SUH.EYL ve doğru bildiğimizi yaşama sanatı

Röportaj: Güven Yalın - Fotoğraf: Mesut Adlin

Dans ve müzik alanındaki üretimleriyle tanıdığımız SUH.EYL, önümüzdeki haftalarda Coğrafya Kader (mi) adlı ilk EP’si ile karşımızda olacak. Koleksiyondan dinlemeye açılan ilk parça, kendi tabiriyle “Türkiye’de sosyo kültürel açıdan genç neslin varoluş türbülansını” anlattığı “Coğrafya Manifestosu” olmuştu. Parçanın Berke Taşdelen yönetmenliğinde çekilen göz alıcı video klibi de nihayet yayında. 

Parça ve klibiyle birlikte Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenenlerle dayanışmayı büyütmek isteyen SUH.EYL, “Coğrafya Manifestosu” videosuyla birlikte paylaştığı mesajında şöyle diyor:

“‘Coğrafya Manifestosu’ndan elde edilen gelir ile müzisyenleri ve farklı disiplinlerden genç sanatçıları destekleyen Ali Ismail Korkmaz Vakfı’nın (ALİKEV) müzik stüdyosu ve Genç Sanatçı Fonu Programı’na destek olmayı hedefliyoruz. Katkılarınız depremin ardından binası yıkılan ALİKEV’in yeniden inşasına ve faaliyetlerinin devamına olanak sağlayacaktır.”

“Bu coğrafyaya dair varoluşunu kinetik bir dünyada anlatan bir performans sanatçısı olmak istiyordum. Yola böyle başladım.” 

Düzenlemesi Alper Aytekin imzalı parçayı, klibin yaratım sürecini ve yaklaşan EP’ye dair merak ettiklerimizi konuşmak üzere SUH.EYL’in kapısını çaldık.

Kendini ifade etme biçimi olarak müzik ve dans disiplinleri senin için nasıl ayrışıyor? Ya da ayrışıyor mu?

Müzik disiplini benim kendimi dil olarak ortaya koyduğum bir alan. Dans disiplini ise vücut dilimi kurguladığım bir başka delilik. Çok temelde dünyanın sıradanlığından ve kendi hassas benliğimden kaçıyorum; kendimi ifade edebileceğim araçlar ile kendimi ancak güçlü ve özgür hissediyorum. Kavramsal olarak birbirini tetikleyen iki unsur, kıvamsal olarak bir yolculuğun bütünü.

“Coğrafya Manifestosu”, janr çeşitlemeleriyle ve mesajıyla bugüne ait bir parça. Sen de bir neslin “varoluş türbülansını” anlattığını söylüyorsun. Benzer şekilde dinlediğin anda seninle konuştuğunu hissettiğin, belki de senin için kırılma noktası olmuş şarkılar neler?

Yenilerden Ezhel’in “Kuğulu Park”ı , Büyük Ev Ablukada’nın “Yangın Akvaryum”u , Eskilerden The Who’nun “Eminence Front”u , Oxmo Puccino’nun “365 Jours”u, Kardeş Türküler’in “Şah-ı Merdan”ı , Çetin Akdeniz’in “Kadıoğlu Zeybeği” bana belirli dönemlerde arkadaş olan eserler. Barış Manço’nun “Dönence”si ise hâlâ platonik aşkım.

Işıklar, koreografi, metaforlar ve stilize dünyasıyla “Coğrafya Manifestosu”nu klibiyle yaşamak da bütünlüklü bir deneyim. Yaratım süreci, ilk fikir parçacıklarından prodüksiyon aşamasına dek nasıl geçti? Senin bu süreçte yaptığın (ister kendine ister müziğine dair) ne gibi keşifler oldu?

Modern algı şarkının ismini “Çek Bi’ Dert Daha” koymak istedi ama benim odaklandığım başka dertler var: Her anlamda yenilik ve zaman ayırılmış nitelik. Türkiye’de dertler hep potansiyel enerjide aktarılıyor gibi hissediyordum. Kinetik bir dert anlatımı yaratmak istedim hep vokal olarak. Türkiye’de kliplerde dans hep bir sos gibi ele alınıyordu ve dans sanatı ya yönetmenin elinde ya kurgunun elinde bu hâle geliyordu, rahatsızdık. Türkiye’deki genç neslin derdini hareketle ifade eden bir tema yaratmak istedim: Bu coğrafyaya dair varoluşunu kinetik bir dünyada anlatan bir performans sanatçısı olmak istiyordum. Yola böyle başladım. Hip hop kültürünün dans uzantısını uzun yıllardır benimsedim ve saksafon beatbox tekniğini uzun yıllar etüd ettim. 

Beş sene süren yaratım sürecinde şarkının sözleri de gelişti, prodüktörü de değişti, saksafon çalımım da belli bir noktaya geldi, benim müziğe olan yaklaşımım da olgunlaştı. Hip hop ve R&B kültürü, bizim ses elementleri seçimimize ışık tuttu. Saksafon beatbox metaforu ise benim performans sanatımın bir parçası oldu.

“Coğrafya Manifestosu”, doğru bildiğimizi yaşama sanatıdır. Bunu bir Kimya Mühendisi olarak, kendini geç benimseyebilmiş, varoluş türbülansını ancak atlatabilmiş bir içsellikten yola çıkarak kurguladım. Bu coğrafyada kendini her şeye rağmen var etmeye çalışan genç neslin toplumsal azmine katkıda bulunmayı düşledim; nedense hayat enerjimi “yenik durumdan galip gelme durumu” metaforundan alıyorum. Ülkemiz gibi. Canım biz.

2023’ün geri kalanına dair paylaşmak isteyeceğin başka planlar var mı?

2023’te Coğrafya Kader (mi) isimli bir EP geliyor. 1 Mayıs’ta çıkarmayı umuyoruz. İçinde “derdo bebe”, “coğrafya kader mi”, “sobe” gibi şarkılar yer alacak. “Coğrafya Manifestosu”nn akustik versiyonunu ise yine yakında yayımlıyoruz. 2024’te ise hip hop’a daha yakın, uptempo R&B elementleriyle çeşitlendirilmiş bir albüm yapmak istiyorum.