Müzisyenlerden mektuplar: Jane Weaver

Bant Mag. No:74’te müzisyenlerin farklılaşan hisleri, gerçeklikleri ve deneyimlerine kulak verelim istedik. Pandemi ve yaşanan türlü gelişmeler müziğe olan yaklaşımlarını nasıl değiştirip dönüştürüyor? Yeni üretimlerinde nasıl izler sürülebiliyor? Neler onları motive ediyor? Neler öğreniliyor? Neler çok can sıkıcı? Neler “devam” dedirtiyor? Sorularımızı Türkiye ve dışarıdan pek çok müzisyene, DJ’e yolladık. Yanıt alabildiklerimizden size mektuplar topladık. 

Yeni stüdyo albümü Flock’u Fire Records etiketiyle 5 Mart’ta yayımlayan İngiliz müzisyen Jane Weaver yanıtlıyor.

“Bu sürecin bana öğrettiği: Bazı insanları çok ama çok özlemiş olmak, bazılarını görmemenin ise iyi gelmiş olması!”

“Pandemi başladığında albümümün kayıtlarının üçte ikisini tamamlamıştım. Aniden durmam gerekti. Zordu çünkü tamamlamak için vokal kaydedip mikslemem gerekiyordu. Değişiklikleri evde yapmak için zaman yaratabileceğim için yaza kadar bir daha stüdyoya dönmedim. Tabii ki konserlere veda etmek de oldukça zorlu oldu. Konser vermemek ya da festivallere gitmemek çok sıra dışı geliyor! Bir yandan da albüme dair tüm işleri tamamlamak için çok yoğun günler geçirdiğim için hiçbir şikayetim yok.”

“Çocuklarımın eğitimi evde sürdüğü ve eşim de evde çalıştığı için evde bu kadar çok vakit geçirmek kolay değil. Evimiz olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum ama kişisel alanlara da ihtiyaç duyuyoruz. Ev işlerinin artması ise tam bir kabus. Bu düzen çok sıkıcı ve tekdüze geliyor. Her şeyin normale dönmesini çok istiyorum. Aynı rutinlerden kendimi çok yorgun hissediyorum.” 

“Bu bağlamda yeni bir albüm yayımlamak benim için büyük bir neşe kaynağı oldu. Ve kesinlikle müzik yapabildiğim için kendimi çok daha minnettar hissediyorum. Şarkıları tamamlamak ve mikslemek için daha çok zamanımın olması sonuçlara da yansıdı. Kaderin ilginç bir cilvesidir ki her şeyi acele etmeden dinleyerek ilerlemenin faydasını gördüm.”

“Hâlâ kafamda yeni şarkılar dönüyor ve hâlâ onları kaydetme heyecanı yaşıyorum! Bir plak şirketi anlaşmam olduğu için ve beni yüreklendiren harika insanlarla çalışabildiğim için gerçekten kendimi şanslı hissediyorum. Şartlar ne olursa olsun, devam etmenin önemli olduğuna inanıyorum. Bu sürecin bana öğrettiği: Bazı insanları çok ama çok özlemiş olmak ve bazılarını görmemenin ise çok iyi gelmiş olması!”

“Bu sürece dair bahsedilesi çok konu var. Elbette hastane ve sağlık çalışanlarının kimi zaman hayatları pahasına aldığı riskler içimi çok yakıyor. Onlar gerçek kahramanlar ve çok daha fazlasını hak ediyorlar. Üzücü o kadar çok hikâye var ki…  Özellikle de BLM hareketinin yükselişine uzanan yolda. Umuyorum ki protestolarımızın sesi daha da gürleşir ve çok acil olarak ihtiyaç duyduğumuz gerçek değişimlere önayak olurlar.” 

“Facebook ve bazı diğer medya organları çok sinirimi bozuyor. Nefret ve şiddete teşvik eden içeriklerin yaygınlaştırılması konusunda çok daha sorumlu davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Dünyada birçok ‘iyi’ insan olduğunu düşünmek ise beni rahatlatıyor. Bir de genç kuşakların bu kadar akıllı olması… Eşitlik, adalet, iklim krizi gibi konulara gerçekten angaheler ve bu dünyayı daha yaşanır kılmak istiyorlar.” 

“Nasıl günler bu günler: Müzisyenlerden mektuplar” dosyasının tamamını okumak için buradan Bant Mag. No: 74’e ulaşabilirsiniz.