Söz plak şirketlerinde: Joyful Noise Recordings

Müziğin fiziksel kanadının kopma noktasına geldiği bu dönemi plak şirketleri, müzik yayıncıları nasıl geçiriyor? Dijital dünyada aranan çözüm yollarına, dijital kopya satın alma konusundaki bilinçlenmeye, streaming metriklerinin anlamına, eski alışkanlıkların yeniden değerlendirilmesine, yöntemsel ve mekânsal unsurlara bağlı olarak farklılaşan varoluş mücadelelerine dair pek çok değişik deneyim ve gözlem var. 

Bant Mag. No:74’te Türkiye’den ve dünyadan, 2020’yle birlikte çeşitli süreçlerden geçen çok farklı ölçekler ve farklı motivasyonlardaki plak şirketlerine sorduk: Bu süreçten işler nasıl etkilendi? Müziğe olan yaklaşım ve üretimleri değiştiren / dönüştüren bir süreç oluyor mu? Oluyorsa ne anlamda oluyor? Talepler neler? Öğrenilen bir şeyler oldu / oluyor mu?

Joyful Noise Recordings direktörü Jessica Clark yanıtlıyor

Merkez: Indianapolis
Katalogda kimler var: Deerhoof, Suuns, Oneida, Lou Barlow
Ne zaman kuruldu: 2003’te kuruldu

“Çok fazla şey öğrendiğim bir sene oldu. 2020 yazında ABD’de sivil haklar hareketinin canlanışının yeri bambaşka. JNR’da bir hafta boyunca tüm işleri durdurarak niyetimizi ve eylemlerimizi karşılaştırdık.”

Jessica Clark (Direktör): “New York’ta COVID-19’un ilk etkileri yıkıcıydı. Ekibimizin çoğu Indiana’da olduğu için ben tüm süreç boyunca burada, Brooklyn’deki home ofisimde çalıştım. Bir anda eşimle ortak bir çalışma alanı paylaşmaya başladık ve birlikte (aralarında apartman yöneticimizin de olduğu) yüzlerce insan ölürken ‘bulunduğumuz yerde sığındık’. Ambulans sesleri hiç susmuyordu. Günün tüm saatlerinde. Central Park’ta morglar kuruldu, soğutuculu kamyonlara cesetler yığıldı. Önceden hemşirelik yapmış bir arkadaşım vaka ve ölüm rakamlarının çok yüksek olması sebebiyle yeniden hastaneye çalışmaya çağırıldı. Bu ekstrem koşullarda alışkın olduğumuz hızda iş yapmaya devam etmek ve COVID-19 öncesi standartlarımızı korumaya çalışmak çok zor ve yorucuydu.” 

“Kısa sürede anlaşıldı ki adapte olmaya çalışmak en iyi ve muhtemelen tek opsiyondu. Sanatçılarımızın çok büyük kısmı kazancını turnelerden sağlıyor. Bu imkân birden bire ellerinden alınınca çok fazla panik ve anksiyeteye sebep oldu. Plak şirketinin direktörü olarak sanatçılarımızı dinlemenin ve görülebilir gelecek için onlara bir plan çıkarmada yardımcı olmanın görevim olduğunu hissettim. Aynı zamanda gelire dönüşebilecek tüm olası fırsatları çıkarmaya öncelik verdiğimizden emin olduk. Bir yandan da yayın takvimimizi değiştirmeme kararı aldık ve açıkçası bu yaptığımız en iyi şeylerden biriydi. YouTube canlı yayınları ve performanslara çok fazla hayran bilet alarak maddi destek sağladı. Ve tabii elbette müziklerini satın alarak. Özellikle de Bandcamp Fridays kapsamında. Tanrım, Bandcamp sana şükürler olsun! Çok ilham verici, zaman zaman beni çok duygulandırdı bu durum. Öyle görünüyordu ki işlerini kaybetmeyen birçok insan gelirlerinin bir kısmını sevdikleri sanatçı ve grupları desteklemeye ayırdı.”

“Müziğe olan yaklaşımıma gelince… İşimle ilgili olarak bu süreç benim için bilinmeze doğru yol almaya; keşifler yapmaya, dinleyiciyle farklı şekillerde ilişkilenmenin, albüm kampanyalarını ve yayınları daha erişilebilir ve anlamlı kılmanın yeni yollarını yaratmaya olanak sağladı. Bireysel olarak bu son bir yılda normale nazaran kesinlikle daha az keşif yaptım. Çünkü genellikle canlı performanslar aracılığıyla keşif yapmaya alışkındım. Brooklyn’de yaşamak bu anlamda beni çok şanslı kılıyordu. Herhangi bir gecede önünüze sunulan seçenekler gerçekten sıra dışı. Aynı zamanda Avrupa’da da festivallerle çalışıyorum. 2020’de bunların olmaması bana daha didiklenecek çok yer olduğunu hissettiriyor.”

“Beni motive eden en temel şeylerden biri dünyaya müzik sunabilmek. Hem sanatçılar için hem de böyle beklenmedik zamanlarda gelen değişimleri işleyebilmek için müzik ve sanattan yardım alan tüm benzer ruhlar için. JNR’da operasyonlarımızı durdurmak ve beklemek istemedik. Çünkü ne kadar süreceğini bilemiyorduk. Ve eğer devam etmeseydik varlığımızı koruyamayabilirdik. Bir başka motivasyonumuz da desteklediğimiz meseleler için sesi hep açık tutmak. Köklerimiz daima sıkı sıkıya aktivizmde yer aldı. Bu mücadeleleri sürdürmek bizim için çok önemli. Çok fazla şey öğrendiğim bir sene oldu. 2020 yazında ABD’de sivil haklar hareketinin canlanışının yeri bambaşka. JNR’da bir hafta boyunca tüm işleri durdurarak niyetimizi ve eylemlerimizi karşılaştırdık. Bu farkındalığı listebaşı yapmamız gerektiği çok barizdi. Kendimizi ayrıcalıklarımıza dair eğitmek, aktif olarak ırkçılık karşıtı hareket etmek için vakit ayırıyoruz. Kampanyalar yürütüyor, Bandcamp bağışları yapıyoruz. Irksal adalet ve eşitlik için aralarında Black Lives Matter, Black Visions Collective, Movement for Black Lives, Black Girls Code, ve NAACP Legal Defense Fund’ın olduğu birçok örgüte bağışta bulunmaları için takipçilerimizi teşvik ettik. Ayrıca sanatçı kataloğumuzun inandığımız çeşitliliği yansıttığından emin olmak için yeni yapılar kurduk. Plak şirketinin kurucusu ve eş küratör Karl Hofstetter da ben de eskisine nazaran daha derinlere kazıyoruz. Yeni müzikler keşfetmeye bu zamanı ayırmaktan zevk alıyorum. Yapabileceklerimiz bunlarla da bitmiyor elbet. Dünyada öğrenecek çok şey var ve JNR olarak bu amaca adanmış hâldeyiz.” 

Fotoğraf:
Üst sıra (soldan sağa): Macie Stewart (OHMME); Cody DeFalco (Dijital Strateji Uzmanı); Jessica Clark (Direktör); Jasamine White-Gluz (No Joy)
Orta sıra: Sima Cunnigham (OHMME)
Alt sıra: Florence Grace Wallis (The Low Anthem); Thor Harris; Marina Tadic (Eerie Wanda)

“Günün gerçeklikleri ve olası yollar: Söz plak şirketlerinde” dosyasını okumak için buradan Bant Mag. No:74’e ulaşabilirsiniz.