Sınır tanımayan yenilenme güdüsü: Dhafer Youssef

“Eğer caz müzisyeniyseniz, bu kaderinizde yazılıdır; eğitim almanız gerekmez, zaten onunla doğmuşsunuzdur” diye açıklıyor caz müzik ile ilişkisini Tunuslu vokalist ve udi Dhafer Youssef. Yıllar içinde dünya müzik sahnesindeki benzersiz konumunu giderek daha da sağlamlaştıran sanatçı, tabla ustası Zakir Hussain’i konuk ettiği ve Hint müziğinin büyüsünden yola çıkan 2018 tarihli son albümü Sounds of Mirrors’ı İstanbul dinleyicisine klarnette Hüsnü Şenlendirici, gitarda Eivind Aarset ve davulda Adriano Dos Santos eşliğinde çalacağı konseri için 8 Şubat’ta Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde olacak.

Müziğinde caz tutkusunu kendi kültüründen unsurlar ve yolculuğu boyunca ilham aldığı diğer titreşimlerle buluşturan 1967 doğumlu Dhafer Youssef, 1996’dan bu yana tam dokuz albüm yayınladı; Türkiye’den İskandinavya’ya, Hindistan’dan Fransa’ya dünyanın dört bir yanından isimlerle pek çok zihin açıcı ortak çalışmaya adını yazdırdı.

Tabulbah’da müezzin dedesinin yanı başında ve annesinin mutfağında yaptığı şarkı söyleme deneyleriyle küçük yaşta başlayan müzikal yolculuğunu düğünlerde çalarak ve Tunus’taki konservatuvara kaydolarak sürdürdü. Okulda aldığı eğitimden hoşnut kalmayan Youssef, çözümü 80’lerin sonunda Viyana’ya taşınmakta buldu ve kendini yenilemekten asla geri durmayan, zenginliklere dolu kariyerini başlattı. 8 Şubat’taki konseri öncesi Dhafer Youssef’in kariyerine yön vermiş müzikal yaklaşımlarına vermiş olduğu röportajlar aracılığıyla kulak verelim.  

Müzikal altyapısı üzerine

“Dedem müezzindi. Yani ben böyle bir arka plana sahibim. Ama hayatımdaki en önemli okulunun radyo olduğunu söylemeliyim. Radyo benim için dünyaya açılan kapı gibiydi. Annemin mutfağında hep radyo dinlerdim. Rock’tan klasik müziğe, Hint müziğinde Brezilya müziğine, Afrika müziğine hiçbir müziği yargılamadan, her şeyi dinlerdim.”

Küçükken kaçırdıkları üzerine

“Elime aldığım ilk müzik enstrümanı plastik bir oyuncak gitardı. Radyoda duyduğum melodileri çalmaya çalışıyordum. Eğer başka bir yerde doğsaydım bambaşka biri olurdum. Bence kaderiniz doğduğunuz yere göre yazılıyor. Bugün bu kadar çok seyahat edebildiğim ve birçok farklı müzisyenle çalabildiğim için şanslıyım. Ama küçükken kaçırdıklarım için duyduğum açlık hiçbir zaman dinmiyor. Bu nedenle her gün yeniden doğuyormuş gibi hissediyorum.”

Vokal yaklaşımı üzerine

“Vokalim yeni sesler keşfetmemi sağlayan bir enstrüman. Ud, vokalimin bir uzantısı. Aynı zamanda vokalim de udumun bir uzantısı. Vokalin sınırsız bir kapasiteye sahip olduğuna çok iknayım. Tıpkı diğer enstrümanlar gibi onun üzerine de çalışmanız lazım.”

Hint müziğine duyduğu yakınlık üzerine

“Tabla sanatçısı Jatinder Thakur’la tanışmam sayesinde Hint müziği hayatıma girdi. Bu benim için çok büyük bir keşifti. Duyduklarıma âşık olmuştum. Ruhuma o kadar hitap ediyordu ki her gün onunla birlikte müzik yapıyorduk. Kendisi ilk dörtlümün de en önemli üyesiydi.”

Miles Davis üzerine

“Eğer hayatımı kimin değiştirdiğini soracak olursanız, cevabım Miles Davis. Miles Davis, gelmiş geçmiş en önemli müzisyenlerden biri. Benim hayal kurabilmemi o sağladı. Kariyerine o kadar çok şey sığdırdı ki… Daima yeni bir şeylerin peşinden gitti, yeni fikirler üretti. Bir lider olarak çok ilham vericiydi. Her zaman insanları bir araya getirdi. Benim de hedefim bu; etrafımda benimle hikâyemi paylaşacak müzisyenler olması. Her yeni projeye atıldığımda lider olarak Miles’ı düşünüyorum. O hiçbir zaman sınır tanımadı…”

Tunuslu yıldız, iş birlikçileri Hüsnü Şenlendirici, Eivind Aarset ve Adriano Dos Santos ile birlikte 8 Şubat akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde İstanbul dinleyicisi için görkemli bir müzikal ziyafet sunacak. Biletler buradan alınabilir.