Rastgele: Seda Güngör’e ilham veren sanatçılar

2020’de Eren Aksu’nun yazıp yönettiği kısa film Onun Haricinde, İyiyim’le adından söz ettiren oyuncu Seda Güngör, yakında başrollerini Nazlı Bulum’la paylaştığı bir başka kısa Cemre & Eda’da karşımıza çıkacak. Güngör, Rastgele köşemiz için son dönemde farklı sanat dallarından kendisine ilham veren kişileri sıraladı.

“Bir çoğuyla Berlin’e yerleştikten sonra tanıştığım, Almanya’nın farklı şehirlerinden, farklı disiplinlerden bana ilham veren sanatçılardan oluşuyor bu liste.”

Sinemada

“Filmleri aralarında bir yıl farkla Berlinale’de açılışını yaparak ses getirmiş ve bundan sonra da takip edilesi yönetmenler olarak önce Mehmet Akif Büyükatalay (Oray, 2019) ve Faraz Shariat (Futur Drei, 2020) demek istiyorum. Büyükatalay’a En İyi İlk Film ödülünü aldıran Oray’ın dinin kültüre olan etkisini ve ne kadar kişisel olduğu gerçeğini, Avrupa’da Müslümanlık deneyimi üzerinden ve yargılamadan anlattığını düşünüyorum. En İyi Kuir Film dalında Teddy Ödülü alan Futur Drei (No Hard Feelings) da göç deneyimi üzerinden, kuir bir perspektiften kişisel ve politik olarak güçlü sorular soruyor.” 

“Bu kategoride es geçemeyeceğim bir başka yönetmen ve film ise -aynı zamanda yönetmenim ve filmimiz olan- Eren Aksu ve 66. Oberhausen Uluslararası Kısa Film Festivali’nde açılışını yaparak, Almanya yapımı filmler kategorisinden ödülle dönen Onun Haricinde, İyiyim. Göçün verdiği o zamansızlık, mekansızlık hissini Eren’in sade ama derinden işlediğini düşündüğüm bu filmde rol almış olmak büyük mutluluk. Ayrıca Berlin’de ikamet etseler de adlarına Türkiye sineması ve festivalleri üzerinden aşina olabileceğiniz, takip edilesi bazı diğer sinemacıları da bırakıyorum buraya; Asena Bulduk, Sezin Ertek, Hazal Kara, Bünyamin Musullu.”

Tiyatroda

“Feminist ve güçlü tavrı bana ilham veren Almanya doğumlu yönetmen Pınar Karabulut’un işlerini izlemek için şu sıralar Almanya’da olmaya gerek yok. Güncel işlerini çevrimiçi olarak, kendi web sitesinden takip edebilirsiniz. Bir diğer favori yönetmenim olan Ersan Mondtag’ın HAU’da izleme fırsatı bulduğum Das Wohnzimmer oyununu yakalarsanız kaçırmayın. Almancanız olmadan da izleyebileceğiniz bir oyun olduğunu da eklemek isterim.” 

“Son olarak, yolculuğuna yıllar önce Ballhaus Naunynstraße’de başlamış ve iyi ki hala Gorki’de devam eden, Nurkan Erpulat’ın yönetmenliğini yaptığı ve Jens Hillje ile beraber ürettikleri Verrücktes Blut isimli oyunu yakaladığınız yerde izleyin derim. Ben Gorki’de, 2017’deki harika kadrosuyla izleme fırsatı bulmuştum.”

Edebiyatta

“Yade Kara’nın Selam Berlin’i, 19 yaşındaki Hasan’ın duvarın henüz yıkıldığı Berlin’deki doğu-batı arası yaşamını, ikilemlerini, kimlik arayışını, aile çatışmalarını anlatıyor. Hem döneminin sosyo-politik yapısına Türkiyeli birinin perspektifinden değinmesi, hem de protagonistin aile ve kimlik mücadelelerini bu yapıya bağlı olarak derinlemesine işlemesiyle beni oldukça etkileyen bir kitap oldu.”

“Fatma Aydemir’in Türkçe’ye çevrilmesini dört gözle beklediğim Ellbogen isimli romanına da değinmeden geçemeyeceğim. Almanya’daki sistemin içinde savrulan genç bir kadının, Hazal’ın oldukça sert hikâyesi bu roman. Spoiler vermeyeyim, yakın gelecekte film olarak da karşımıza çıkacak. Sonrasında Türkçe’ye de çevrildiğini görürüz diye umut ediyorum.”

“Bonus: İlham verici kadın yazarlardan Hengameh Yaghoobifarah’nın Instagram hesabı da takip edilesi.”

Komedyenler

“Favori komedyenim, Teddy Teclebrhan. Kendisi esasında oldukça yetenekli ve ödüllü bir oyuncu. Birçok işinin Almanca olduğunu üzülerek söylüyorum ama Instagram üzerinden İngilizce içerik üretiyor diye de ekliyorum. Çeviri eşliğinde izlenmesini tavsiye ettiğim son iki işi ise; çok iyi bulduğum bir konsept olan Chez Krömer isimli programın sunucusu, komedyen Kurt Krömer’le olan röportajı ve yine başarılı bir konsept olan, 6 komedyenin altı saat boyunca birbirlerini güldürmek ama kendileri asla gülmemek için bir araya geldikleri LOL isimli televizyon programı.”

“Yeni keşfettiğim ve bu başlığa eklemek istediğim bir başka isim de Erika Ratcliffe. Youtube’ta bulabileceğiniz Die Neukölln Show’u büyük bir keyifle takip ediyorum. Soğuk, net tavrı ve sarkastik mizahı, politik şakalarıyla bazen mükemmel bir Almanya eleştirisine dönüşüyor. İşlerinin bir çoğu Almanca fakat kısa filmi Berlin Arschloch yine YouTube’da, İngilizce altyazılı olarak bulunabilir.”

Müzisyenler

“Kendi janrını yarattığını düşündüğüm; benzersiz tarzları, oryantalist ezgilerle modular synth’in birbirine geçtiği, farklı kimliklerle karşıma çıkan bu ekibi aşırı seviyorum: İstanbul Ghetto Club. Berlin’e yerleştiğim şu 4 yılımın bir soundtrack’i yapılacak olsaydı, kendilerinden rica ederdim.”

“Dengue Dengue Dengue isimli Perulu ekibin de herhangi bir canlı kayıt performansını dinlemenizi tavsiye ederim. Karantina hafta sonlarına iyi gideceğinden şüphem yok.”

Giriş görselindeki fotoğraf: Daniel Nartschick