Onur Gürçay ile hangi film?

Kurak Günler, Kar ve Ayı, Boğa Boğa, Uysallar gibi hakkında konuşturan çeşitli yapımlarda izleme fırsatı bulduğumuz Onur Gürçay, son olarak Lohusa ile çıkmıştı seyirci karşısına. Gürçay’ın künyesinde yer edindiği tiyatro yapımları arasında ise Arzu Tramvayı, Tato-Baba, Mitolojik Hikâyeler ve Sıradan Karşılaşmalar bulunuyor.

Hangi film? köşemizin konuğu Onur Gürçay yanıtlıyor: Sinemada izlediğin ilk film? Mısır patlattıran bir film? Mekânlarıyla aklına kazınan bir film?


Çocukluğundan yadigar kalmış bir film?

Back to the Future serisinin herhangi bir filmi için bir hafta önceden hazırlanırdım. “Geleceğe Dönüşçülük” falan oynardık arkadaşlarımla. Günlerce herkese “Doktor” derdim.


Sinemada izlediğin ilk film? 

Aladdin (1992). Aklımın gittiğini hatırlıyorum. Sonrasında bizimkiler sağolsun, her hafta bir filme götürmeye çalıştılar. 


Hep daha iyi hissederek ayrılırım dediğin film?

Monty Python ekibinden The Meaning of Life (1983).


Kahramanı olmak isteyeceğin film?

Soul Kitchen (2009). İki kardeşten biri ya da şef olabilirim. Hiç fark etmez.


Kitap gibi bir film?

Midsommar (2019). Dalıp çıktığı her konunun hakkını veriyor. Her ânında sosyoloji ve psikolojiyi birbirine bağlayışı, bir roman hissi verir bana.


Mısır patlattıran bir film?

Snatch (2000). Aslında Guy Richie’nin tüm filmleri.


Zaman geçtikçe sendeki yerini sağlamlaştıran bir film?

Das Leben der Anderen / The Lives of Others (2006). Siyasi olan hiçbir şeyin, hiçbir zaman düzelmeyeceğine dair bir manifesto gibi. Ama insandan ümit kesilmez.


Yalnız izlenmeli dediğin bir film? 

Baraka (1992). Tek lokmada yutulabilecek türden bir yapım değil. (Ben yapamadım en azından.) Sindirebilmek için yalnız olup, ağır gitmekte fayda var.


Mekânlarıyla aklına kazınan bir film? 

The Shining (1980). Filmin belki de en önemli karakteri o oteldi. Orada olmak ister miydim? Asla!


Herkese izletmek istediğin film?

The King of Comedy (1982). Oyunculuk kontenjanından. Benim için De Niro mu, Al Pacino mu sorusunu cevaplamıştır.