Ergenliğin dehlizlerinde organik bağlar: Tits

Yazı: Ezgi Oğraş

Norveçli yazar ve yönetmen Eivind Landsvik’in beşinci kısa filmi olan Tits; geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nin Kısa Film seçkisinde Altın Palmiye için yarışan 11 yapımdan biriydi. Filmografisinde Sofia, en sommer ve Som om himmelen revna gibi kısalara rastladığımız yönetmen; gençlik, ergenlik, arkadaşlık gibi temaların peşinden gidiyor.  

Büyüme sancısı çeken ergenlerin bedeni ve zihni arasında süren keşif mücadelesini, bu süreç içinde karşılaştıkları zorbalıklarla perçinlenen çıkışsızlıklarını anlatan pek çok hikâye mevcut sinemada şüphesiz. Eivind Landsvik de yazıp yönettiği Tits ile ergenliğin kaotik dehlizlerini deşiyor ancak o alanda savrulmak yerine bir şekilde var olmanın yollarını arıyor.  Geçmişe duyulan öfke ya da hüzün duygusu kapımızı çalmıyor; aksine, büyüme sürecine dair cebimizde ağırlık yapan son taşlardan da kurtulmuş bir hisle baş başa bırakıyor seyirciyi.

Film, Oscar ve Iben isimli iki gencin bir gününe odaklanıyor. Oscar, aynada dakikalarca kendine bakıp bedenini kucaklayamadığı zamanlardan geçen bir genç. Iben ise Oscar’ın aksine üstsüz bir şekilde denize girecek kadar bedeniyle uzlaşmış gibi görünen ancak ergenlik yaralarını ilgi ve özgüven eksikliğinden alan bir karakter. İç ısıtan bir yaz gününde, kumsal etrafındaki bir grup gencin kahkahaları, oyunları arasında kendi dertleriyle mücadele etmeye çalışırken görüyoruz Iben ve Oscar’ı. Bir gruba ait olma çabası, bedenini gizleme telaşı gibi ergenliğe ait tanıdık hislere rastlıyoruz. Ancak bu hislerin yarattığı gerilime tezat olacak şekilde oluşturulmuş görsel tasarım ve dingin atmosfer, ergenliğe dair buruk anıların giderek silikleştiğine işaret ediyor. Tits, insanın kendisine ve çevresindekilere dayattığı baskının beyhudeliğini gösteriyor. 

Maruz kalınan zorbalıklar, benzer hisleri paylaşmanın getirdiği bir organik bir bağ oluşturuyor. Grup içinde zorbalığa karşı ayakta durabilmek için farklı bir kimliğe bürünen gençlerin, yalnız olduklarında gerçek benliklerini ortaya çıkarabildiklerini derinlikli bir şekilde hatırlatıyor Tits. Önyargılardan arınarak bir kişiyi tanımaya başlamak; özgürleşmenin ve aslında kendi gerçekliğine kucak açmanın bir anahtarı hâline geliyor. Snorre Kind Monsson ve Marie Bya’nın yalın ve etkileyici performanslarının eşlik ettiği 12 dakikalık kısa; tüm sade anlatım dilinin ötesine geçerek, hafızada yer edinen bir seyir deneyimi sunuyor.

Festival süreci devam eden Tits’e henüz erişilemiyor ancak Eivind Landsvik’in diğer kısalarına göz atmak isteyenlere, Vimeo hesabına bir uğramaları önerilir.