Yüzlerden ilham alan bir M.K. Perker sergisi

Yazı: Güven Yalın

Pilot Galeri, 14 Eylül – 4 Kasım tarihleri arasında uluslararası çizgi dünyasının önemli aktörlerinden M.K. Perker’in Yüz Yüze başlıklı galerideki ikinci solo sergisine ev sahipliği yapacak.

Türkiye’de çizgi roman kültürünün varlığından ve yaygınlığından bahsedebiliyorsak eğer, bunda en büyük role sahip isimlerden biri M.K. Perker. 1901 yılında New York’ta kurulan Society of Illustrators oluşumunun ilk ve tek Türkiyeli üyesi olan sanatçı, çini mürekkebi ve tarama ucu sanatının da ülkedeki az sayıdaki temsilcilerinden biri.

Antoine de Saint-Exupéry

Yüz Yüze sergisi ilhamını yüzlerden alıyor. M.K. Perker, tarihi en az 5 bin yıl öncesine uzanan bir sanat formu olan portreyi, kendine özgü yaklaşımıyla yorumluyor. Kimi tanıdık, kimi kurgusal bu portreler, zamanın kaydını tutarken, yüzün ardındaki bilginin peşine düşüyor. Pek çoğu popüler kültürün eşsiz bir parçası olan yüzlerin üzerimizdeki etkisini değerlendirmemize kapı açıyor.

Bir portrenin derinliği, sahibinin kimliğini taşıyan detaylarda gizlidir. Alışılmış bir simanın portresine baktığımızda, o kişinin dünyasına bir pencere aralarız. Eğer bu yüz kendi alanında nam salmış birine aitse, bu kez hikâye katmanlanır; başka karakterler ve çağrışımlar dâhil olur. 

Frida Kahlo’nun portresine baktığımızda Diego Rivera’nın izleri belirir. Antoine de Saint-Exupéry’nin yüzüne bakarsak, Küçük Prens’in masalsı dünyasından bir kesit görürüz. Can Yücel’in portresi ise bize Kuzguncuk’un sokaklarını hatırlatır. Kişinin ayırt ediciliğini sağlayan yüzündeki her bir özgün çizgi o kişi hakkında konuşur ve biz dikkat etmeye başladığımızda odayı dolduran bilinmezliğe dair sis katmanı aralanır; bu portreler kısa öyküler hâline gelir.

Nezihe Muhiddin

Perker’in 30 yılı aşkın süredir ürettiği işleri, geçmiş ile bugünü bir araya getirerek, hayal gücünün sınırlarını zorladığı benzersiz bir açık alan oluşturur. Sanatçı, Yüz Yüze sergisindeki eserlerle ilgili şu yorumu yapmış:

“Siyah beyaz ile çalışmak hep yanlış anlaşılır, sanki iki renk ile çalışılıyor gibi algılanır. Sonuçta iki renk vardır ama siyah beyaz ile çalışırken aslında tek bir renk, yani siyah kullanılır. Beyaz zaten oradadır. Bazen beyaz yok edilir, bazen de çapraz taramalar kullanılarak beyaz ile siyah karşılıklı ödün verir ve örüntüler oluşur. Ben biraz heykele benzetiyorum bunu. İki boyut, renk kabul edilmeyen bir rengin dahliyle üç boyuta dönüşür. Resim tamamlandığında sadece siyah kullanılarak rengârenk bir dünya ortaya çıkar.”

M.K. Perker – Yüz Yüze sergisinin açılış kokteyli, 14 Eylül Perşembe akşamı saat 18.00’de. Detaylar için buraya tıklamanız yeterli.

Mahmut Hoca