Vahşi yaşam savunucusu fotoğrafçı Peter Beard 82 yaşında hayatını kaybetti

Peter Beard, kayıp olduğu bildirildikten üç hafta sonra Long Island’daki Camp Hero State Park’ta bulunan yoğun ormanlık bir bölgede ölü bulundu. Beard’ın ailesinin ölümünün ardından yaptığı açıklama şöyle: “Peter olağanüstü bir hayat süren sıra dışı bir insandı. Hayatı dolu dolu yaşadı; her günün her saniyesinin tadını çıkardı. Yaşadığı yerde öldü, yani doğada.” Vahşi yaşam savunucusu ve Afrika âşığı fotoğrafçı, 82 yıllık yaşamının son zamanlarında demans hastalığından muzdaripti; fakat ölüm nedeni henüz kesinleşmedi.

Peter Beard kimdi?

Sanatçı, Yale Üniversitesi’nde okuduğu sanat tarihi bölümünden mezun olur olmaz Kenya’ya gitti. Afrika’da çalıştığı 60’lı ve 70’li yıllar boyunca kıtaya âşık oldu. Kenya’da satın aldığı 45 dönümlük bir mülk olan Hog Ranch’te insanların çevreye verdiği tahribatları fotoğrafladı. Küresel ısınma ve iklim krizi, Beard’ı o yıllarda tedirgin etmeye başlamıştı bile. İleri görüşlü fotoğrafçı, 1965’te çıkardığı ilk kitabı The End of the Game’de Afrika’nın suretini değiştiren fil avcılarının “büyük oyununa” objektifini çevirmişti. Kitap, binlerce filin ölümüne sebep olan avcılığın ve Tsavo Milli Parkı’nda aç bırakılan gergedan ve su aygırların fotoğraflarından oluşuyordu. The Guardian’dan Sean O’Hagan’ın sözleriyle sıklıkla dramatik aşırılıklara kaçan biriydi ve kendi yarattığı maceranın baş karakteriydi. Afrika’yı nihai bir kaçış ve bir tür meslek olarak görüyordu. Kenya’daki görece serbest yaşam tarzı, bazı trajedilere de yol açmıyor değildi. Mesela Tanzanya sınırı yakınlarında fotoğraf çekerken bir fil tarafından çiğnendiğinde Nairobi’deki hastaneye yetişemeden neredeyse iç kanamadan ölüyordu. 

70’lerle birlikte fotoğrafta kendine has bir form yarattı. Böceklerden kurumuş dallara, gazete küpürlerinden dergi metinlerine birçok farklı objeyi birleştirerek fotoğraflıyordu. Bazı çalışmalarının mizansenini kendi kanıyla veya hayvan kanıyla oluşturdu. Moda sektörü de onun için güvenli alanlardan biriydi. Vogue, Elle gibi popüler moda dergilerinde çalıştı, daha sonra bu listeye Vanity Fair da eklendi.

Peter Beard aynı zamanda sosyetik bir isimdi. Arkadaş çevresi de dönemin ünlü isimlerinden oluşuyordu ve New York sosyetesiyle bağı epeyce kuvvetliydi. Andy Warhol, Truman Capote, Francis Bacon, Salvador Dali, Jacqueline Onassis ve The Rolling Stones arkadaş çevresinde akla gelen ilk isimler… Peter’ın Bacon’a modellik yapmışlığı da var. Londra seyahatlerinden birinde poz vermiş, Bacon da birkaç portresini çizmişti. 

Aşırı derecede pervasız yaşamı dönem dönem çok eleştirildi. Ama bunların hiçbiri huzursuz ve yaratıcı hayal gücünün ve çevreye duyarlılığının önüne geçemedi. 

Yazı: Işıl Saykan