“Profile” ile diken üzerinde, çevrimiçi bir soruşturma

IŞİD bünyesine katılan Avrupalı kadınları mercek altına alan araştırmacı gazeteci Amy, sahte bir Facebook hesabı açarak örgütün dijital propaganda kanallarına sızmayı başarır. Militan terörist grubun iletişim sorumlularından olan ve sosyal medya üzerinden beyaz kadınlarla irtibata geçen Abu Bilel Al-Britani’yi tuzağa düşürme niyetindedir. Soruşturmanın derinine indikçe güvenliği tehlike altına girecek, kendisinin de radikalleşmeye başlayıp başlamadığı hakkındaki sınırlar bulanıklaşmaya başlayacaktır.

Bazı filmler vardır ki, birkaç cümlelik sinopsisiyle bile merak dozunu arttırmaya yeter. Timur Bekmambetov’un hem SXSW, hem de 2018 Berlin Film Festivali’nin panaroma bölümünde seyirci ödülü kazanan filmi Profile, bu tanıma cuk oturan cinsten. Universal bünyesinde yayımlanan ilk fragmanı; üç yıl kadar tozlu raflarda bekleyen yapımın, ABD’de vizyon şansı bulacağını duyurmakta.

Timur Bekmambetov, “Screenlife” ve konseptin diğer örnekleri

Pandeminin zorlu set şartlarını daha da çetrefilli hâle getirmesi, bir süredir, anlatısını tamamen çevrimiçi görüşmeler üzerinden kuran yapımların önünü açmış durumda. Biri gazeteci, diğeri terörist baş karakterlerini bir çevrimiçi görüşmede konumlandıran Profile ise; prodüksiyonunun 2018’de tamamlanmış olması nedeniyle, bu alternatif konseptin öncülerinden esasen.

Yönetmen Timur Bekmambetov, Rusya menşeli fantastik aksiyonlar Nochnoy dozor (2004) ve Dnevnoy dozor’un (2006) ardından, yetenek avcısı Hollywood tarafından transfer edilmiş; Angelina Jolie ile James McAvoy’u bir araya getiren Wanted’ın reji koltuğuna oturmuştu. O zamandan bu yana Abraham Lincoln: Vampire Hunter (2012) ve Ben-Hur (2016) gibi yapımların kamera arkasına geçen Bekmambetov’un birer stüdyo yönetmenine dönüştüğünü, işlerinin belirli bir çıtanın altında kaldığını söylemek, hiç yanlış olmayacaktır.

Yapımcı kimliğiyle hayata geçirdiği projeler ise çok daha ilginç aslında. “Screenlife” adını verdiği ve yeni bir görsel içerik formatı olarak tanımladığı konseptle Bekmambetov; henüz 2014’te, her şeyin bilgisayar, tablet veya akıllı telefon ekranında vuku bulduğu anlatılarla çıkmıştı karşımıza. Bu seri üretimin bir parçası olan Profile’ın ardından, Universal amblemi taşıyacak beş film daha ufukta göründü.

Screenlife projesinin meyveleri

Unfriended (2014)

Bu konseptteki ilk filmin anlatısı, Skype üzerinden sohbet eden altı gencin etrafında şekilleniyor. Grubun üyeleri aynı anda, internette paylaşılan görüntüleri nedeniyle bir yıl önce intihar etmiş sınıf arkadaşlarından mesaj alırlar. İlk başta şaka olduğunu düşündükleri bu durum, zamanla hepsinin karanlık sırlarını açığa çıkaracaktır. 1 milyon dolarlık bütçesine rağmen 65 milyon dolar gibi bir hasılata ulaşan Unfriended, yılın dikkat çekici gişe başarıları arasında anılmıştı. Unfriended: Dark Web isimli bir devam filmi de mevcut.

Searching (2018)

16 yaşındaki bir kızın kaybolmasının ardından, yerel soruşturma başlatılır ve davaya bir dedektif atanır. 37 saatlik arama sonrası elde tek bir ipucu bile olmayınca, baba David kızının dizüstü bilgisayarını incelemeye ve dijital ayak izlerini takip etmeye karar verir. Karakterleri bir bilgisayar ekranı aracılığıyla izlediğimiz Searching, Sundance’den iki ödülle ayrılarak büyük ses getirmiş; başroldeki John Cho da performansıyla Bağımsız Ruh Ödülleri adayları arasında yer almıştı.

Yazı: Merdan Çaba Geçer