Tabu addedilenin olağanlığı: Ninjababy

Yazı: Merdan Çaba Geçer

Berlin Film Festivali’nin Generation bölümünde dünya prömiyerini yapan, şu aralar ise MUBI kataloğunda keşfe açık olan Ninjababy, Norveç semalarından bağımsız bir dramedi. İstenmeyen hamileliğe dair tabuları mizahına katık eden, çizgi roman estetiğiyle bezeli yapımın yönetmeni Norveçli Yngvild Sve Flikke, ismini bir kenara not ettiren geç keşiflerden. Kristine Kujath Thorp nüanslı bir performansla baş karaktere hayat verirken, Skam ve Ragnarok gibi İskandinavya çıkışlı dizilerin takipçilerine aşina gelecek Herman Tømmeraas ise Ninja Bebek’in sesi olarak harikalar yaratıyor.

Konu nedir?

Karikatürist, orman bekçisi ve hatta astronot… Partilemeyi yaşam biçimi hâline getiren, henüz 23 yaşındaki grafik tasarımcı Rakel’in “olunacaklar” listesi bayağı kabarık olsa da bu listede ebeveynliğe kesinlikle yer yok. Aniden humus kokusundan irrite olması veya günde üç litre meyve suyu içmesi onu şüphelendirmese de fizyolojik kimi belirtiler ev arkadaşı Ingrid’i harekete geçiriyor. Testin sonucunun pozitif çıkmasıyla durum kesinleşiyor: Evet, düz karnına ve minimal semptomlara rağmen Rakel resmen hamile.

Biyolojik baba adayları arasından akla en makul gelen, aynı zamanda Rakel’in aikido eğitmeni de olan, empati ve nezaket sahibi Mos. İlişki çok yeni olduğundan onun süper güçlere sahip spermleri olduğunu varsayarken, bebeğin birkaç haftalık değil de neredeyse yedi aylık olması, ikinci bir şok dalgasına sebebiyet verip kürtaj ihtimalini ortadan kaldırıyor. “Dick Jesus” isimli bir kendine hayırsız kişilikle tek gecelik, o kadar da romantik olmayan bir ilişkinin sonucu olduğu anlaşılan bu “ninja bebek”, Rakel’i bir dizi zor seçimle karşı karşıya bırakıyor.

İzlemeden önce bilmeniz gerekenler

Ninjababy, Norveç asıllı illüstratör Inga Sætre’nin Fallteknikk isimli grafik romanından uyarlandı ve filmdeki çeşitli animasyon sekanslar da yine Sætre’nin orijinal çizimlerini içeriyor. Karakterleri zaman zaman bir çizgi roman dükkânında, diğer kadın protagonistli kitapların önünde görmemiz de filmin kendi köklerine saygı duruşu mahiyetinde.

İlk intiba

Sistem tarafından tabu addedilenin aslında ne kadar da olağan olduğunu söyleyen Ninjababy, hanesine en büyük takdiri benimsediği tavırda alıyor. İstenmeyen hamileliğe dair yargılar hakkında defalarca izlediğimiz bir öyküyü ele alırken, hınzırlığını dizginleyemeyen bir tavır bu… Kimi zaman öylesine yersiz cümleler dökülüyor ki karakterlerin ağzından, sırtlarda bir yük olan köklü toplumsal beklentilerin ancak bu küstahlıkla aşılabileceğine dair derin inancı hissetmemek zor. Meselenin getirdiği tüm duygusal ağırlığa rağmen eylemleri yüzünden özür dilemeyen, anneliğin kutsal olduğuna dair inanışı elinin tersiyle iten baş karakter, mizahı elden hiç bırakmamasıyla da sağlam politik duruşun öznesi hâline geliyor böylece. Doğru ve yanlış farzedilenler arasında bir yer varsa, tam ortada, kocaman karnıyla göz kırpıyor bize Rakel.

Öte yandan tonunu ayarlarken -tıpkı kahramanı Rakel gibi- kimi zaman dram ve komedi arasında yerini tam olarak bulamıyor, his dünyasında nereye yöneleceğine karar veremiyor sanki Ninjababy. İntikal etme eylemini istediği kadar akışkan hâle getiremiyor. Ne var ki kanonda yeni bir soluk hissetme beklentiniz yoksa, şapkasından çıkardıklarıyla kolayca göz ardı ettirebiliyor bu durumu film. Hamileliğin gizli doğasını keşfeden bir anne ve çeşitli animasyon stilleriyle hayata geçirilen ninja bebek arasındaki hararetli tartışmalar, filmin elini güçlendiriyor bu anlamda.

Derinlerde ne var?

İstenmeyen hamileliklerde sorumlulukları kadına yükleyen patriyarkanın ikiyüzlülüğü asıl derdimiz. Kuzey Avrupa’nın ayrıcalıklı bireylerinin evlat edinme süreçlerinde ayyuka çıkan gizli ırkçılıkları da deşilen meseleler arasında.

Karakterlere dair

Gücünü mizah duygusundan alan, günlük konuşmalarda spermden, boktan veya seksten rahatlıkla bahsedebilen biri Rakel. İçinde rızası dışında büyüyen bebeğini bir an önce vücudundan ve hayatından çıkarmak isteyen, ancak artan bağlılık duygusuyla da baş edemeyen Rakel; sahip olduğu çeşitli katmanlarla ikna edici bir protagonist.

Animasyon sekanslar aracılığıyla sık sık ekranda beliren, sinsice büyüyen yaşam formu ninja bebek ise filmdeki en eğlenceli anların sebebi. Haydut maskesi takmış bir ceninin babası hakkında “Sen ciddi misin? Gerçekten onunla mı seviştin?” demesi, annesini şişmanlatmadığı için kendini cool bulması veya zengin ebeveynler talep etmesi, kağıt üzerinde bile komik.

Bunu seven şunları da sever

İstenmeyen hamileliğe dair komedilerin büyüyen havuzunda Ninjababy’nin meseleyi ele alış şekli açıkça Juno ve Obvious Child gibi Amerikan bağımsızlarını anımsatıyor. Öyle ki filme okyanusun öbür tarafından bir remake gelmesi pek de şaşırtıcı olmayacaktır. Varoluşsal dertleriyle boğuşup yönünü arayan karakterleriyle, yurttaşı The Worst Person in the World ile de bir göbek bağı mevcut.

Soru işaretleri

Rakel’in Los Angeles’a taşınacağı için bebeği evlat edinmek istemeyen fakat sonrasında fazlasıyla istekli olan ablası Mie, senaryonun en yüzeysel işlenen karakterlerinden. Tüm olanlar yüzünden kariyeri için önemli bir eşikten vazgeçti, bir de üstüne partneriyle ayrılma noktasına geldi. Peki finale doğru girilen yolda onun reaksiyonunu neden göremedik? Tüm özverili hareketlere, kardeşinden aldığı sözlere rağmen bu karardan hiç mi rahatsız olmadın Rakel?