Will Smith hadisesi bize ne anlatıyor?

94. kez düzenlenen Akademi Ödülleri, nam-ı diğer Oscar Ödülleri’ni geride bıraktık bırakmasına fakat törende yaşananlar uzunca bir süre daha gündemin başat konusu olmayı sürdürecek anlaşılan. Yalnızca 3 kategoride varlık gösteren CODA’nın büyük ödüle uzanması, The Godfather’ın 50. yaşı nedeniyle yaşanan tarihi buluşma, Jane Campion’ın hak edilmiş zaferi, sunucuların iyi eleştiriler toplayan performansları bir yana; canlı yayında Will Smith ve Chris Rock arasında yaşananlar tüm bu anların önüne geçmiş durumda.

Konu hakkında bitmek bilmeyen haberler, yapılan açıklamalar, sosyal medyadaki yorumlar derken sular durulmuyor. Eşi Jada Pinkett Smith hakkında şaka yapıldığı gerekçesiyle sahneye çıkıp Chris Rock’a tokat atan Will Smith, uyguladığı fiziksel şiddet nedeniyle Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nce eylemlerinin kınanıp olay hakkında soruşturma açılmasından kısa bir süre sonra, Chris Rock’tan özür dilediğini açıklayan bir mesaj yayımladı son olarak.

Mesajda “Şiddetin her biçimi zehirli ve yıkıcı. Dün gece Akademi Ödülleri’ndeki hareketlerim kabul edilemez ve affedilemez. Espriler işin bir parçası fakat Jada’nın sağlık durumuyla ilgili bir espri bana çok fazla geldi ve duygusal davrandım. Kamuoyunun önünde senden özür dilemek istiyorum Chris. Sınırı aştım ve hatalıydım. Çok utandım ve hareketlerim olmak istediğim adamı göstermiyor. Sevgi ve nezaketin olduğu bir dünyada şiddete yer olmamalı.” diyor Smith.

Peki neler yaşanmıştı?

Geceden haftalar önce The New York Times’a verdiği bir röportajda, “rol arkadaşlarını, ekibini ve Serena ile Venus Williams’ı onurlandıracak olması sebebiyle” tören için fazlasıyla heyecanlı olduğundan bahsetmişti Will Smith. Kendisi için çok iyi geçen bir ödül sezonu sonrası, King Richard’daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanacağına kesin gözüyle bakılan bir geceye adım atmıştı.

En İyi Belgesel kategorisini sunmak üzere sahneye çıkan Chris Rock’ın, Demi Moore’un oynadığı G.I. Jane (1997) filmine gönderme yaparak, alopesi hastalığı nedeniyle saçını kazıtmış olan Jada Pinkett Smith’e “G.I. Jane 2’yi sabırsızlıkla bekliyorum” demesiyle olanlar oldu. Espriyi ilk başta tebessüm ederek karşılayan Will Smith, eşinin aynı tepkiyi vermediğini fark etmesinin ardından sahneye yürüyerek Chris Rock’a tokat attı. Rock’ın duruşunu bozmaması nedeniyle ilk başta seyircinin bir mizansenin parçası sandığı bu ân sonrası, Smith’in bağırarak “Keep my wife’s name out of your fucking mouth!” (Eşimin adını ağzına alma!) cümlesini tekrar edip durmasıyla da tüm salon âdeta buz kesildi.

Will Smith beklendiği üzere törenin ilerleyen dakikalarında Oscar’ı kazandı ve ayakta alkışlanan ödül konuşmasında şiddet faillerinin mahkemelerde duymaya alışık olduğumuz üslubunu benimseyerek patriyarkanın ürettiği o tanıdık, bayat ve kabul edilemez savunmayı yaptı. Gözyaşlarını tutamayıp “Aşk insana çılgınca şeyler yaptırıyor” dedi, eylemini eşine beslediği yoğun duygulara bağlayıp Akademi üyeleri ve King Richard ailesinden özür diledi.

Tören sonrası Los Angeles Polis Departmanı olay hakkında soruşturma başlatsa da Chris Rock’ın şikayetçi olmamasıyla sonuç alınamadı. Öte yandan Akademi hem Rock’ın esprisinin senaryodan bağımsız, doğaçlama yapıldığını duyurdu hem de  “Smith’in eylemlerini kınıyoruz. Resmî bir inceleme başlattık; eylemi ve sonuçlarını, tüzüklerimiz ve California yasalarına uygun olarak daha fazla araştıracağız.” açıklamasında bulundu. Çeşitli kaynaklar, Smith’in Akademi üyeliğinin askıya alınabileceğini ancak Oscar’ının iade edilmesinin istenmeyeceğini aktarmakta.

Olayın düşündürdükleri

Dünyanın en fazla seyirci toplayan ödül töreninde şiddetin meşrulaştırılmasını, failin toz kondurulmadan ayakta alkışlanmasını kolektif şekilde deneyimlememiz, o pek hassasiyet sahibi Hollywood’un da toksik erkeklik bataklığına saplanıp kaldığını kanıtlar cinsten bir şuursuzluk örneği elbette.

Yaşanan sağlık sorunu üzerinden mizah yapmanın -bilinçli ya da bilinçsizce olsun- fazlasıyla yersiz ve saldırganca olması gerçeği bir yana, mizahın sınırlarının nerede başlayıp bittiği üzerinden dönen tartışmalar da başını alıp gitmiş durumda. Örneğin Jimmy Kimmel, duygularının onu alt etmesine izin verdiğinden dolayı Smith için üzüldüğünü fakat artık tek bir komedyenin onunla arkadaş kalmayacağını çünkü sektördeki herkesin sıradakinin kendisi olacağı endişesi taşıyacağından bahsediyor.

Öte yandan Jada Pinkett Smith’in meşru müdafaa bulunamayacağının düşünülmesinin, devreye bir erkeğin girmesinin normal karşılanmasının izahı da mümkün değil. Konu hakkında görüşlerini paylaşan The Washington Post yazarı Monica Hesse oldukça doğru noktalara parmak basan isimlerden. “Eşimin adını ağzına alma” diyen Smith’in tokat atma kararının, eşinin değil, kendi onur ve gücenme duygusuna odaklandığını söylüyor ve “Haksızlığa uğramış bir kadını korumak adına uygulanan şiddet, dikkati sadece ait olduğu yerden, yani haksızlığa uğrayan kadından uzaklaştırır” ifadesini kullanıyor.

O hâlde düşünelim, diyor Hesse: Tokatın atılmadığı bir alternatif gerçeklikte neler yaşanırdı? Herkes toksik erkekliğe ve şiddete değil Rock’ın yersiz esprisine odaklanırdı, Jada Pinkett Smith’e alopesi hakkında farkındalık yaratma ve Rock’ı herkesin önünde affetme ya da affetmeme şansı doğardı.

Olması gereken de tam olarak buydu, değil mi?

Yazı: Merdan Çaba Geçer