İddialı ve büyüleyici: Moonage Daydream üzerine

Formu dolduran: Sencer Piyancı

Kariyeri boyunca bize farklılıklarımızın güçlü yönlerimiz olduğunu aşılayan David Bowie’nin bir nesle meydan okuyan etkisini sunan Moonage Daydream, vizyon yolculuğuna başladı. “Belgesel” ya da “biyografi” tanımlarının ötesinde, “sinematik bir deneyim” olarak yorumlananan film, 21. yüzyılda nasıl ayakta kalabileceğimize dair bir harita sunuyor ve izleyicileri Bowie’nin mirasını daha önce hiç olmadığı gibi kutlamaya davet ediyor.

Yönetmen Brett Morgen’ın Moonage Daydream’i anlattığı içeriğimize de göz atmak isteyenleri şöyle alalım.

Zaman dilimi ve mekân

1970’den 2000’lere.

Konu nedir?

David Bowie’nin müziğe ve hayata yaklaşımı, yaşam felsefesi.

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

David Bowie’yi tanımak, müziğine hâkim olmak güzel olur.

İlk intiba? 

İddialı, açık fikirli, büyüleyici.

En çok neyi sevdin?

Bowie’nin o dönemdeki tavizsiz kuir yaklaşımını çok sevdim.

En az neyi sevdin?

Film 145 dakikalık süresiyle yer yer fazla uzuyor, tekrara düşüyor. Bowie’nin felsefesi üzerine bir yapım olduğu için kronolojik yerine dağınık bir anlatım seçmesi sorun değil ancak süre uzayınca bu dağınıklık bir tık dezavantaja dönüşüyor.

En çok hangi sahneye yükseldin?

Filmin ilk bölümünde Bowie’nin cinsiyetinin sorgulandığı bir röportajda, ona “Bunlar kadın ayakkabısı değil mi?” diye sorulduğunda “Bunlar sadece ayakkabı” dediği ve basmakalıp cinsiyet normlarını ustaca savuşturduğu kısım.

Modunu nasıl etkiledi?

Sanata ilgisi olan herkes adına kafa açıcı bir deneyim.  

Kimler sever?

Yaptığı işte veya sanatında özgür olmak, kendi vizyonunu taviz vermeden ortaya koymak isteyen herkes bu filmi sevecektir.

Bunu seven şunları da sever 

Elbette The Men Who Fell From Earth, belki biraz Westworld ve hatta belki Close Encounters of The Third Kind.

Soru işaretleri / varsa açtığı tartışmalar

Sanatını özgür olarak icra ederken, gitgide daha büyük kitlelere hitap ederek “mainstream” bir yıldız olan Bowie en nihayetinde materyalizmin kalbinde olan bir markanın, Pepsi’nin reklam yüzü olur. Bütün bu yolculuk, “kitlelere istediğini vermenin” Bowie’yi ne kadar mutsuz ettiğini gösterir. Bu soruyu her yıldız isim kendisine sormalı bence.