Z Raporu: Ozan Çelik

Cemil Şov, Sivas, Anons, Hamlet, Ela ile Hilmi ve Ali, Sıcak Kafa ve dahası… İşte size Ozan Çelik’in nitelikli yapımlarla dolu filmografisinden bir kuple. Kendisini bugünlerde, Özcan Alper’in 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülüne uzanan Karanlık Gece’sinde canlandırdığı Erol karakteriyle sinema perdesinde de izlemek mümkün.

Ozan Çelik’e sorduk: Hayatta yaptığın ilk iş neydi?  Belgesel çekecek olsan neyle ilgili olurdu? Küçükken bir idolün var mıydı? Buyrunuz Ozan Çelik Z Raporu’na.

Gündemi en çok nerelerden takip etmeyi tercih ediyorsun?

Gündemi T24 ve Independent Türkçe haber siteleri, Cüneyt Özdemir ve Medyascope YouTube kanallarından takip ediyorum. 

Hala televizyon izliyor musun? İzliyorsan ne izliyorsun?

Televizyon aile evinden ayrıldıktan sonra hiç izlemedim diyebilirim, zaten çocukluğumda bile pek aram yoktu. Çok nadir barlarda maç izliyorum. Ama son zamanlarda aile ziyaretleri yaptığımda onlarla sohbet etmektense, çocuk gibi sadece televizyona bakıyorum.

Son dönemde haberdar olduğun ve sıkı takibe aldığın hesaplar var mı?

Alizée Gamberini Instagram hesabı.

Günde kaç saat, en çok hangi platformlarda vakit geçiriyorsun?

Çoğunlukla YouTube, günde ortalama 3-4 saat. Arada sırada MUBI’den film izliyorum, başka ücretli aboneliğim yok. Bir de iNat TV diye bir uygulama var ama sadece Android telefonlarla kullanabilirsiniz, sadece bu uygulama için Android telefon edinilebilir; daha fazla bir şey söylemem, başına bir şey gelmesin…

Bu aralar sana en iyi gelen şey?

Sabah 5-6 gibi spora gitmek. 

Yeniden yaşamak isteyeceğin bir gün/an?

Yok. Yaşayacağım anlara, günlere haksızlık etmek istemem.

Belgesel çekecek olsan neyle ilgili olurdu?

Geçen sene Galata meydanında gün ortasında  kendini yakan bir adam oldu. O anda insanlar bunun bir gösteri olduğunu düşünerek, videolara çekip sosyal medyaya koydular; sonrasında gerçekten kendini ateşe verdiğini fark edince restoranların tüpleriyle  söndürüldü. Ve adam ağır yaralı bir durumda saatlerce ambulans bekledi. İlginç bir şekilde günler sonra, adamın yaşamını kaybettiğine dair küçük bir haber okudum sadece. Sanalda ve gerçek hayatta insanlar böylesi bir durumda duyarsız ve ikiyüzlü tutumuyla kendini ateşe vermiştir. Ayrıca bu konu gösteri dünyası için de ilginç bir yaklaşım olabilir…

En son izlediğin belgesel?

İstanbul Film Festivali’nde Atlantic Bar. Çekimi dört yıl sürmüş. Marsilya’nın sahilinde küçük bir mahalle barı; 60-70 yaşlarında müdavimleri var, hepsi bağımlı, kumarbaz ve anarşistler, bar kapanmak üzere… Müthişti.

En son okuduğun kitap?

Hatırlayamıyorum; bir kitabı bitirmeyi çok isterim.

En son yaptığın yolculuk nereyeydi? Birkaç cümlede özetleyebilir misin?

Van’a. Bir film çekimi için merkeze üç saat uzaklıktaki dağ köylerine gittik. Hayatımda yaşadığım en güzel yolculuklardı. Kar, sonsuz sessizlik, masmavi göl, tanıştığım insanlar… Tek kötü olan, film ekibi arabada sürekli “Antidepresan” şarkısını açıyordu.:)

Bugüne kadar hakkında yazılmış en yanlış şey?

Bülent Arınç’la kuzen olduğum. (Şaka şaka)  Şu an aklıma gelmiyor ama yazılanların çoğunun yanlış olmasını ve umursamamayı çok isterdim.

Hayatta yaptığın ilk iş neydi? Anlatır mısın?

Dayımın kasap dükkânı vardı; çocukken yazları onun yanında çalışıyordum. Dayım çok fazla yağlı et tükettiğinden damar tıkanıklığı vardı, bunun tedavisi için dükkânda  kavanozda sülükler besliyordu. Bu sülükler kanındaki mikropları temizlemeye yardımcı oluyordu ve onlara gözü gibi bakıyordu. Sülüklerden birinin adını Ozan koymuştu, o zamanlar çok sinirime gidiyordu. Şimdi düşünüyorum, dükkânda iyi çalışıyormuşum.

Küçükken bir idolün var mıydı?

Maradona. Maradona tutku, şiir, müzik, dans; başlı başına bir sanat o. Onunla ilgili son izlediğim bir belgesel dizide 60 yaşlarında Meksika’da ikinci lig takımının teknik direktör olarak başına geçiyor ve maçları heyecandan izleyemiyor. O çocuksu ruhunu kaybetmemiş. İyi bir idol seçmişim galiba.

Son zamanlarda en çok dinlediğin müzikler?

Çok kolay müzik dinleyemiyorum. Müzik dinlemek benim için roman okumak gibi bir eylem. Ama kışı Neriman Altındağ Tüfekçi’nin türküleriyle ve Sibelius’la geçirdim. Baharı hâlâ bulamadım…