Seray Şahiner’in Ülker Abla romanı üzerine

2018 yılında Kul ile Orhan Kemal Roman Ödülü kazanan Seray Şahiner, Everest Yayınları’ndan çıkan son romanı Ülker Abla’da üzerine düşündüren bir mücadele anlatıyor. Yayınevi tarafından da “Türkçe edebiyata yeni bir ses, çok güçlü bir karakter armağan ediyor” sözleriyle tanımlanmış Ülker Abla. 

Ne hakkında? Hikâye ne?  

Kocasından yıllardır şiddet gören ve bu zulme oğlu için katlanan Ülker Abla evden kaçarak hastanelerde hasta bakıcılık, refakatçilik yaparak hayatını geçiriyor ve geçindiriyor. Roman; kamusal bir alanda kimliksiz bir şekilde varolmanın nasıl mümkün ve ne kadar zor olduğunu, gündelik pratiklere ve ihtiyaçlara bağlayarak baş karakterin gözünden anlatıyor.   

Zaman dilimi ve mekân 

2021, hastane. 

Okumadan önce bilmemiz gerekenler 

Seray Şahiner, toplumsal gerçekleri çok iyi gözlemleyip sıradan karakterlerle anlatan bir yazar. Ülker Abla bir devam romanı olmasa da Şahiner’in Antabus’ta kurguladığı bir kadın karakterin devam hikâyesini anımsatıyor.

Kitaba dair en çok neyi sevdin? 

Hastanenin yanındaki düğün salonu detayı.

Yazıma dair neler söyleyebilirsin? 

Roman, Seray Şahiner’in tüm kitaplarında olduğu gibi çok akıcı, bir çırpıda kendi okutuyor. Takibi kolay, merak ile sürüklemeyen ama okumayı da bıraktırmayan bir yazım hâkim.

Kısa sürede sürüklenerek mi okudun? Yoksa biraz sürünerek mi? 

c) Hiç süründürmeden keyifle okutuyor.

Kitabın ismi hakkında ne düşünüyorsun? 

Başka bir isim olamazdı!

Bu kitabı seven şunu da sever 

Mekânlar, kadınlar, şiddet hikâyeleri üzerinden yine 2021’de çıkan, Sinem Sal’ın Bizim Zamanımız kitabı da benzer bir tebessüm ve güçlenme hissi bırakıyor.

Formu dolduran: Olcay Özer