The Radio Dept. (Johan Duncanson) seçti: Sosyalist reggae şarkılarının hikâyesi

“Sosyalist sözlere sahip reggae şarkılarına dair bir yazı harika olur… Bugüne kadar konu üzerine yazılmış bir makaleyle karşılaşmadım ama böyle birçok şarkı biliyoruz.” 

Johan Duncanson

Sosyalizm aşktır, reggae halktır

2016 tarihli Running Out Of Love’ın ardından Just So! adı altında kendi plak şirketini kuran ve külliyatından çok şık yeniden basımlar yapan İsveçli pop grubu The Radio Dept., en son geçtiğimiz ağustosta Pulling Our Weight ve This Past Week EP’lerinde yer almış parçaları bir araya getiren I Don’t Need Love, I’ve Got My Band albümünü yayınladı. 15-16 Kasım’da Zorlu PSM’de düzenlenecek MIX Festival kapsamında vereceği İstanbul konseri için The Radio Dept.’ın yolunu gözlüyorduk ki sonrasında Barış Pınarı Harekatı nedeniyle İstanbul konserini iptal ettiler. Grubun kurucusu, gitaristi ve solisti Johan Duncanson, bizi bu sayıda odağında sosyalizm olan reggae parçalarının hikâyesini araştırmaya teşvik etti.

Yazı: Ekin Sanaç – İllüstrasyon: Furkan ‘Nuka’ Birgün

Bugün reggae ve Jamaika kafalarımızda hızla birleşse de Jamaika’da bir altsınıf müziği olarak ortaya çıkan reggae, o dönem orta ve üst sınıf tarafından sık sık reddedildi, şarkı sözlerindeki kelime seçimleri ya da kullandığı üslup nedeniyle aşağılandı. En azından 1970’lere kadar durum büyük ölçüde böyleydi…

1970’ler Jamaika’sına doğru ülkede nasıl bir tablo vardı?

1962’de Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını kazanan Jamaika, boksit ve alüminyum madenlerine yatırım yapan yabancı şirketler, turizm ve imalat sanayinin etkisinde oldukça hızlı bir ekonomik büyümeden geçmekteydi. İktidardaki İşçi Partisi’nin güttüğü politikalar ve ticaret ortaklarının faaliyetleri giderek daha da antidemokratikleşiyor, sosyal hizmetler ve eşit hak gözeten yasaların esamesi okunmuyordu. Nüfusun yüzde 90’ının siyah olduğu bu ülkede, Avrupa merkezli kültürel önyargılar ve açık bir ırkçılık hüküm sürmekteydi. Anlayacağımız o ki; zengin ile fakir arasındaki uçurumun ve ekonomik krizin açtığı yaraların giderek büyüdüğü ada ülkesi, büyük bir huzursuzluk içerisindeydi.

Tabii bir tarafta halkın gereksinimlerini hiçe sayan bu düzen hüküm sürerken, öteki tarafta Black Power hareketinin git gide güçlendiği günlerden geçiyordu Jamaika. Yani 1970’lere gelindiğinde İşçi Partisi’nin 10 yıllık iktidarının ardından ülkenin büyük bir değişime ihtiyaç duyduğu ortadaydı.

Bu değişim, 1972-1980 yıllarında (ve sonrasında 1989-1992 yıllarında) başbakanlık yapan Michael Manley ile gelecekti. Jamaika için iktidarın İşçi Partisi’nden Michael Manley liderliğindeki Ulusal Halk Partisi’ne geçtiği 1972 seçimleri büyük bir dönüm noktasına işaret ediyor. Manley’nin Jamaika’da sosyalist toplumu inşa etmeye yönelik yeni eğitim ve sağlık programları öngören bir planı vardı. Ülkede sesi duyulmayanların sesi olacak, postkolonyal Jamaika kimliğini Afrika kökenlerine kavuşturarak yeniden yaratacaktı. 1970’ler Jamaika’sının tanımını Manley yapacak, bu başarının mümessili ve dönemin soundtrack’i ise reggae olacaktı. Rastafaryanların sembolleri, sözleri ve müzikleri, Jamaika’nın büyük değişim kampanyasının en önemli unsurları olarak kullanıldı. 

Nitekim Manley, reggae müziğinin ülkede kitleleri yakalama potansiyelinin farkındaydı. Reggae’nin sesi ülkede politikacılara kıyasla çok daha büyük bir tesire sahipti. Manley, kampanyasının ilk günlerinden itibaren reggae müzisyenleriyle çalışmaya başladı. Baş şarkıcılarından biri 1960’larda aktif olan ve 2005’te hayata veda eden ska ve reggae sanatçısı Clancy Eccles’dı. “Power For The People”, Eccles’ın en popüler propoganda şarkılarından biri olarak biliniyor.

“Güç halkındır, evet, halkın güce ihtiyacı var. Gücü halka verin.”

Michael Manley, aynı anda hem Hristiyanlara hem Rastafaryanlara hitap etmenin yolunu bulmuştu. Alt sınıfla empati kuran demokratik sosyalist vizyonunu göstermek için “Sosyalizm aşktır” sloganıyla Rastafaryanlara sesleniyor, Hristiyanlara ise Tanrı’nın çocuklarının eşit olduğu ideal düzene sosyalizm felsefesiyle ulaşılabileceğini bildiriyordu. Bu sloganın “Chase The Devil” hitinin yaratıcısı reggae üstadı Max Romeo imzalı bir şarkısı da vardı. Manley, Max Romeo’nun “Let The Power Fall on I” şarkısını da kampanyasında kullandı.

“Kimse bir başkasına karşı ayrıcalıklı değildir
Sosyalizm, insanlar arasındaki aşktır
Sosyalizm kardeşlere duyulan aşktır
Sosyalizm yürekleri ve elleri birleştirir.”

Ülkedeki sosyal tansiyonu konu edinen reggae şarkılarının erken örneklerinden bir diğeri de pek çok hit sahibi Pan-Afrikanist grup The Ethiopians’ın “Everything Crash” (Her Şey Paramparça) adlı parçası. The Ethiopians’ın itfaiyecilerden polise herkesin grevde olduğu 1968’de halkın nabzını tuttuğu bu şarkı sonradan Michael Manley’nin kampanyasının marşlarından biri haline de getirildi. İşçi Partisi’ni müzikle eleştiren tüm seslerin susturulduğu dönemde bu parça da yasaklılardan biri oldu.

“İtfaiyeciler grevde, sucular grevde
Telefoncular grevde
Polisler bile grevde
Sabah kötü olan bir şey
Akşama kadar düzelmez.”

Dosyanın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No: 68’e ulaşabilirsiniz.