Pond’un gıcır gıcır teklisiyle 80’ler Avustralya’sına

Avustralyalı psikedelik rock grubu Pond, 1 Ekim’e randevu verdiği yeni albümün ilk teklisi “Pink Lunettes”i mart ayında yayımlamıştı. Ekibin 9. albümüne verdiği isim de album 9. 

2019 tarihli Tasmania’da olduğu gibi bu albümün de prodüktörlüğünü Pond üstlenmiş. album  9, öncekilere kıyasla biraz daha funk tadında olacak gibi görünüyor. Dinlemeye açılan ikinci şarkı “America’s Cup” ve klibi, uzun süredir beraber çalıştıkları yönetmen Sam Kristofski’nin elinden çıkma. Grubun birçok işi gibi fazlasıyla eğlence vadeden yeni Pond klibi buradan izlenebilir.

“America’s Cup”a dair

1983 tarihli America’s Cup yelken yarışlarını Avustralyalı iş insanı Alan Bond finanse eder ve aynı sene “Australia II” adındaki yelkenli, yarışı “New York Yat Kulubü”ne karşı kazanarak kupayı alır. Bond, o dönem pek çok ödül kazanarak bir halk kahramanına dönüşmüş olsa da daha sonra adının karıştığı skandallarla anılmaya başlar. Hatta Avustralya tarihindeki en büyük kurumsal dolandırıcılıklardan birinin sorumlusu olarak hatırlanıyor.  

Pond’un kurucularından Nick Allbrook’a göre şarkının çıkış noktası, Perth’te bulunan Fermantle isimli liman şehri.

“Bu ritim, bana Susam Sokağı havasına bürünmüş New York sokaklarını düşündürüyor. Ama şarkı Fremantle ile alakalı. Alan Bond’un, Fremantle’ı kentsel dönüşüme sokmadan önceki ucuz ve buruk hâliyle ilgili. Bu liman şehrinin 1987 öncesine ait kalıntıları henüz taze. Kedilerin deniz ve nehir arasında kalan gizli cennette keyifle cirit attıkları günler… Bir yandan insanların bize gösterilen varoluş biçimlerinden farklı versiyonlara sahip olması hakkında.”

Yönetmen Kristofski, yelken yarışları esnasında herkesin televizyona kitlendiğini hatırlıyormuş. İnsanların buna verdikleri önemi ve ne kadar vakit harcadıklarını düşünmek bile istemediğini söylüyor. Klipte de kazanan takım kaptanının, kupayı bir açık artırmayla sattıktan sonra bunu kutlamasını kurgulamış. “Eğlenceli olacağını düşündüm ve bence işe yaradı” diyor.

Allbrook’un söylediklerine göre son birkaç albümde oldukça sıkı bir çalışma programına bağlı kalan Pond, bu albümde biraz daha doğaçlama takılmış ve tempoyu da yükseltmek istemiş. album 9’ın neredeyse biyografik sayılabilecek bir çalışma olduğunu ve şarkı sözlerinin genellikle yalnız insanların yaşamına odaklandığını belirtiyor. Ortaya çıkan sözlere tekrar dönüp baktığında, hayattaki küçük detayların altında buldukları derin anlamlarla bir çeşit değişime uğradıklarını düşünüyor: “Artık kendimize aynı gözle bakamıyoruz. Yarattığımız dünya, geçmişimizi korkunç gösteren bir lensle geliyor.”

Tame Impala ve Pond’un dirsek teması

Çeşitli üyeleri Tame Impala kadrosundan da geçen Pond, grup üyeleri tarafından “istedikleri projede, istedikleri müzisyenlerle çalışma esnekliğine sahip olma” fikriyle kurulmuş. Şimdiye dek Pond üyelerinin birçok farklı estetikte üretimlerini dinleme şansına eriştik. Avustralya’nın psikedelik rock sahnesinin iki popüler grubu Pond ve Tame Impala’nın ortak geçmişi, Mink Mussel Creek isimli eski gruplarına uzanıyor.

Yazı: Merve Argun Kodaman