Pek bilmedikleriniz: Skinny Pelembe

One Love Festival’ın heyecan verici konuklarından Skinny Pelembe, türler arasındaki sınırları doğal bir şekidle ortadan kaldırdığı şarkılarıyla Kendine Has Sahnesi’nde olacak. Festival öncesinde Skinny Pelembe’ye dair pek bilmedikleriniz…

Gilles Peterson’dan tam destek

Müzik gurusu, dünyanın farklı uçlarından müzik ve gelenekleri dünyaya tanıtmayı misyon edinmiş Gilles Peterson’ın kurucusu olduğu plak şirketi Brownswood, Skinny Pelembe’nin de ilk EP’si ve ardından da ilk albümünü yayınladı. Pelembe, Peterson’ın titizlikle yürüttüğü Future Bubblers programı tarafından destekleniyor. Genç müzisyenin Chloe Beth Smith ve Field Notes Choir’la kaydettiği “Laxmi Flying”, ikinci Future Bubblers derlemesinin açılış şarkısı.

Müzik onun için bir “gereklilik”

Geçtiğimiz yıl Nitelife dergisine bir röportaj veren Pelembe, müziğinin yaratım süreci hakkında da detaylı açıklamalar yapıyor. Röportajında şarkı yazmayı bir terapiye benzeten müzisyen şunları söylüyor:

“Ne zaman bir fikir belirse, onu hemen kağıda döküyorum. Bu benim için doğal çünkü her şeyle böyle başa çıkabiliyorum. Bir anlamda bir terapi süreci. Yapmak istemekten çok ‘gerektiği’ için yapıyorum.”

10 yılda hazırlanan albüm: “Dreaming Is Dead Now”

Skinny Pelembe’nin ilk uzunçaları olan Dreaming is Dead Now, içinde barındırdığı eklektik ferahlık ve farklı türleri ustaca kapsam alanına almasıyla uzun zamandır dinlediğimiz en nitelikli ilk albümlerden. Albümün kayıtları yaklaşık dört ay sürse de içindeki kimi şarkıların on yıllık geçmişi var. Dönüp baktığında albümde bu süre zarfında bulunduğu yerlerin, ailesindeki dinamiklerin değişiminin ve kaybettiği insanların izlerini gördüğünü dile getiriyor Skinny Pelembe.

Mozambik, Güney Afrika, İngiltere…

Mozambikli bir anne ve İngiliz bir babanın çocuğu olarak Güney Afrika’da dünyaya gelen, gençliğinin büyük kısmını İngiltere’de Doncaster’da geçiren Pelembe’nin müziğinde, bu farklı uçların ve kültürlerin etkilerini rahatlıkla duyabiliyorsunuz. Annesinin Mozambik’teki iç savaştan kaçıp Güney Afrika’ya gittiğini söyleyen müzisyene göre, albümünde Mozambik kültürü ve müziğinin etkisi ön planda.

Irkçılığa isyan eden şarkı: “No Blacks, No Dogs, No Irish”

İlk solo albümünün dikkat çekici parçalarından biri olan “No Blacks, No Dogs, No Irish”, isminden de anlayacağınız üzere ırkçılığa karşı cesur bir ses yükseltme girişimi. Londra’da kulüp kültürünün önemli unsurlarından olan broken beat elementleri üzerine 1950’lerde İngiltere’deki ırkçı eylemlere değinen parçada müzisyenin ırkçılık ve zenofobiyle karşılaştığı durumlara da referanslar mevcut.