Wes Anderson’ın sıradaki rotası İspanya
Özgün anlatım metotları, orijinal karakterler galerisi, rengarenk bir görsel dünya ve simetri takıntısı ile örülmüş Wes Anderson sinemasına gönül verenler için, son birkaç haftadır güzel gelişmeler var.
Henüz izleme şansı bulamadığımız The French Dispatch’in 74. Cannes Film Festivali’nde yarışacağını ve The Royal Tenenbaums’un 20. yılı şerefine Tribeca Film Festivali’nde düzenlenecek etkinliği işitmemizin ardından, yönetmenin henüz ismi ve konusu bilinmeyen yeni projesinden çeşitli detaylar ortaya çıktı. Moonrise Kingdom’dan bu yana setlerini Avrupa topraklarında kurmayı tercih eden sinemacı, bu seferki rotasını İspanya olarak belirlemiş.
İspanya menşeli haber sitesi El Pais, Anderson’ın yeni filminin ülke sınırlarında, özellikle Madrid’in güneydoğusundaki Chinchón kasabasında çekileceğini duyurdu. Hazırlıklar halihazırda devam ediyormuş, klasik westernlerde görmeye alışık olduğumuz cinsten çöl manzaralarının yanı sıra bir tren istasyonu inşa edilmekteymiş. Filmin western janrının kodlarını taşımayacağı ve yönetmenin müdavim oyuncuları arasında yer alan simalarla bir kez daha çalışacağı, gelen diğer bilgiler arasında. Temmuzda başlayacak çekimlerin eylülde tamamlanacağı tahmin ediliyor.
Geçtiğimiz sene, Anderson’ın İtalya’da bir prodüksiyonun hazırlıklarına başladığı da duyurulmuş fakat daha sonraları projeden ses seda kesilmişti.
The French Dispatch için geri sayım sürüyor
Son olarak animasyon türüne ikinci kez el attığı Isle of Dogs ile karşımıza çıkan yönetmen, uzun süredir merakla beklenen The French Dispatch’i 73. Cannes Film Festivali’ne yetiştirmiş fakat organizasyon pandemi şartları nedeniyle iptal edilmişti. Film, festivalin -tüm seçkisi 3 Haziran’da açıklanması beklenen- bu seneki edisyonunun, ana yarışmasında ter dökecek.
“Gazetecilere yazılmış bir aşk mektubu” olarak tanımlanan The French Dispatch, Fransa’da kendi dergisini kuran Amerikalı bir gazeteciyi ve The New Yorker’dan etkilenerek yaratılmış kurgusal dergisini odak noktası belliyor. Siyah beyaz ve animasyon sekanslara yer verildiğini, Fransız Yeni Dalgası klasiklerinden izler taşıdığını bilmekteyiz.
Kadroyu ise tek solukta saymak mümkün değil: Bill Murray, Benicio Del Toro, Adrien Brody, Tilda Swinton, Léa Seydoux, Frances McDormand, Timothée Chalamet, Lyna Khoudri, Jeffrey Wright, Mathieu Amalric, Stephen Park ve Elisabeth Moss.