albüm Yasak Helva’dan tanıdığımız Korkut Peker’in solo albümü. Bozlak-blues esintili Anadolu Grunge’ı diyebilirim, eğlenceli bir albüm. Diğer albüm ise Serkan Emre Çiftçi’nin trompet-elektronik albümü. Basın bülteni gibi konuştum ya!

Ahmet Kenan Bilgiç’den istediğimiz detayları ve ipuçlarını almışken, şimdi de “En İyi Özgün Film Müziği Lu Records Ödülü”ne adayı müzisyenlere ve besteleriyle eşlik ettikleri hikâyelere bir göz atalım. 

Plaza

GÖKHAN TERLEMEZ
Film: Plaza 

Hayatın akışı içinde sürüklenirken, her gece kurduğumuz hayallerin pamuksu kucağından çok uzakta, hiç beklemediğimiz bir yerde rastlarız kendimize. Çünkü hayat planlara hiçbir zaman uymaz. Anıl Gelberi’nin yönettiği Plaza da kendini hiç beklemediği bir yerde, hayalini kurmadığı bir işi yaparken beklenmeyen olaylar içinde bulan bir güvenlik görevlisinin başından geçenleri konu alıyor. 

Plaza’nın müzikleri, uzun yıllardır ses tasarımıyla ilgilenen sanatçı Gökhan Terlemez tarafından bestelenmiş. Filmi salt görüntü ve diyalog halinden, organik dünyaya taşıyan müzisyen aynı zamanda gerçek zamanlı ses efektleriyle filmin işitsel deneyimini besleyen bir foley ustası.

PAYAM AZADİ
Film: Ceviz Ağacı

İş ve aşk hayatındaki başarısızlıkların yarattığı mutsuzluk, doğanın kendini tedavi edebilme mucizesini fark ettiğimizde umut dolu bir mücadeleye öykünebilir. İlhamını kaybetmiş bir yazar olan Hayati’nin, kurumuş bir ceviz ağacının tomurcuklanan dallarıyla özdeşleşen hikâyesi Faysal Soysal’ın kadrajından beyaz perdeye yansıyor. 

Ceviz Ağacı’nın işitsel dünyaya yansıması İranlı besteci Payam Azadi’nin notaları aracılığıyla gerçekleşiyor. On yılı aşkın bir süredir görsel dünyalara eşlikçi müzikler üreten Azadi, 2014 yılında Görmediğim Tüm Işıklar animasyonu için yaptığı besteyle 16. Iranian Cinema Celebration’da En İyi Müzik Ödülü’nü kazanmıştı. 

Aşk, Büyü vs.

EZGİ ALTINER 
Film: Aşk, Büyü vs.

Büyüye inanır mısınız? Peki ya aşka? Ümit Ünal’ın yönettiği Aşk, Büyü vs.’de Eren ve Reyhan, üzerinden yıllar geçmiş bir ilişkinin ardından tekrar bir araya geliyor. Büyükada’da başlayıp aile baskısı nedeniyle biten bir ilişkinin ardından Eren’i adaya döndüren gücün bir büyü olduğuna inanan Reyhan ve ona inanmasa da kendini tek günlük bir serüvenin içinde bulan Eren’in hikâyesini izliyoruz.

Aşkı büyüden ayıranı keşfetmeye dair bu yolculuğun müziklerinin büyük kısmı Ümit Ünal tarafından hazırlanmış. Fakat filmin kapanışında duyduğumuz Ezgi Altıner şarkısı, kolay kolay etkisinden çıkılmayacak cinsten. “Rüya Bozumu” adlı parçanın gitar kayıtları ise daha önce Altıner’le Sen Yağmur Dök grubunda iş birliği yapan müzisyen Cihan Mürtezaoğlu’ndan. 

GÖKTUĞ ÇİTÇİ
Film: Soluk

Hepimizi hayatta tutan bambaşka güçler ve motivasyonlar vardır.  Kardeş olsak bile bambaşka karakterlerle, bambaşka hikâyelerde yaşarız. Huysuzluğu biraz da hayatta her şeyi yarım bırakışından gelen Tamer, onun aksine işsiz ama hayat dolu kardeşi Aslı ve hasta bakıcı Celil…  

Özkan Yılmaz’ın yönettiği Soluk’ta üç ayrı karakterin yollarını kesiştiren serüvenin müziklerini Göktuğ Çitçi bestelemiş. Müzisyenin daha önce yaptığı bazı ambient çalışmaların ardından kendisiyle çalışmak isteyen yönetmen, müzikal üretiminde Çitçi’yi tamamıyla özgür bırakmış. Göktuğ Çitçi, Soluk için deneysel çalışarak ambient – drone kıyılarında sesler üretmiş.

SAKİ ÇİMEN 
Film: Nasipse Adayız 

Stratejiler, pazarlıklar ve insan davranışının tüm karanlık yönleri… Politikacıların hemen hemen hepsinin siyasete atıldıklarında yüzleşmek zorunda kaldıklarını; karanlık ve aydınlık yönleriyle ele alan Nasipse Adayız, İstanbul’da bir belediyenin başkan aday adayı olan Dr. Kemal Güner’in yirmi dört saatini anlatan trajikomik bir hikâye. 

Ercan Kesal’ın yönettiği Nasipse Adayız’ın müziklerinde karşımıza Saki Çimen çıkıyor. Aşık Nesimi’nin torunu ve Türk Halk Müziği sanatçısı Mazlum Çimen’in oğlu olan müzisyen, aile mirası müzik geleneğiyle caz – blues melodilerini sentezlemesiyle de biliniyor. Daha önce birçok film projesi için beste yapan Çimen, Derviş Zaim’in Nokta filmine hazırladığı müziklerle Montpellier Fransa Film Festivali’nde En İyi Film Müziği Ödülünü almış. 

Uzak Ülke

BURAK BEŞİR
Film: Uzak Ülke

Birinin size artık doğduğunuz ve büyüdüğünüz topraklara ait olmadığınızı söylemesiyle başlayan kopma hikâyeleri yaratır mübadeleler. Evinizin, arkadaşlarınızın, anılarınızın yeşerip beslendiği mekânları terk etmek ve bambaşka bir yerde yeniden hayat kurmaya çalışmak; siyasi politikaların kimlik olarak addediği vatan ve din etiketlerinin bir sonucudur. Yönetmen Erkan Yazıcı’nın 1925 Mübadelesi’ne dair anlattığı bu hikâye, hafızamıza dahil olmayan uzak ülkelerin yeni yurdumuz olmaya zorlanmasına dair.

Uzak Ülke’nin müzikleri, hem ulusal hem de uluslararası alanda tanınan üflemeli çalgı ustası Burak Beşir’in melodileriyle şekillenmiş. Müzisyen, en son 2017 yılında yayımladığı albümü Passion’la Global Music Awards’ta en iyi albüm ve en iyi enstrümantal solo kategorilerinde ödül almıştı.

FİTİSOUND
Film: Topal Şükran’ın Maceraları

Aslında hepimiz diğer insanlarla aramızda bir bağ kurmakta oldukça zorlanırız. Gün geçtikçe zorlaşan ilişkiler ve iletişimsizlikler büyük hüsranlar yaratır. Onur Ünlü’nün diyalogsuz filmi Topal Şükran’ın Maceraları da henüz küçük bir çocukken sakat kalan ve insanlarla arasında ortak bir nokta bulmaya çabalayan bir kadının hikâyesi. Şükran’ın ekrana yansıyan sessiz iletişimsizliklerindeki boşlukları, kendi hayatımızın aksaklıklarıyla dolduruyoruz.

Topal Şükran’ın Maceraları, Fransız dub’ından etkilenerek, dub ile bir arada duymaya alışık olmadığımız tınılarla melodilerini besleyen prodüktör FitiSound’un elinden çıkmış. Dinlediğinizde “dub gibi ama değil de” diye düşündüğünüz seslerle kulaklarınızı dolduran müziğinin, Onur Ünlü’nün dünyasıyla oldukça örtüştüğünü düşünüyoruz. 

CAN DEMİRCİ
Film: Bina 

Sosyal medya kısıtlamaları ve sansürlü yayınların ortasında, ifade özgürlüğünün yara bere içinde kaldığı bir Türkiye’de yaşadığımızdan, Bina filminin hikâyesi bize uzak değil. Devletin bütün yayınlara el koyup tek bir ağ üzerinden yayın yaptığı distopik bir Türkiye’de yaşayan güvenlik görevlisi Mehmet’in, yaşadığı bir olay sonrasında gerçeklik algısının bozulmaya başlamasıyla gelişen olayları odağına alıyor Bina filmi.

Orçun Behram’ın yönettiği filmin gerilim dolu müziklerinin arkasındaki isim: Can Demirci. Demirci, geçtiğimiz yıllarda TV+’ın belgesel serisi Saklı Dünyalar’ın müziklerine de imza atmıştı.