The White Lotus, Sly Lives! ve bu hafta başka ne izlesek?

Yazı: Burcu Teker

Vizyon takviminden ve farklı platformların kataloglarından film, dizi, belgesel ve şov tavsiyelerimizi içeren ne izlesek seçkimizde yeni sezonuyla Tayland’a götüren The White Lotus, Questlove’dan funk dehasına saygı duruşu Sly Lives! (aka the Burden of Black Genius), Steven Soderbergh – David Koepp imzalı psikolojik gerilim Presence ve çok daha fazlası yer alıyor. 


The White Lotus – 3. sezon (HBO / BluTV, 17 Şubat)

Nedir: Antolojik bir anlatım diline sahip olması sebebiyle ilk iki sezonu da kendi içinde bir dinamiğe sahip; hikâyenin geçtiği yer, oyuncu kadrosu ve odaklandığı tema bakımından çeşitlilik gösterse de ortak ayrıntılar barındıran kara komedi harikası. En büyük numarası, kendi gülünçlüklerinin farkında olmayan bir grup insanın lükse bakış açısını sarkastik dilinden ödün vermeden gösterebilmek. “Kitle”, “yığın” eleştirisi yaparken, popüler kültürün tüketim değerlerine üstten bakış atmaktan kaçınmaması da aynı şekilde bu dilin bir uzantısı. Kendi yarattığı -çoğu zaman sentetik- mağduriyetlere sığınan ayrıcalıklı kesimin kişisel yaşamlarında sahip olduğu zaaflar tarafından yenip bitirilmesi etrafında dolanıyoruz. Yaratıcı zihin Mike White, Uzak Doğu kültüründe maneviyat ve ölüm temalarını keşfetmek üzere 3. sezonda rotayı Tayland’a çeviriyor.

Neye benzer: İşin içine bir çimdik bilim kurgu eklemekte sakınca görmeyenler, monotonlaşan evliliklerine “tropik adada resort nefesi” aldırmaya niyet eden Emma (Cristin Milioti) ve Noah (William Jackson Harper) ikilisinin heyecanı bambaşka bir notadan yakaladığı The Resort’a göz atabilir.

Kimler var: Anlatısını alegorik bir taşlama üzerinden kurarken seyir zevkini daima yükseklerde tutan, tamı tamına 15 Emmy ödülü sahibi serinin ardındaki isim Mike White. Künyeyi şahlandıran birbirinden parlak isimler arasında Parker Posey, Jason Isaacs, Walton Goggins, Aimee Lou Wood, Carrie Coon, Sam Nivola var. İlk sezondan tanıdık bir sima da yeniden aramızda: Natasha Rothwell. Canımızı bir hayli sıkan 2. sezon finalinin ardından ne şekilde olur bilinmez ama gönüllerin sultanı Tanya’nın (Jennifer Coolidge) dönüşünün de ihtimal dâhilinde olduğu konuşuluyor.

Sly Lives! (aka the Burden of Black Genius) (Hulu, 13 Şubat)

Nedir: Prömiyerini Sundance’te yapan belgesel, yaratıcısı Ahmir-Khalib Thompson’ın (namıdiğer Questlove) deyimiyle “insanlar neden kendi kendilerini sabote eder?” sorusuna yanıt arayışı bir anlamda. Soul ve R&B’yi psikedelik rock ile birleştiren funk müzik dehası Sylvester Stewart’ın (sahne adıyla Sly Stone) Sly and the Family Stone grubuyla yakaladığı parlak çıkışı takiben Woodstock’ta fırtına gibi estiği dönemde madde bağımlılığı ile verdiği mücadele ve kariyerini raydan çıkaran kişisel meseleler anlatının bel kemiğini oluştursa da Thompson’ın dikkatleri çekmek istediği asıl mesele çok daha derin. Yönetmen, Stone’un süratli düşüşünde ırk faktörünün de belirleyici bir rol oynadığını savunarak, izleyicisini Amerikan kültüründe Siyah süperstarları beyaz emsallerinden farklı bir konuma yerleştiren unsuru sorgulamaya teşvik ediyor; Siyah sanatçıların maruz kaldığı zorlukları detaycı bir tutumla ele alıyor.

Neye benzer: Questlove’ın Harlem 1969 Kültür Festivali ekseninde şekillenirken Afro-Amerikan müziği ve kültürünü kutlayan Summer of Soul (…Or, When the Revolution Could Not Be Televised) isimli ilk yönetmenlik tecrübesi, En İyi Belgesel dalında Oscar ödülüne uzanmıştı.

Kimler var: Bir sonraki projesini bir diğer funk ikonu Earth, Wind & Fire grubuna adayacağı konuşulan; Oscar, Grammy, BAFTA gibi nice prestijli ödülü heybesinde toplamış müzisyen, yapımcı, yönetmen Questlove tüm bu hikâyenin hayat bulmasından sorumlu isim. Sly Lives!’da da Summer Of Soul‘un usta editörü Joshua L. Pearson ile gücünü birleştirmiş. Arşiv görüntülerine ek olarak röportajları ile katkı sunanlar arasında André 3000, Chaka Khan, George Clinton var.


BUNLAR DA VAR! 

Presence (Vizyon, 14 Şubat)

Cesur ve özgün girişimleri alışkanlık hâline getiren Oscar ödüllü auteur Steven Soderbergh ellerinden çıkma, bir banliyö evinin koridorlarında süzülen “varlık”ı birinci şahıs bakış açısından takip ettiğimiz paranormal gerilim. Bunda, kamera çekimi ve kadraj hileleri ile kendine kaşesi epey makûl “yoktan” bir oyuncu yaratan Soderbergh’in becerisi kadar David Koepp’in kaleme aldığı senaryonun da etkisi büyük. Zira servis edilen sinopsisin aksine, doğaüstü korkudan çok bir aile draması olduğu söylenebilir Presence’ın. Problemleri olan bir çekirdek aile yeni evlerine taşındığında hanedeki nüfusun dörtten fazla olduğu anlaşılıyor. Fakat bu hesapta olmayan ev sakininin onları dehşete düşürüp canlarına kastetmekten başka planları var. Oyuncu kadrosunun başını çekenler Lucy Liu, Chris Sullivan, Callina Liang, Eddy Maday…

Bridget Jones: Mad About the Boy (Vizyon, 14 Şubat)

Helen Fielding’in çok satan kitabı Bridget Jones’s Diary’nin X kuşağı ve millenial’ların kalbine taht kuran baş karakteri Bridget’in ete kemiğe bürünmüş hâli ile ilk kez 2001’de tanışmıştık. İki Oscar ödülü sahibi Rénee Zellweger’ın tatlı-telaşlı karakteri nefis biçimde resmedişinin yarattığı rüzgârla, duygusal karmaşalı romantik maceralara 3 kez daha şahitlik edebilme fırsatına nail olmuştuk. Yönetmen koltuğunda Michael Morris’in oturduğu son prodüksiyonda Bridget’i, partneri yaşamını yitirmiş, eski âşığı Daniel’ın yardımıyla hayata tutunmaya çalışırken duygusal belirsizlik içinde sıkışıp kalmış olgun bir kadın profilinde takip ediyoruz. Filmin isminden de anlaşılacağı üzere bu gidişata bir dur demeye yüreklendirilişini; genç, tutkulu, coşkun bey Roxster ile “geri dönüşünü” de… Zellweger’a Hugh Grant, Colin Firth, Emma Thompson, Jim Broadbent ve Gemma Jones gibi serinin önceki filmlerinde de yer alan oyuncuların yanı sıra Chiwetel Ejiofor, Leo Woodall, Isla Fisher gibi yeni yüzler eşlik etmiş. 

Captain America: Brave New World (Vizyon, 14 Şubat)

Wakanda’nın nadide metali vibranyumdan dövülme kalkan tekrardan göğüs hizasına konumlanıyor fakat ilk kez Chris Evans tarafından değil! Avengers: Endgame’in sonunda kendisine miras kalan dairesel formdaki zırhı yeniden kullanıma sokarak görevi devralan isim Sam Wilson’dan (Anthony Mackie) başkası değil. Sam, yeni seçilen ABD Başkanı Thaddeus Ross (Harrison Ford) ile bir araya gelmesinin ardından kendini uluslararası bir hesaplaşmanın göbeğinde buluyor ve işler iyice sarpa sarmadan küresel komplonun ardındaki haini ortaya çıkarmaya niyetleniyor. MCU’nun ilk Siyah Captain America’sını Julius Onah kayda almış.

Umami (Disney+, 12 Şubat)

Philip Barantini’nin 2021 tarihli şahane gerilim draması Boiling Point’ten uyarlanan yapım, bir yandan İstanbul’da kalburüstü restoran işletmenin beraberinde getirdiği şiddetli baskıyla cebelleşirken, kısıtlı zamanlı yaratım sürecinde korumak zorunda olduğu “mükemmellik” fikri ve hem iş hem şahsi yaşamının dinmeyen talepleriyle baş etmek durumunda olan şef Sina Bora’yı tansiyonu yüksek, hararetli bir gecede takibe alıyor. Kadroda, başrollere hayat veren Burak Deniz ve Öykü Karayel’in yanı sıra Osman Sonant, Onur Ünsal, Ulvi Kahyaoğlu gibi isimler var.


GÖZDEN KAÇMASIN
Cobra Kai – 6. sezon – 3. kısım

*Şarap Rengi Deniz (MUBI, 12 Şubat)

*Cobra Kai – 6. sezon 3. kısım (Netflix, 13 Şubat)

*Yellowjackets – 3. sezon (Paramount+, 14 Şubat)

*The Gorge (Apple TV+, 14 Şubat)


Eileen
HÂLÂ İZLEMEDİYSENİZ

*Her (Vizyon, 14 Şubat)

*Les Enfants des autres / Other People’s Children (TV+, 10 Şubat)

*Eileen (Prime Video, 8 Şubat)

*Julia (Apple TV+, 12 Şubat)

*Cassandra (Netflix, 6 Şubat)

*Polizei (MUBI, 8 Şubat)