Okay Kaya, Beak> ve bu hafta başka ne dinlesek?

Yazı: Asena Büyük, Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler, Şevval Öztemur, Utkan Çınar, Zeynep Naz Günsal

Okay Kaya, disco sularında gezinen bir parçayla geri döndü. Beak>, sessiz sedasız yeni koleksiyonunu paylaşıverdi. Yeni La Luz albümü, meleksi vokallerle cool riffler arasında cambazlık eden bir psikedeli vadediyor.

Taze yayımlanmış albüm ve teklilerden hazırladığımız güncellenen çalma listemiz sizi bekliyor! Öne çıkan kayıtlar ise hemen aşağıda.


TEKLİ: Okay Kaya – The Groke
(Okay Kaya / ONErpm)

SAP (2022) albümünden beri koruduğu sessizliğini nihayet bozmuş Okay Kaya (Kaya Wilkins). “The Groke”u İskandinav ülkelerinin acımasız mevsimlerine ve dünya çapında iklimlerin gittikçe daha da kaprisli hâle gelmesine dair bir efsane gibi düşünmüş. Adını Tove Jansson’un çizgi kitap serisi Moomins’teki bir kahramandan alan, ayrıca nakaratıyla Timothy Morton’ın Dark Ecology kitabına atıfta bulunan parça müzisyenin şimdiye kadarki en renkli ve funk içerikli kayıtlarından biri. Disco sularındaki aranjmanı detaylı ve pek eğlenceli olmakla birlikte çok çok hafif doğu esintileri de barındırıyor. Julia Patey’in yönettiği, sürreel bir çölün sınırları içinde kimi acayip görsellere buyur edildiğimiz klibi aramızdan henüz kep atmış olanları da bir ayrı neşelendirecek gibi. 

ALBÜM: Gastr del Sol – We Have Dozens of Titles
(Drag City)

Deneysel müziğin kültleşmiş girişimlerinden Gastr del Sol’ün iki yarısı David Grubbs ve Jim O’Rourke, 1990’lardaki ilham verici üretimlerinden çeşitli canlı performanslarını ve kıyıda köşede kalmış stüdyo kayıtlarını içeren bir derleme yayımlamak üzere, birbirlerinden uzak geçirdikleri 25 yılın ardından yeniden buluştu. Avangardın yaygın olarak elektronik unsurlarla kol kola yürümeye meyilli olduğu günümüz atmosferinde kulakları yıkamak, müziğe dair zihin açmak için harika bir karşılaşma. Gözler kapansın, bırakın gitar telleri size yapacağını yapsın.

ALBÜM: Andrew Bird – Sunday Morning Put-on
(Wegawam Music)

30 yıla yaklaşan kariyeriyle takipte kalmaktan sıkılmadığımız bir isim Andrew Bird. Son on yılda neredeyse her yıl bir albüm yayımlayan müzisyenin son işi caza, Chet Baker havalarına göz kırpan minimal ve usta işi bir albüm. 1930 ve 1940’lardan coverlar içeren yapıtta; Bird keman ve ıslık çalma yeteneğini yine gösterirken vokalini de konuşturmuş. Adı gibi sakin. Pazar sabahları melankolisine rağmen kulaklarınız şenlendirecek dört başı mamur bir albüm. 

ALBÜM: La Luz – News of the Universe
(Sub Pop)

Yazar, ressam ve La Luz’un kurucusu Shana Cleveland, güncel müzikte özgünlüğüyle parlayan figürlerden biri. La Luz işlerini, tamamı kadınlardan oluşan bir takımla kotarıyor, böylece ortaya çıkanlara açıklığın gücü enjekte oluyor; ona göre “kadınlığın doğası gereği hem tatlı hem de acımasız” bir hâl bu. Cleveland, hamileliği ve anneliğinin ilk zamanlarına dair hislerini bir solo albümde birleştirdikten sonra, oğlu henüz iki yaşındayken aldığı meme kanseri teşhisiyle parçalanan hayatını sevgiyle tutkallayarak toplama yolunda şu sıralar. Değişimin daimi ve esas olduğu kabulüyle gruba döndüğü News of the Universe de ölüm fikri karşısında rahatlama ihtiyacının doğurduğu bir kayıt anlayacağınız. Sesler yine La Luz usulü hassas bir dengede; albüm meleksi vokallerle cool riffler arasında cambazlık eden bir psikedeli vadediyor. Bir de nefis kapak görselini uzun uzun izletiyor.

TEKLİ: Moon Diagrams – Fifteen Shows at One Time
(No Gold / Sonic Cathedral)

Lifetime of Love’dan (2017) sonra miksajı James Ford’a ait ikinci stüdyo albümü Cemetery Classics’i 21 Haziran’da dinlemeye açacak Moses Archuleta’nın hipnotik bir davul cümlesi üzerine kurguladığı dinamik ve sarmallı parça. Deerhunter davulcusu ve kurucu üyesinin bu Daft Punk-LCD Soundsystem çağrışımlıl, renkli; prodüksiyonunda spiritüellik gizli teklisi insanı mest ettiği kadar huzursuz da hissettiriyor sanki. Parçanın havasıyla süper eşleşen klibinin rejisi de kendisine ait. 

ALBÜM: Deniz Taşar – OVERFLOWING
(Solas Records)

Kendini keşfetme yolculuğu, dünya üzerinde en uzun süren yolculuk şüphesiz. Hiç bitmeyen, inişli çıkışlı, dalgalı, kimi zaman dingin; fakat hiçbir zaman tekdüze olmayan bir yolda yürümek. OVERFLOWING, Deniz Taşar’ın dünya üzerindeki yolculuğuna eşlik etmek üzere bir tekneye binmek gibi. Ona ilham veren sesleri, hikâyeleri, türleri keşfetmek için uzatılmış bir bilet. Charalambos Kourtaras eşliğinde kaydedilen albümün ilk konseri 30 Mayıs akşamı Babylon’da. Detaylar işte burada.

ALBÜM: Beak> – >>>>
(Invada Records)

Geoff Barrow, Billy Fuller, Will Young üçlüsü, son Beak> albümünü 2018’de yayımlamıştı. Arada çeşitli tekliler, bir çizgi romana eşlik eden KOSMIK MUSIK EP’si derken sırada yeni bir uzunçalar var. Yeni bir albüm hazırlığında olduklarını biliyorduk ama bu albümün böyle ansızın önümüze düşmesini beklemiyorduk doğrusu. Grubun diskografisinin her durağında olduğu gibi çarpıcı bir açılış yapılıyor “Strawberry Line” ile. Motorik, krautrock-vari yaklaşım yine yerli yerinde. “Hungry Are We” ve “Bloody Miles” gibi parçalar, ambient sekanslarıyla beyin damarlarını genleştirip sonrasında üçlünün imza groove’uyla oluşturduğu bir girdabın içine atıyor. “Secrets”ın bas yürüyüşü ve tonları baştan çıkarıcı. Çok özlemişiz çok.

TEKLİ: AySay – Moda
(Gülbaba Records)

Danimarkalı ve Türk – Kürt köklerini müziğinde titreştiren Luna Erşahin’in öncülük ettiği AySay’la bu kez Moda Sahili’nde bir bankta açıyoruz gözümüzü. İki eski sevgili sohbet ediyor; biri daha çok incitmiş belli ki, pişmanmış, galiba günah çıkarıyor. Öteki çok sevmiş ama zamanında eksik bırakılanların peşinden koşmak istemiyor artık; “Yolun açık olsun.” diyor. Bağlama perdeyi açıp kapatıyor, zurna sahne yüksekliğinden geçmişe bakıp el sallıyor. Hayat devam ediyor.

TEKLİ: Parham A.G & Denzi – Karşımızda
(Ellipsis)

Frozen Clouds ve birçok oluşumda üretimlerini sürdüren, müzik yolculuklarına beraber çıkmış Parham A.G ve Denzi şimdi de Parham’ın yeni albümünden bir parçada buluştu. “Karşımızda” aslında bir savaş, bir direniş bestesi. Her köşemizi törpülemeye çalışan, bizi kendimiz olmaktan alıkoyan her şeye ve herkese karşı umudumuzla siper alıyoruz. Ses dünyasında hardcore punk enerjisinden ilham alan yeni tekli, yoldaki albüme dair merakı da katlıyor.

ALBÜM: Rowena Wise – Senseless Acts Of Beauty
(Dalliance Records)

İlk bakışta ismi ve kapak görseliyle kalbimizi çalan Senseless Acts of Beauty, Rowena Wise’in ilk uzunçaları. Çoğu 2021’de pandemi sırasında Melbourne’da yazılan 10 şarkı bir bütün olarak Wise’ın duygusal ve fiziksel dünyasına uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Tamamı canlı kaydedilmiş albümün en iyi yaptığı şeylerden biri tempo değişimleriyle albümü tekdüzelikten kurtarmak, indie rock’a dair işitsel alışkanlıkların içinde çeşitlilik yaratmak. Müzisyenin dürüstlüğünden beslenen albümde “aşk, kayıp, yabancılaşma, cesaret ve güçlenme” gibi konular üzerine kendisiyle beraber kafa yoruyoruz.

TEKLİ: Dean Blunt – Downer (ft. Panda Bear & Vegyn)
(WORLD MUSIC) 

En son bu yıl Hackney Commercial Waste başlıklı, süresi iki saati aşkın koleksiyonunu salt YouTube’dan bahşetmişti çığır açıcı müzik insanı ve çağdaş sanatçı Dean Blunt. Yeni teklisi “Downer”ı, önceden de el ele verdiği DJ, prodüktör ve grafiti sanatçısı Vegyn’le birlikte yapmış. Glitchleri romantizmine katmer katmer ekleyen bu kısa parçada sesi kendi kendiyle armoni yaparken hepten güzel duyulan Animal Collective üyesi Panda Bear ise vokallerde; bitebilecek bir arkadaşlığa ve geride bırakılma endişesine konuşmakta. Tupturuncu bir gündoğumundan alınabilecek türden bir umut hissiyle odaları ve zihinleri aydınlatıyor.

ALBÜM: Brian Eno, Holger Czukay, J. Peter Schwalm – Sushi. Roti. Reibekuchen
(Groenland Records)

İşin içinde Brian Eno ve 2017’de aramızdan ayrılan Holger Czukay olunca kayıtsız kalmak mümkün değil. Bu iki efsanenin yanlarına Alman müzisyen J. Peter Schwalm’ı da alarak 1998’de Bonn’daki Kunst- und Ausstellungshalle der Bundesrepublik Deutschland’da bir defaya mahsus olarak gerçekleştirdikleri enstalasyon / konserin kayıtları sonunda eli yüzü düzgün bir albüm hâline getirildi. Polis müdahalesi olmasa üç saatten de fazla sürecek olan doğaçlama performanstan seçkiler beş şarkıya bölünmüş olarak sunuluyor. Ayrıca internet üzerinden canlı yayımlanan ilk konserlerden biri olduğunu da hatırlatmalı. Albümün ismini de performans boyunca konukların yedikleri yemeklerden alıyor. Kaçırılmaması gereken üst düzey bir kayıt. 

ALBÜM: DIIV – Frog in Boiling Water
(Fantasy Records)

Geçtiğimiz dört aydır yavaş yavaş teklileri yayımlayıp heyecanlandıran DIIV’ın yeni uzunçalarına sonunda kavuştuk. Albümden hemen önce erişime açılan primitif ve sonsuzluğa giden soul-net web sitesinde biraz dolaşınca, grubun Frog in Boiling Water’ın derdini hemen anlıyorsunuz. Kendi yükünün altında ezilen ve hepimizi de ezen kapitalist sisteme karşı yalnızca bir sitemden değil; bir uyanış ve ayaklanmadan bahsediyor koleksiyon. Her şarkıya işlemiş “angst” ve kasvet dinleyenin de kanına geçiyor. Shoegaze’in kuyularına inilmiş albümün yarattığı bazı sonik manzaralardan etkilenmemek elde değil: “Brown Paper Bag”in uzun outrosu ve “Everyone Out”un adım adım giden build-up’ı bunların sadece iki örneği.

TEKLİ: RJD2 – Catch The Exit Door 
(RJ’s Electrical Connections)

Ramble Jon Krohn’un 14 Haziran’da beklenen 14. uzunçaları Visions Out of Limelight’tan ikinci tekli, bu aralar duyabileceğiniz en ateşleyici introya sahip. Elektronik ve hip hop’u birbirine pürüzsüzce harmanlayan, akustik enstrümanların retro sample’larla iç içe geçerek dinleyeni funk ve groove’a doyurduğu sound’u dopdolu ve sürükleyici. Borulu org ve borazan düzenlemeleriyle de “şehir içi” enerjisini ve sinematikliğini pekiştiren parça, İngiliz müzisyen Jamie Lidell ve Krohn’la bir kez daha bir araya gelen Jordan Brown’ın güçlerini birleştirmesinden doğmuş albüme merakımızı epey artırdı. 

TEKLİ: Mamaleek – Ancient Souls, No Longer Sorrowful
(The Flenser)

Mamaleek deneysel metal grubu olarak geçse de bunun çok daha fazlasını yaptığını söylemeli. Tabii o brutal vokalleri duyunca bu çıkarımda bulunmak mümkün. Geçen yıl mültienstrümentalist üyesi Eric Alan Livingston’ın vefatıyla sarsılan grup, “kayıp” konseptini Ağustosta yayımlanacak yeni albümleri Vida Blue’ya yansıtmış. Albümden “Vileness Slim” sonrası çıkan ikinci tekli grubun orta doğu soundlarına olan yakınlığının bir örneği olmasının yanı sıra psikedelik rock tınılara da ev sahipliği yapıyor. 

TEKLİ: Palmiyeler – Yalnızlık Benim Adım
(Bağımsız)

Ufuktaki Palmiyeler albümün üçüncü teklisinde yaz aşklarını bir süreliğine bir kenara bırakıp kendimize yöneliyoruz. “Bütün bunlar benim hikâyem” diye açılan keyifli şarkı, olaylar üstündeki kontrol gücümüze ve kendi kendimizi ikna ettiğimiz yalanlara bir pencere açıyor. Gitarlarıyla hemen içine çeken parça sanki “Yalnızlık benim adım bundan sonra” diye buyurduğunda; bu bir kendine acıma değil de kendini sahiplenmeymiş gibi hissetmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Siz de bizim gibi Palmiyeler video kliplerine bayılıyorsanız, en yenisine buyrun

ALBÜM: Vince Staples – Dark Times
(Blacksmith Recordings / Def Jam / UMG)

Bakış açısı ve pervasızlığı daima eğlendiren Batı yakalı rapçiye ait son albümün The Vince Staples Showun üzerinden çok zaman geçmeden platformları bulacağını zaten biliyorduk. Altıncı albümü Dark Times’a şimdiye kadarki en hassas ve kişisel dizelerini sığdırmış Staples. Dobralığını korurken tanıdık alaycılığını bir kenara bırakmış gibi tınlayan MC, kapağın karanlık fonundan zar zor seçilen ilmeğin imajıyla en az albüm kadar karamsar bir his aşılıyor. Sakin banger’lar ve nostaljik düzenlemeler eşliğinde düşüncelerini, geçmişini, eski ilişkilerini neşter altına alırken ergenliğinin Crip üyesi olarak geçirdiği zamanının hatırasında hâlâ taze olduğunu aktarıyor. Söz konusu koşullardan uzak olmanın hem minnetini hem de bunlardan arta kalan bir tür yaklaşan felaket hissinin hâlâ içinde olduğunu artiküle ettiği albüm, tüm ciddiyetiyle içten bir iş. 

ALBÜM: Paul Weller – 66
(Polydor)

Paul Weller’ın 30 yıllık solo kariyerine 17 adet albüm sığdırdığını düşününce, bu kadar çalışkan bir müzisyenin işlerini değerlendirmek de çok kolay değil. Güncel tarzları takip etmektense kendisi başlı başına bir tarz hâline gelen Weller’ın son albümü ismiyle ve olgunluğuyla kendi yaşını hatırlatıyor bizlere. Madness’tan Suggs, The Blow Monkeys’den Dr. Robert, Noel Gallagher, Primal Scream’den Bobby Gillespie gibi konukların da desteğiyle yazılmış şarkılar çokça, pek sevdiğimiz The Style Council dönemine göndermesi olan soul, R&B sularında. Birkaç gitarlı rock numaramız da var. Yaylılar belirgin, Weller’ın sesi her zamanki gibi etkileyici. Genel olarak şarkılar pek sofistike olmasa ve Weller’ın zaman zaman denediği kalıp dışı yaklaşıma yer bırakmasa da bu rock müzik tarihin en çalışkan ve en cool beyefendisinden yazınızı şenlendirecek bir iş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

TEKLİ: Ginger Root – No Problems
(Ghostly International)

Japonya kökenli City pop ve onun batılı yorumlarından beslenen Ginger Root’un 13 Eylül’de yayımlayacağı yeni albümü SHINBANGUMI ile tanışma merasimi. Katman katman açılan oyuncaklı düzenlemesine dikkat kesilmek de başkalarının koyduğu keyfi kurallara boyun eğmeye, sahteliğe başkaldıran sözlerini dinlemek de çok eğlenceli! Kendinizi, çok sevdiğiniz işinizden bir anda kovulmuş olarak bulsanız, ne yapardınız? Yayıncılık sektöründe cereyan eden bu hikâyede, kendi TV kanalını kurmak mecburiyetinde kalan Ginger Root’un düşük bütçeli üretimle verdiği yaratıcı mücadeleyi izliyoruz. Sekiz kliplik bir serinin ilki olan “No Problems”ın ardından neler olacak, kahramanımız tek kişilik medyasını kalkındırabilecek mi, merakla bekliyoruz; inancımız tam!

TEKLİ: White Hills – Killing Crimson
(Bağımsız)

New York çıkışlı psikedelik rock ikilisi White Hills (Dave Weinberg ve Ego Sentaion), 23 Ağustos 2024’e tarihlenen Beyond This Fiction uzunçalarları ilk kelimesini söyledi. Yine basları yoğun, gitarları sert, hipnotik yankıları tekrarlanan bir akışla dinleyeni içerisine çeken bir tekli olmuş. Gotik, metal unsurlarıyla bezeli, epik yapılarla dolu, uzun soluklu bir ses yolculuğunun yaklaşmakta olduğunu haberliyor.

ALBÜM: Ars Longa – Plastik Ruh Bebek
(GROW)

İstanbul bağımsız müzik sahnesinin köklü alternatif rock grubu Ars Longa, bir süredir tek tek paylaştığı şarkılarına üç yeni tekli ekleyerek Plastik Ruh Bebek albümünü yayımladı. Son albüm Hayalet Radyo’dan beş yıl sonra yeni bir uzunçalarla aramıza dönen Ars Longa’nın derinlikli şarkı sözleri; çoğunlukla melankolik bir temele oturuyor. Grubun alametifarikası diyebileceğimiz; yumuşak, kırılgan anlar ve tansiyonun yükseldiği, coşkun sekansların uyumu Plastik Ruh Bebek seyrini hayli çekici kılıyor.

TEKLİ: Selin Baycan – Bugün Yine Gökyüzü
(Lal Records)

Selin Baycan’ın geçtiğimiz yıl yayımladığı harikası “Kaybolan Ne Var”ın bir adım öncesi / sonrası (kişiye göre değişir) olabilir. Kalp çarpıntısını çağrıştıran ritimler üzerinde yükselen “Bugün Yine Gökyüzü”, anıların cılız yankısı derinlerden duyulurken, bugün sessizce yok olan bir ilişkinin; insanın göğsünde açtığı boşluk, inanmışlığın hüsranı, yeniden karşılaşmanın korkusu, koparıp atamamanın bıkkınlığı hakkında: “Ne seninle ne de sensiz. Ruhum günahkâr, kalbim aciz.” Kapak görseline bakılırsa kaybolanlar, yasla dönüşen resimlerin yaratıcısı Ahu Akgün’ün boyadığı elden havaya karışıyor sanki. 

ALBÜM: Machinedrum – 3FOR82
(Ninja Tune / GRGDN Müzik)

Geçtiğimiz on yılın en verimli elektronikçilerinden Machinedrum, namıdiğer Travis Stewart, Joshua Tree’de geçirdiği vakitler sırasında eski, yarım kalmış işlerini gözden geçirmiş ve onları toparlayarak bir albüme dönüştürmüş. Bolca konuk vokalist içeren çalışma, kısa şarkılarla DJlerin listelerine rahatlıkla girebilecek tınılara sahip. Genelde eski ekol elektronik havalara göz kırpan müzisyen, burada da 90’ların beatlerini kullanmaya devam etmiş. Hip hop, trip hop, drum’n’bass ön planda. 40’ını geride bırakan Machinedrum’ın ustalık dönemi heyecan verici.  

TEKLİ: Bat For Lashes – At Your Feet
(Mercury KX / Universal Music)

Modern dünyanın karmaşıklığından parmak uçları çimene değe değe, saçların arasından rüzgârlar ese ese bir kaçış. 31 Mayıs’ta aramızda olacak The Dream Of Delphi albümünün dördüncü teklisi “At Your Feet” için Natasha Khan, “Bu şarkının tüm piyano ve vocoder bölümlerin baştan sona doğaçlama yaptım” demiş. Narin piyano tınıları, büyülü synth dokunuşları ve peri esintili vokalle dolu bir kayıt. Klibi için tık tık

ALBÜM: Twenty One Pilots – Clancy
(Fueled By Ramen / Elektra)

Columbus, Ohio merkezli Tyler Joseph ve Josh Dun ikilisi Twenty One Pilots, küresel çapta bilinirliğini sağlayan Blurryface (2015) ve Trench (2018) albümlerinde olduğu gibi tematik bir kurgu inşa etmeye devam ediyor. Clancy ile kurgusal şehir Dema’da yeni hikâyeler anlatmaya devam eden Twenty One Pilots, prodüksiyon için bir kez daha Paul Meany ile ortaklaşmış. Bütünlüklü anlatısının yanında, iç içe geçirdiği janrlar ile de grubun en renkli işlerinden biri Clancy.

TEKLİ: Kessoncoda – Greyscale
(Gondwana Records)

Davulda Tom Sunney ve tuşlu çalgılarda Fil Sowa’dan oluşan Batı Londralı ikii Kessoncoda, ilk albümünü Matthew Halsall’un bağımsız caz etiketi Gondwana Records’tan yayımlayacak. Tamamlanması 12 yıl süren albümün sonik dünyasını hem akustik hem elektronik seslerle yoğuran Kessoncoda’nın ilham havuzunu Squarepusher, Radiohead, Clark gibi müzisyen ve gruplar dolduruyor. “Greyscale” adlı ikinci tekli, girift ve sürükleyici kompozisyonlarının çarpıcı bir örneği. Video klibi de hemen burada.

TEKLİ: Been Stellar – Pumpkin
(Dirty Hit)

Yeni Been Stellar teklisi, grubun her zamanki işlerinden bir tık daha dingin duyuluyor. Hatta bu sebeple grubun parçayı yeni albümlerine dâhil edip etmeme konusunda çekinceleri varmış. New Yorklu beşliyi sınırlarını genişletmeye iten, 90’lar ve shoegaze soundundan ilham alan parçayı rafa kaldırmadıkları için çok sevindik doğrusu. Vokalist Sam Slocum şarkının çıkış noktasıyla ilgili çok spesifik bir ilhamı olduğunu açıklıyor: “Şarkı sözleri sahip olduğum bir görselden yola çıkarak yazıldı: Geceleyin pencereden sokağa doğru parlayan bir apartman ışığı. Dairenin içindeki insanların pencerenin önünde bir ileri bir geri geçtiklerini hayal ettim. Oradan yola çıkarak yazdığım sözler, apartmandaki insanların birlikte bir alanı paylaştıkları bir skeç oluşturdu.”