Müzikli mekânlar yanıtlıyor: Arkaoda ve Bina
Mart 2020’den beri süren belirsizlik ve yardımsızlık realitesinde kapılarını hiç açamayanlar, bar ruhsatı olan işletmeler oldu. Bant Mag. No:74’te mikrofonu Ankaralı esnafın örgütlediği Kafe-Bar-Restoran Çalışanları ve İşletmecileri Dayanışma Platformu KABARE’ye; İzmir’den ve İstanbul’un farklı semtlerinden (halen ve şimdilik devam edecek gücü aramaya çabalayan) bazı müzikli mekânlara uzattık. Zaten pandemi öncesinde de birçok anlamda pamuk ipliğine bağlı bir alanda çalışan bu mekânlar için bu süreç neye dönüştü? Devam edebilmek için nasıl yollara başvuruyorlar? Bu süreç neler gösteriyor? Önümüz nasıl görünüyor?
Arkaoda ve Bina (Kadıköy, İstanbul) yanıtlıyor
“Yaklaşık bir yıldır hiçbir gelirimiz olmadığı gibi genel giderlerimiz konusunda bir değişiklik de söz konusu değil. Borçlanarak ayakta kalmaya çaba gösteriyoruz.”

“15 Mart 2020’den bugüne mekânlarımız kapalı. Sektördeki diğer herkes gibi bizim için de oldukça zorlu bir süreç oldu ve hâlâ da devam ediyor. Bu dönemde mekânlarımız adına yaşadığımız en büyük sıkıntı belirsizlik. Ne zaman, ne şekilde, hangi koşullar altında hizmet vermeye başlayabileceğimizi ve başladıktan sonra da ne kadar sürdürülebilir bir ekonomi yaratabileceğimizi maalesef bilmiyoruz. Biz mümkün olduğunca tüm çalışanlarımıza elimizden gelen desteği vermek için çaba gösterdik, göstermeye de devam ediyoruz. Bunu tamamen imkânlarımızı zorlayarak yapmak durumunda kaldığımız için hiç de kolay bir süreç olmadığını söyleyebiliriz. Yaklaşık bir yıldır hiçbir gelirimiz olmadığı gibi genel giderlerimiz konusunda bir değişiklik de söz konusu değil. Borçlanarak ayakta kalmaya çaba gösteriyoruz. Bu şartlarda daha ne kadar direnebiliriz açıkçası bir fikrimiz de yok. İşin maddi boyutunun yanında psikolojik olarak da oldukça zorlu bir dönemden geçiyoruz. Geride kalan bir yılda çalışmayı, üretmeyi, ahalimizi mekânlarımızda ağırlamayı, sosyalleşmeyi, sevdiklerimizle yakın teması, konserleri ve etkinlikleri özledik. Özellikle kültür sanat sektörü pandemi sürecinden en çok etkilenen sektör oldu, sayısız insan işsizlikle ve geçim sıkıntısı ile mücadele ediyor, küçük oyuncuların ayakta kalma şansı neredeyse yok. Bu alanda ciddi bir destek ihtiyacı söz konusu. Bu koşullarda mal sahipleriyle kira nedeniyle sıkıntı yaşayan işletme sayısı da her geçen gün artıyor, ayrıca devletin destek olarak ödediği ücretler özellikle İstanbul şartlarında ihtiyaçları karşılamaktan oldukça uzak olduğu için maalesef sürdürülebilirliği yok. Böyle bir tablo içerisinde önümüzü göremiyoruz. Tüm bunlara rağmen kendi içimizde yaşadığımız dayanışmanın bizi ayakta tuttuğunu ve bizi kepenkleri açacağımız günlere bu dayanışmanın getireceğini umut ettiğimizi söyleyebiliriz.” Gül Güngör
“Dayanma gücünün sınırlarından nereye?: Müzikli mekânlar yanıtlıyor” dosyasını okumak için buradan Bant Mag. No:74’e ulaşabilirsiniz.