Yeni fragmanıyla “Wonder Woman 1984” ve hakkında bildiğimiz her şey

2017’de verdiği bir röportaj esnasında, oyuncu Rachel Weisz’a senenin en beğendiği filmi sorulur. Hiç düşünmeden cevabının Wonder Woman olduğunu söyler, sebebini ise şu sözlerle açıklar: “Bir aksiyon filminden ilk kez gerçekten keyif aldım, çünkü karakterle özdeşleşebildim. Erkeklerin bu filmleri neden pek sevdiğini de anladım: Ekrandakinin kendileri olduğunu düşünüyorlar. Merkezde kadın karakterin olduğu bir filmin tonlarca para kazanabileceğini görmek çok güzel. Bizler azınlık bir grup değiliz, gezegenin yarısıyız.” 

Sinemasal değeri her süper kahraman filmi gibi tartışılır elbet, ancak Patty Jenkins imzalı Wonder Woman’ın –erkek karakterler tarafından domine edilen– çizgi roman uyarlamalarına getirdiği taze soluğu kabul etmek durumundayız. Batman v Superman: Dawn of Justice ve Suicide Squad gibi iki hayal kırıklığının ardından hem gişe başarısı, hem de aldığı olumlu eleştirilerle âdeta DC Comics’in zedelenen imajını düzelten yapım; kendinden sonra gelen (ve gelecek olan) birçok kadın süper kahraman filmi için de nihayet stüdyolara cesaret vermiş oldu.

DC hayranları için sanal (ve tamamen ücretsiz) bir etkinlik olarak tasarlanan, DC Genişletilmiş Evreni’nin merakla beklenen yapımlarından içeriklerin paylaşıldığı “FanDome” kapsamında, Wonder Woman 1984’dan yeni bir fragman gün yüzüne çıktı. Paraşüt pantolonlar, bel çantaları, vatkalı ceketlerin modaya hükmettiği yıllarda görüyoruz amazon savaşçımızı. Altın kanatlı zırhı, görünmez uçağı ve artık semalara yükselip şimşekler arasında uçmasını sağlayan doğruluk kementiyle her zamankinden daha güçlü görünmekte. Rejisör koltuğunda bir kere daha Jenkins otururken; başroldeki Gal Gadot’a Chris Pine, Kristen Wiig, Pedro Pascal, Robin Wright ve Connie Nielsen gibi isimler eşlik ediyor.

İşte sonbaharda seyirciyle buluşacak Wonder Woman 1984’dan derlediğimiz çeşitli notlar:

*Proje aşamasındayken Aralık 2019’da vizyona gireceği duyurulan film; önce Warner Bros.’un gişe beklentisi, sonra da COVID-19 pandemisi nedeniyle tam altı kere ertelendi. Şu an kesinleşen tarih ise 2 Ekim 2020. WB yöneticileri filmi bir dönem sinemalar yerine çevrimiçi izleme platformlarında göstermeyi düşünmüş, ancak zamanla bu karardan vazgeçmişler.

*Wonder Woman serisi, 1970’lerde dizisini izleyerek büyüyen yönetmen Patty Jenkins’in rüya projesi bir yandan. Charlize Theron’lu Monster ile dikkatleri üzerine çeken Jenkins, 2005’te karakterin sinema uyarlamasına talip olduğunu açıklayarak Warner Bros. ile görüşmelere başlamış. Ancak hamile olduğu dönemde projeyi geliştiremeden iptal etmeye karar vermiş. 13 yıl boyunca başka bir sinema filmi yönetmemiş ve hayatı boyunca yapmak istediğini söylediği Wonder Woman için tekrar kolları sıvamış.

*Filmin senaryosunda Jenkins’le birlikte Dave Callaham (Godzilla, The Expendables) ve Geoff Johns’un (Aquaman) imzası var. Görüntü yönetmeni olarak ilk filmden hatırlanabilecek Matthew Jensen’ı; kurgu masasında ise Justice League ve Iron Man 2’da çalışmış, United 93 ile Oscar adaylığı kazanmış Richard Pearson’ı görmekteyiz. Bir dönem süper kahraman filmlerinde yer almayacağını açıklamış olan, ancak bu kararından kısa zamanda dönen efsane besteci Hans Zimmer müzikleri yapıyor. Sanat yönetiminde Amelie’deki çalışmasıyla hatırlanabilecek, Fransız tasarımcı Aline Bonetto var. Kostümler ise Nolan’ın Batman üçlemesinden Lindy Hemming’e emanet.

*Wonder Woman 1984‘daki en ilginç ayrıntılardan biri; bundan neredeyse 70 yıl önce, ilk filmde ölen Steve Trevor’ın hiç yaşlanmadan geri dönmüş olması. Diana’nın kalbini çalmış, I. Dünya Savaşı casusu bir pilot olan Steve’in dönüşüyle ilgili ortalarda dönen birçok teori var elbette. Fragmanlarda görüldüğü kadarıyla, ilk filmde Cennet Adası’ndan gelip 1910’lara uyum sağlamaya çalışan Diana’nın yerini, kendini 1980’lerde bulup kültür şoku yaşayan sevdiceği alacak bu sefer.

*Wonder Woman’ın en ünlü düşmanlarından Barbara Minerva, nam-ı diğer Cheetah, DC’nin bazı animasyon dizilerinde yer almıştı; lakin bir sinema filminde ilk defa görme şansı yakalıyoruz. Çizgi romanlarda Diana’nın arkadaşı olan arkeolog karakter, şeytani bir güç tarafından ele geçiriliyor ve insansı bir çita formuna bürünüyor. Cheetah için ilk olarak Emma Stone düşünülmüş, ancak Stone teklife olumlu bakmamış. Sarah Paulson karaktere talip olduğunu açıklasa da; rolü Jenkins’in ilk tercihi olan, Saturday Night Live çıkışlı yetenek Kristen Wiig kapmış.

*Bir diğer kötümüz ise televizyon tanıtımları ile ünlü olan, iş adamı ve girişimci Max Lord. Kendisini geliştirirken Michael Douglas’ın Wall Street’deki Gordon Gekko ve Gene Hackman’ın 1978 yapımı Superman‘deki Lex Luthor performanslarından ilham aldıklarını söylüyor Jenkins. Karakterimiz Trump esintileriyle, filmin politik bir alt metni olacağına da işaret etmekte. Oyuncu Pedro Pascal onu bir rüya satıcısı olarak tanımlıyor: “80’ler kültürünün önemli bir bileşenini kapsıyor: Ne istersen, ne yaparsan yap; buna hakkın var. Elbette açgözlülük bu.”

*Patty Jenkins, Gal Gadot ve Kristen Wiig; hep bir ağızdan, Wonder Woman 1984’un, ilk filmin kaldığı yerden devam eden bir yapıda olmadığını belirtiyorlar ve kesintisiz bir öykünün parçası olarak değil, tıpkı Indiana Jones veya James Bond serilerinde olduğu gibi bağımsız bir film olarak ele almamız gerektiğini söylüyorlar. İzlediklerimizin bir devam filmi gibi hissettirmeyeceğinin, çok daha olgun ve akıllı bir Diana ile karşılaşacağımızın altını kalınca çizmekteler.

Yazı: Merdan Çaba Geçer