''Müzeyyen Senar'ın ardından...'' - Ceyl'an Ertem yazdı

Müzeyyen Abla’nın ardından Ceylan Ertem’den hislerini paylaşmasını rica ettik.

”Babam baya içerdi.
Yazlıkta onlarca kadın olurduk. Babaannem ‘of bu oğlanla ne yapacağız biz, o görmeden dökün içkileri bahçeye kızlar’ diye buyururdu.
Kasetler dönerdi. Babam arabasını yanaştırırdı evin duvarına, oradan son ses komşulara yayın.
Annem; ‘ahh rezil olduk yine!’
Hır gür, alavera dalavera… gizli gizli şişeler saklanır, azalır…
Küçüğüm, bana göre baya iyi komediydi bunlar.
Şarkıların çoğunu hatırlıyorum ama Müzeyyen abla’ya gelince bi dururdu ahali.
Efkar herkesi basardı. Nerdeyse annem ve babaannem de içecek.
Sesiyle herkesi bir yerlere sürüklerdi Müzeyyen abla.
İstemsiz mırıldanmaya başlardı halalar, teyzeler’; Haydar haydaaaar, günaah beniim kime nee’
Böyle bazı gecelerde ezberledim O’nu.
Sonra çok dinledim. Bir kelimeyi vurgulayışı, güfteyi seslendirişini ders gibi okudum.
Büyülendikçe büyülendim.

Geçen sabah uyandım. Göçtüğünü öğrendim.
Avunmaya çalıştım. Hastaydı. Harika bir hayat yaşamıştı…
Sonra plaklarını dinlemeye başladım. ‘Keklik’ ile başladım.
‘Keklik bizden uzaklaştı
Yolumuz sarpa dolaştı
Hünkar kalasını aştı
Belki yavrusuna kavuştu’

Müzeyyen abla kimlere kavuştu.
Avuntu geçti. Gözyaşları.
Benzemez kimse O’na. Tavrına hayrandık.
Biyografisini karıştırmaya başladım.
İlham dolu.
Şimdi ne zaman aşık olsak, biri göçüp gitse, bir rakı dolsa bardağa, hatta hiç sebep olmasa koyarız plağı, döndükçe sesi, bizim döner başımız.

O’nun hançeresi hançer gibi saplıdır gönlümüze.

Belki de Müzeyyen abla’dan bahsetmem için erkenmiş. Vallahi kalbim acıyor. Daha yazamayacağım.

‘Sensiz bu sabah bir acı rüyayla uyandım
Duydum bütün âlâmımı hicranımla yandım’ ”

Ceyl’an Ertem