Tayland’ın kanabis pizzası ile gündem dışı diğer haberler

Tayland’ın en popüler fast food zincirlerinden biri olan The Pizza Company, menüsüne kanabis içeren bir pizza ekledi. “The Crazy Happy Pizza” adlı pizza, geleneksel Tayland yemeği Tom Yum Gai çorbasına ait malzemelerle birlikte, üstüne kondurulan bir adet kızarmış marijuana yaprağı içeriyor. Peynirinde ve yanında gelen sosta da kanabis bulunan pizzanın yapımı ve satışı yasadışı değil. Zira yemek psikoaktif bir öğün değil; yani tüketeni doyurmak ve belki biraz uykusunu getirmek dışında bir etkisi olmuyor. Pizzanın içerdiği kanabis, son yıllarda kullanımı gittikçe yaygınlaşmış olan CBD (cannabidiol) türünden. CBD, kanabisin etken ve narkotik maddesi THC’den (tetrahydrocannabinol) ayrıştırılarak elde edilebiliyor. 

Kanabis pizza

Marijuananın eğlence için tüketimi Tayland’da hâlen yasa dışı olsa da ülke Aralık 2020’de kanabisin belli etken maddelerini kontrol altındaki uyuşturucular listesinden çıkarmış, tıbbi kullanım amacıyla yetiştirilmesine izin vermişti. Şubat ayında ise yemek ve içeceklerde kullanımını, mevcut  THC seviyesinin yüzde 0,2’yi geçmemesi kaydıyla yasallaştırmıştı. 

The Pizza Company’nin bir pazarlama stratejisi kapsamında yaptığı menü değişikliği zincire olan ilgiyi arttırmış olsa da “The Crazy Happy Pizza”nın satışları düşük seyrediyor. Bunun nedeni ise 12 yaş altı bireylere kanabis içeren yemek ve içeceklerinin reklamının yapılmasının yasak olması. Restoranın pazarlama ve reklam konusunda ellerinin bağlı olması sebebiyle önümüzdeki hafta içinde envanterindeki kanabis yapraklarından beşte biri çöpe gidecekmiş. 

Florida'daki yastık savaşı ligi
ABD’nin ilk yastık savaşı ligi

Önümüzdeki yıl Florida’da ilk yastık savaşı şampiyonası düzenlenecek. MMA ve boks turnuvalarında dövüşmüş sporcuların katılacağı, bir boks ringinde gerçekleşecek olması itibariyle tarihte bir ilk olan PFC (Pillow Fighting Championship), 29 Ocak’ta ilk televizyon yayınını yapacak. Kurucu Steve Williams’ın uzun süredir hayalini kurduğu lig, bir süredir YouTube kanalından yayın yapmakta.

Reuters’a şampiyonanın izleyenlere “karma dövüş sanatları veya boks turnuvalarındaki kan olmadan, dövüş sanatlarının tüm heyecanını yaşattığını” anlatan Williams, PFC karşılaşmalarıyla MMA ve boks maçları arasındaki tek farkın kimsenin yaralanmaması olduğunu söylüyor. PFC müsabakalarının bildiğimiz yastık savaşları olsalar da epey ciddi olduklarını, deneyimli boksörlerin ve MMA ustalarının turnuva için özel olarak üretilmiş yastıklarla göğüs göğüse savaşacaklarının garantisini veriyor. 

Kanada ve Japonya’da da uzun süredir yarı-profesyonel ya da ulusal ligleri düzenlenen bu alternatif sporun kuralları ise şöyle: Yarışmacıların sadece bir yastık aracılığıyla atak yapma hakkı var; rakibi herhangi bir yerinden tutmak, ona yumruk atmak, üstüne atlamak, yastığını çalmak gibi hamleler ve yastığı, üzerine iliştirilmiş tutacağı dışında bir yerden tutmak tamamen yasak. 

Kanada’da akçaağaç şurubu kıtlığı paniği

Quebec Maple Syrup Producers federasyonu, bu yılki akçaağaç şurubu üretiminin normalden yüzde 24 daha az olduğunu açıkladı. Üretimin azlığı ve şuruba talebin artış göstermesi sebebiyle stratejik rezervlerinin yarısını piyasaya çıkaracağını açıklayan federasyon, neredeyse 23 milyon litre akçaağaç şurubu ihraç edecek. 

Tüm verimini sağlayabilmesi için spesifik hava koşullarına ihtiyaç duyan akçaağaçların verimi bu yıl görülmedik miktarda az olmuş. Bunun sebebi ise, dünyadaki akçaağaç şurubunun yüzde 70’ini üreten ülkede bahar mevsiminin kısa sürmüş ve alışıldığından daha ılık geçmiş olması.

İletişim direktörü Hélène Normandine Bloomberg’e, rezervlerde bulunan şurup sayesinde akçaağaç şurubu kıtlığı yaşanmayacağını, an itibariyle gelecek yılın hava koşulları öngörülemiyor olsa da federasyonun şimdiden gelecek için plan yapmaya başladığını söylemiş. Ayrıca federasyon, rezervleri tekrar doldurabilmek ve akçaağaç şurubu talebini karşılayabilmek için önümüzdeki zaman içerisinde 7 milyon ağaca daha şurup tıpası takacakmış.

New York’taki kahve masası Antik Roma’dan bir dans pistine ait mozaik çıktı 

New Yorklu sanat tüccarı Helen Fioratti’nin 45 yıl boyunca kahve masası olarak kullandığı mermerin, Roma İmparatoru Caligula’nın parti teknelerinden birindeki dans pistine ait bir mozaik olduğu ortaya çıktı. 

The Guardian’ın haberine göre Fioratti ve arkadaşı, tarihi mermer ve taşlar uzmanı İtalyan Dario De Bufalo’nun 2013’te verdiği bir konferansın ardından o sırada yeni yayımlanmış kitabının imza gününe katılmışlar. Kitapta mermere  ait resmi görmesi üzerine arkadaşı Fioratti’ye, “Aa, bu senin mozaiğin değil mi?” demiş ve bunu duyan Del Bufalo da ikiliyi aramaya koyulmuş. Neticede Fioratti’nin arkadaşına ulaşmış ve taşın Fioratti’nin evinde olduğunu doğrulamış.

Fioratti, bu taşı eşiyle beraber 1960’larda İtalyan bir aileden satın almış. Taşın hikâyesi ise bambaşka bir mesele… İmparator Caligula öldürüldükten sonra yok edilen birçok mülkü gibi, söz konusu parti gemileri de bu zamanda batırılmış. 1930’larda Nemi nehrinden çıkarılan ve buradaki Roma Gemileri Müzesi’nde sergilenen eserlerin çoğu, bundan 10 yıl sonra da Nazi ordularının gazabına uğramış. 1944’te İtalya’dan çekildikleri esnada Nazi ordusu, bu gemileri ve başka birçok eseri ateşe vermiş. Del Bufalo’nun ve Manhattan’daki bir grup savcının araştırmaları neticesinde taşın II. Dünya Savaşı sırasında gemiden çalındığı ve kaçak olarak Fioratti’ye satıldığı ortaya çıkmış. 

Del Bufalo CBS’e, taşın tekrar Nemi’de sergilenmesini sağlamanın bir tarihçi olarak tek sorumluluğu olduğunu ama yine de Fioratti’nin durumuna çok üzüldüğünü anlatmış. Hâtta ona mermerin bir replikasını yapmayı bile önermiş.

Yazı: Zeynep Naz Günsal