Vans sunar: Birkan Nasuhoğlu’dan havadisler, hayaller ve klasikler

Yedinci Ev ve N.A.K.İ.T. gibi gruplarıyla hayatımıza giren, daha sonra solo kariyeri ve iş birlikleriyle şarkı yazarlığını farklı ufuklara taşıyan Birkan Nasuhoğlu, sorularımızı yanıtladı ve ilk albümünün yaklaşmakta olduğu müjdesini verdi.

Birkan Nasuhoğlu için klasik ne anlama gelir? Birkan’ın klasikleri neler?

İlgilenmekten, yapmaktan, içinde bulunmaktan keyif aldığım rutinler gibi yorumlayabilirim. Müzikte, sporda, kitaplarda, kendi hayatımda büyük yer kaplıyor. Kendi hayatımdan örnekler verecek olursam; Beşiktaş, rakı, arkadaşlık, dostluk, bazı gıda ürünlerini yıllardır aynı esnaftan satın almak gibi paket programa sahip olduğum söylenir!

2021’in ilk yarısını farklı formatlardaki yayınlarınla epey aktif geçirdin. Sırada ne var? Ufukta bir albüm görünüyor mu?

Evet nihayet o gün geliyor… İlk albümüm için çalışmaların büyük bir kısmını tamamladım. Sound’u belirledik, eksik sözleri tamamladım, kayıt/mix/mastering için kimle çalışacağımı belirledim. Şimdilik 6 şarkı var fakat sayı artabilir. Akustik soundlarda süzüleceğim bir albüm olacak. Akustik gitar, elektrik gitar ve bazı şarkılarda string quartet desteği ile harmanlayacağımız bir sound tasarladık. Gülbaba ekibiyle bir süredir bu işin sahne ve müzikal tarafı üzerine kafa patlatıyoruz. Yapmak istediğimiz, düşünürken heyecanlandığımız çokça fikrimiz var. Albümden iki single yayımlayıp sonrasında albümün kalanını yayına açmayı hedefliyoruz. Bu yıl bitmeden ilk şarkıyı vermeyi planlıyoruz.

Müzisyenliğinde ve özellikle şarkı yazarlığında geçmişte grup müziği yapmış olmanın ne gibi etkilerini görüyorsun?

Aslında grup ve solo işlerimin müzikal kısmında büyük farklar yok. Yedinci Ev şarkılarının da neredeyse hepsi bana ait. Yaptığım şarkıları grup arkadaşlarımla paylaşıyorum, herkes kendine özgü yaklaşımla şarkıya dokunuyor, bir süre prova ettikten sonra kaydediyoruz. Akustik versiyon olarak yayımladıklarım dışında solo şarkılarımda da bu böyle oldu. Sadece Yedinci Ev olarak karar verme, harekete geçme kısmında oy çokluğu ile hareket ettiğimiz için orada vaziyetler biraz değişiyor tabii. Herkesin fikrini önemseyerek dinlemek, yeniliklere açık olmak ve deneyimlemek gibi bana pozitif katkıları oluyor. Hayatıma genel olarak bunu entegre etmeye çalışıyorum.

Ev günleri, sahneden ve tempodan uzak geçen zamanlar müzikle kurduğun ilişkide herhangi bir değişikliği beraberinde getirdi mi? Geride kalan 1,5 yılda müzikal alışkanlıklarında çeşitlenmeler gözlemledin mi?

Bu durgunluk zamanlarında gitarıma daha sıkı bağlandım. Enstrümanıma daha fazla vakit ayırdım ve kendimi geliştirmek için çalıştım. İçimde hep bir umut vardı nedense. Belki tüm dünyanın aynı anda bu salgından etkileniyor oluşu bana güven vermiştir. Pandeminin sona ermesi için her ülke elinden geleni yapacaktı… Müzikal anlamda çeşitlenme diyemem ama ne yapmak istediğimi ve ne yaptığımı daha iyi anladım. Bu süreçte yayımlamayı planladığım birçok şarkı vardı. Biraz gecikmeli de olsa onları yayımladım. Kendimi akışta tutmaya gayret ettim.

Gökhan Türkmen’den Nova Norda’ya çeşitli düetler ve iş birlikleri yaptın, yapıyorsun. Rüyalarını süsleyen bir düet var mı? Kimle, hangi sahnede görüyorsun kendini bu rüyada?

Arkadaşlarımla birlikte yayımladığım hiçbir şarkı önceden planlanan işler değildi. Her şarkının bir denk gelme anısı var. Özellikle rüyasını kurduğum bir düet ya da sahne yok. Ama müzikte yeni şeyler denemek beni her zaman motive etmiştir, yaratıcılığımı geliştirmiştir. Bazen vokalimle eşlik ettiğim bir fasıl ekibi düşlüyorum, bazen kendimi bir electropop grubunda bas gitar çalarken hayal ediyorum. E zaten gitarımla bir şekilde her şarkıda kendime yer bulurum sanki… Ben bu rüyanın joker elemanıyım yani!

Bir süredir Nova’yla “Düşünme!Hisset” isimli bir radyo programı da hazırlıyorsunuz. Henüz dinlememiş olanlar için programdan biraz bahseder misin?

Düşünme!Hisset programımız, Karnaval Medya Grubu’na bağlı Vestel PSM Radyo’da her perşembe saat 20.00’de yayınlanıyor. Gördüğünüz gibi artık ben bir radyo sunucusuyum… Aslında her programda düşünmeyip, hissettiğimiz olaylar hakkında konuşalım diye yola çıktık. Fakat tempomuz buna pek müsaade etmedi. Gerçekten her hafta bu konu hakkında yeni başlıklar bulmak pek kolay iş değilmiş… O yüzden, bazı bölümlerde sohbet ağırlıklı ilerliyoruz. Program toplamda 60 dakika sürüyor. 30 dakikası sohbet, 30 dakikası da seçtiğimiz şarkılardan oluşuyor. Biz epey eğleniyoruz. Her bölüm podcast olarak mevcut. Merak edenler geçmiş bölümlere ulaşabilir. Programa bir süre daha devam etmek istiyoruz. Evet, bugün de Vestel PSM Radyo’nun sunduğu Düşünme!Hisset programımızın sonuna geldik…

Sneaker kültürü, global anlamda müzikle hep dirsek temasında. Senin bu kültürle aran nasıl?

Kesinlikle ben de yıllardır temastayım! Sahnede zaten büyük rahatlık… Mesela bu ara yakın bir arkadaşımın düğünü var, o gece de ayağımda sneaker olacak… Bu kültürün özgürlüğü çağrıştırması da kendimi dâhil hissettiriyor. Tabuları yıkarak günümüze kadar uzanan bir yolculuğu var. Bu yolculuğu sonuna kadar destekliyorum.

Röportaj: Güven Yalın