Simge Pınar sordu, mor ve ötesi yanıtladı

Söz konusu, her zaman dediklerine kulak kesilmenin icap ettiği mor ve ötesi gibi bir grup olunca; 10 yılın ardından yeni bir stüdyo albümüne kavuşmanın yarattığı heyecan bir başka oluyor. 2022’nin ilk günlerinde yayımlanan Sirenler de 10 yıldır gün sayan dinleyiciler gibi zamanı kurcalıyor. Geçmiş, Şimdi ve Gelecek olmak üzere üç bölüme ayrılan yeni mor ve ötesi albümü, kolektif hafızalarda yer edinmiş sahnelere birlikte bakarken aynayı kendimize de doğrultmanın önemini vurgular nitelikte.

Sirenlerden hareketle mor ve ötesi’ne sorular topladık. Harun Tekin ve Kerem Kabadayı’nın yanıtlarına mvö arşivinden fotoğraflar eşlikçi.

Simge Pınar sordu:

Sirenler’i bir bütün olarak ilk kez çıktığı gün, albümünüzün lansmanının gerçekleştiği Çiçek Pasajı’na doğru yağmur altında yürürken dinledim. Çok sevdiğim albümleri dinlediğim ilk ânı hiç unutamam. Albümün son üçlüsü “Tünel”, “İstiklal” ve “Park” ile Beyoğlu’nda tanışmak ve hemen sonrasında konserinize girmek büyüleyiciydi. Sirenler’i dinlerken Beyoğlu’na derin bir özlem duydum; özlem yerini çok geçmeden şefkate bıraktı. Oranın evimiz olduğu zamanları hatırladım, evimize bir gün yeniden döneceğimize dair umuda kapıldım. İyi ki varsınız. Sizin de karşılaştığınız ânı hiç unutamadığınız albümleri merak ediyorum. 

Sen de iyi ki varsın Simge! Beyoğlu’ndaki müzik dükkânlarında karşılaşıp bir hazine bulmuş gibi hissettiğimiz o kadar çok albüm var ki her birimiz kendi definelerimizi saymaya kalksak koca bir liste çıkar. Ancak dördümüzün de hayatında yer etmiş bir tane albümü anmak yeterli olur herhalde. 1996 yılı, mayıs ayının sonları, lise mezuniyetine ramak kala çıkan Everything Must Go. Bu albümün çıkışıyla ilgili hikâyelerimizi bir araya getirdiğimizde aslında ortaya neredeyse tek bir hikâye çıkıyor: Dördümüz de önce “A Design for Life” single’ını televizyondan görüp önce kamyon çarpmışa dönmüşüz; ardından albüm çıktı – çıkacak beklentisiyle kasetçileri gezmişiz haftalarca. En nihayetinde albümü vitrine ilk koymayı başaran İstiklal Caddesi’ndeki Megavizyon olmuş; dördümüz de albümü ilk gördüğümüz yerde kapıp walkmanlerimizde döndürmeye başlamışız hemen. Manic Street Preachers’ın başyapıtı sayılabilecek bu albümün her bir şarkısı hâlâ ilk günkü etkisini koruyor.

Aklımdakiler: mor ve ötesi dosyasının tamamını Bant Mag. No:77’de okuyabilirsiniz.