Netflix çalışanları, Dave Chappelle’in transfobik şovuna karşı ayakta

Uzun soluklu kariyerinde birçok stand-up gösterisi kayıt altına alınan Dave Chappelle’in homofobik, transfobik ve bifobik olduğu uzun yıllardır bilinen bir gerçek. Nefretin her yerde, en güvenli sanılan alanlarda, hemen yanı başımızda olduğu da. Chappelle’in 5 Ekim’de Netflix’te yayımlanan, 24.1 milyon dolar gibi bir meblağ ödendiği söylenen şovu The Closer’daki tahammül edilemez ifadeler, doğal olarak bir süredir gündemin baş konularından biriydi. Gelen haklı tepkilere karşı Netflix CEO’larından Ted Sarandos’un akıl almaz reaksiyonları bardağı taşıran son damla oldu; platformun çalışanları greve ve istifaya uzanan bir eylem sürecine başladılar.

Netflix çalışanları bir süre önce platforma dair açık bir mektup paylaşmış; transfobik dil, homofobi, kadın düşmanlığı ve nefret söylemi içeren içeriklerin kaldırmasına dair taleplerini sunmuşlardı. Çok zaman geçmedi ki personellerin, sanatçıların ve müttefiklerinin oluşturduğu büyük bir kalabalık, 20 Ekim Çarşamba günü geniş çaplı bir eylem düzenlediler. “Trans hayatlar önemlidir” ve “Transfobi şaka değil” gibi pankartların yer aldığı fiziksel eylemin yanı sıra sanal bir protesto yürüyüşü de düzenlendi.

Etkinliği organize eden gazeteci ve aktivist Ashlee Marie Preston (aynı zamanda ulusal bir yayının baş editörlüğünü yapan ilk trans kadın), Chappelle ile diyalog kurmaya çalıştıklarını fakat reddedildiklerinin altını çizdi. Nefret üzerinden yürütülen ekonomik anlayışı, platformların algı çarpıtmaya yönelik algoritmalarını ve manipülasyona dayalı düzeni eleştirdi Preston. Trans ve ikili cinsiyet sistemi dışında olanlara dair içeriklere daha fazla yatırım yapılması, bu içerik üreticilerinin desteklenmesini de kapsayan kimi talepler, bir liste formunda okundu. Ayrıca transfobi ve homofobi içeren programların uyarı içermesi gerekliliğinin altı çizildi. Bu esnada ifade özgürlüğünü savunduğunu iddia eden karşıt bir grup, eylemi sabote etmeye çalıştı.

LGBTİ+ sanatçılar sosyal medyada ses yükseltiyor

Transparent dizisinin yaratıcısı Joey Soloway, eyleme katılan ve Chappelle’in sınırı aştığını düşünenler arasında. Açıklamasına “Translar bir soykırımın ortasında” cümlesiyle başladı ve karşı karşıya kaldıkları insan hakları ihlallerini, zorbalıkları, ırk ayrımcılığını, nefret cinayetlerini, depresyon ve intihar risklerini anımsattı. Netflix’e “İşleri daha da kötüleştirmeyi bırakın” çağrısında bulunan Soloway, Netflix yönetim kuruluna bir trans çalışanın atanmasının gerekliliğini savundu.

Platformun çok sevilen stand-up şovları Nanette ve Douglas’dan tanıdığımız Hannah Gadsby, Instagram hesabı üzerinden sert bir açıklama yaptı ve kendini savunurken adını zikreden Sarandos’u eleştirdi. Yine platformun popüler dizilerinden Umbrella Academy’nin yıldızı Elliot Page, grevden önce bir destek bildirisi yayımlayarak daha fazla ve daha iyi trans öyküleri ile daha kapsayıcı bir iş yeri için savaşanların yanında olduğunu söyledi. #NetflixWalkout hashtagiyle tweet atanlar arasında “Transların yaşamlarını savunmuyorsanız, kiminle birlikte olduğunuza iyi bakmanız gerekir” diyen Lilly Wachowski ile yürüyüşe katılanlara sevgilerini ve desteklerini ileten Billy Eichner vardı.

Peki öncesinde neler olmuştu?

Dave Chappelle’in platform ile 6. iş birliği olan stand-up gösterisi The Closer, 5 Ekim’de erişime açıldı. Künyesinde komedyenin “içini döküp rahatlamaya çalıştığı” ifade edilen şovun nefret söylemi içeren bölümleri arasında trans kadınların cinsel organları hakkında yapılan hadsiz yorumlar ve bir lezbiyenle tartışmanın nasıl bir şey olduğu hakkında kimi “şakalar” var. Transfobik J.K. Rowling’e karşı haklı tepkileri eleştiren Chappelle (cinsiyetin gerçek olduğunu dillendirdiği için yazarın bu tepkileri aldığını düşünüyormuş), gururla kendisini bir TERF (trans dışlayıcı radikal feminist) olarak adlandırıyor. Setinin sonlarında 2019’da intihar eden trans komedyen Daphne Dorman ile arkadaş olduğunu belirtmek gibi acınası “savunmalar” yapmayı da ihmal etmiyor.

Programın yayımlanmasından kısa süre sonra Netflix çalışanları, rahatsızlıklarını belirttikleri bir maili üst düzey yetkililerden Ted Sarandos’a iletmiş ve karşılığında “Chappelle günümüzün en popüler stand-up komedyenlerinden biri ve onunla uzun süredir devam eden bir anlaşmamız var” cevabıyla karşılaşmışlardı. Sarandos fikir belirtmek ile karşıdakine zarar vermek arasındaki farkı ayırt etmenin çok zor olduğunu, özellikle stand-up gibi komedi yapımlarında bu farkları görmenin iyice zorlaştığını söylemişti. Yazışmalar ortaya çıktıktan kısa süre sonra şirketin non-binary çalışanlarından B. Pagels-Minor, “gizli, ticari açıdan hassas bilgileri şirket dışına paylaştığı” gerekçesiyle görevden alındı.

Eylemden kısa süre önce Netflix, neden oldukları derin acıyı anladıklarına, ayrılık kararlarına saygı duyduklarına ve yapacak çok işlerinin olduğunun farkındalığına dair bir metin yayımlasa da Sarandos cephesinde durumların değiştiğini söylemek güç. The Hollywood Reporter’la yaptığı röportajda çalışanlarını incittiği ve direkt savunmaya geçtiği için hata yaptığını söylese de sözlerinin arkasında durduğunu ve ifade özgürlüğüne çok değer verdiğini belirtmekten geri durmuyor.