Orta halli bir 80’ler Türkiye’si deneyimi

Tek ve Çok, geçmişi araştırarak bugüne kapsamlı bakışlar sunan SALT’ın 80’ler sergilerinden biri olarak Eylül 2016’da SALT Galata’da açılmıştı. Arçelik’ten Fatoş Oyuncakları’na, TAMEK’ten Kelebek Mobilya’ya genellikle ev odaklı çalışan pek çok farklı yerli üreticinin arşivini karıştıran bir sergiydi. 80’ler Türkiye’sinde özellikle büyük ve orta büyüklükteki şehirlerdeki yaşantının nasıl değişmekte olduğunu tüketicinin alışkanlıklarına değil, üreticiye bakarak kurcalıyordu. Ne de olsa Türkiye’de serbest ekonomiye geçilen 80’ler, “el ve makine işleri, yerel ve küresel markalar, lüks ve mütevazı hayat tarzlarının” eş zamanlı olarak bir arada gözlemlendiği bir dönemdi. Sergi de 80’lerde geniş alıcı kitlelerine ulaşan nesnelerin hikâyelerini araçsallaştırarak Türkiye’de 1955-1995 yıllarındaki sanayileşmeyi daha iyi anlamayı amaçlıyordu.

Yazı: Ekin Sanaç

Nesnelerin hikâyelerini derinleştiren sergi, dönemin karakteristik tavırlarından “kopya” etrafında kurgulanmıştı. Tek ve Çok, genellikle aşağılanan kopyalama eylemine farklı bir yerden bakmaya teşvik ediyordu izleyiciyi. “Özgün Kopyalar” teması çerçevesinde kopyalamanın bir öğrenme, kendinden öncekileri koşullara göre yeniden ele alma tavrı olabileceğini düşündürüyordu. Bu bağlamda “Batı kopyası” da tartışmaya açılan meselelerden biriydi. Sergide Cem Kaya’nın Yeşilçam’ın uyarlama furyasının yarattığı değer üzerine düşündüren MOTÖR: Kopya Kültürü ve Popüler Türk Sineması (2014) belgeseli etrafında da etkinlikler düzenlenmişti.

Tek ve Çok sergisini düşününce ilk aklımıza gelen, içimizi kaplayan ve nostaljiden asla ibaret olmayan yüklü bir his. Ve bir de elbette sergi kapsamında hazırlanmış “Kopya Masası”… Galiba pek çok izleyicinin favorisi olmuştu bu masa. Kopya Masası, interaktif bir hizmetti. Aydınlatmalı bir masanın üzerinde 1987 Türkiye’sinden dönemle özdeşleşmiş eşyalar, mobilyalar ve mimari unsurlara yer veren bir ev kesiti yer alıyordu. İzleyiciler evin kesitindeki teknik çizimleri bu masada kopyalayabiliyorlardı.

SALT, geçtiğimiz günlerde Tek ve Çok sergisi için hazırlanan, “Türkiye’nin büyücek bir şehrindeki bu hayalî apartman dairesinin” kesitini güncelleyerek çevrimiçi erişime açtı. Kesitte boydan boya ilerlemek ve üzerine geldiğiniz ürünlere eşlik eden metinleri okumak epey keyifli bir deneyim. Biz Ev-Kesit deneyimimiz esnasında meşhur YU-MA-TU marka radyolu ikili kasetçalarların sanılanın aksine Japon malı değil, Yusuf, Mahmut ve Tuncer isimli üç ortağın üretimi olduğunu hatırladık. Süpürge markası SİMTEL’in aslen Siemens’ten “tel” ithal edip pazarlamak üzere kurulduğunu; TAMEK’in meşhur kahverengi şişelerinden birinin 2009’da internet üzerinden 10 bin dolara alıcı bulduğunu öğrendik. Sizi de buradan Ev-Kesit’i deneyimlemeye davet ediyoruz!