Timur Selçuk (1946-2020)

Münir Nurettin Selçuk’un ve tiyatro sanatçısı Şehime Erton’un oğlu, müzisyen, besteci ve piyanist Timur Selçuk, yalnızca albümleri ve şarkılarıyla değil; farklı disiplinleri kapsayan özel çalışmaları, 1976’da kurduğu İstanbul Oda Orkestrası ve farklı nesillerden çok sayıda öğrenci yetiştirdiği Çağdaş Müzik Merkezi’yle 20. yüzyıl Türkiye’sinin sanat hayatında çok ayrıksı bir yere sahip. 

École Normale de Musique de Paris’teki bestecilik ve orkestra yönetimi eğitiminin ardından 1975’te Türkiye’ye dönen Timur Selçuk, çeşitli tiyatro oyunları için besteler yaptı ve 10 yıl kadar Ankara Devlet Tiyatrosu’nda çalıştı. Ümit Yaşar Oğuzcan, Orhan Veli, Attilâ İlhan ve Nâzım Hikmet’in şiirlerini şarkılaştıran, çok sesli besteleriyle ardında benzersiz bir miras bırakan Selçuk, 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanına layık görüldü.

Timur Selçuk, 74 yaşında aramızdan ayrıldı. Onun hayatı pek göz önünde yaşamayı tercih etmediğini anladık hep. Geçmiş yıllarda verdiği röportajlardan çeşitli alıntılarla saygıyla uğurluyoruz kendisini. 

“Sanıyorum ben hızlı koşan bir insanım. Çıtayı hep yükseklere koyuyorum. Her konuda.” (1992)

“Operacı olmaması için bütün ısrarlarıma rağmen kızım Hazal beni dinlemedi. Babamız da bize, ‘Müzisyen olma oğlum’ demişti. Biz de onu dinlemedik. Galiba kimse çocuğu kendi mesleğinden olsun istemiyor.” (1992)

“Benim sınırlarım katı maalesef. Gerek müzik, gerek iş ilişkileri, gerekse şehirdeki tercihlerim konusunda… Çünkü ahlaklı, sağlıklı, insanlara yararlı olacağını düşündüğüz bir şeyler yaratmak istiyorsanız çevredeki pislikten kendinizi soyutlamanız lazım. Elinizi istediğiniz kadar yıkayın, en zayıf yerinizi bulup yakalıyor çünkü pislik. O yüzden ben mecburum duvar örmeye.” (2001)

“Nur içinde yatsın, rahmetli Ruhi (Su) Abi, ‘Bütün türküler devrimcidir’ derdi. Münir Baba’nın eserleri de, muhteşem şiirler üzerine bestelenmiştir. Sahnede güzel şarkı söylemeniz zaten başlı başına bir politikadır.” (2014)

“Bütün kadınlar devrimcidir. Hele hele bizimki gibi erkek egemen bir toplumda…” (2014)

“Türkiye’de çok sesli arayışların doğrultusunda, yani insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü çabaları doğrultusunda, çok sesli müzikte de bir gelişme devam ediyor. Bazen savrularak, bazen hareketsiz; aynen insan bedeninde olduğu gibi, doğada olduğu gibi. Müzik yalan söylemez.” (2014)

“Müzikle uğraşanların biraz sarsılmasından yanayım. Kurumların sadece devlet desteğine bağlı olarak çalışması uyuşturucu bir durumdur.” (2014)

“Arkama hiç bakmam, sadece yarına ve vermem gereken mücadeleye bakarım. Ancak yeni bir şey hazırlıyorsam benden önce o konuda neler yapıldığını görmek için geriye bakarım. Yoksa çok zaman kaybeder, kendinize hayran olmaya başlar, ‘Ben neymişim be abi!’ dersiniz.” (2015)

“Bizler zor zamanların insanlarıyız. Burada doğdum, burada yaşadım ve burada öleceğim. Yoksa Paris’te kalırdım. Zor zamanlar bana heyecan veriyor, kirlilikleri gördüğüm zaman şahlanıyorum.” (2015)

“Yeteneğinizi sonuna kadar doğru kullanın. O imkân tarlasını sonuna kadar kullanın. Bunun için de hava gibi, su gibi, yiyecek gibi faydalanabileceğiniz tüm kaynakları doğru değerlendirin.” (2018)