Yırtılan bir gerilimin sesleri: Ben Frost

Geçtiğimiz günlerde Mute Records’dan çıkan son albümü The Centre Cannot Hold’un ertesinde ve Le Guess Who? performansının öncesinde 1 Kasım akşamı Salon İKSV’de çalmak üzere İstanbul’a gelen Frost’un geçmiş çalışmaları ve projelerine kısaca göz atıyoruz.

Yazı: Leyla Aksu – İllüstrasyon: Berkay Dağlar

Dinleyeni yutan, detaylı minimalist elektronik ses yapılarıyla girdaba çeken Avustralyalı besteci ve prodüktör Ben Frost, 2001’de yayınlanan ilk kısa çalarından bu yana müzikal deneyleriyle göz dolduruyor. Çalışmalarını Reykjavik’ten sürdüren Frost’un süregelen işbirlikleriyle yarattığı, aksak bir içgüdüsellik sergileyen sesler, fotoğraf, dans, televizyon, film ve opera gibi farklı sanat dallarının da içine örülüyor. Geçtiğimiz günlerde Mute Records’dan çıkan son albümü The Centre Cannot Hold’un ertesinde ve Le Guess Who? performansı öncesinde 1 Kasım’da Salon İKSV’de çalmak için İstanbul’a gelen Frost’un geçmiş çalışmaları ve projelerine kısaca göz atıyoruz.

— Görsel sanatlar alanından müziğe geçiş yapan Frost, ilk EP’si Music for Sad Children’ı 2001 yılında paylaştı. Bu eş değerlerde endüstriyel, ambient ve klasik unsurlar taşıyan, ilkin daha geleneksel bir yapıda şekillenmelerine rağmen yine de özgün bir gerilim sergileyen enstrümantal atılımlarla Frost, bundan kısa bir sonra evini İzlanda’ya taşıdı.

— Frost’un evrimleşen ses deneyimleri ve her yayınına eşlik eden görsel seçkileri, 2006 yılında yayınlanan Theory of Machines ve ardından da hırıldayan sesleriyle oldukça başarı yakalayan By the Throat ile daha fazla ilgi toplamaya başlarken, müziğinin sergilediği sentetik-organik denge de her ilerleyen uzunçalarıyla biraz daha kaymaya başladı.

— Neredeyse sürekli üretim halinde gibi görünen Frost, bugüne kadar aralarında Nico Muhly, Thor Harris, Tim Hecker, Colin Stetson, Greg Fox ve Shahzad Ismaily gibi isimlerin yer aldığı birçok farklı müzisyenle beraber çalıştı. 2010 yılında oldukça uyumlu ve ilgi çekici bir eşlemenin parçası olarak da efsanevi prodüktör, müzisyen ve sanatçı Brian Eno ile bir yıllık, ilham verici bir akıl hocalığı ortaklığına atıldı.

— Yine 2010 yılında, Unsound Festivali’nin siparişi üzerine Frost, kendisiyle beraber İzlandalı müzik kolektifi Bedroom Community’nin üyesi olan Daníel Bjarnason ile işitsel-görsel bir deneyim olan SÓLARIS’i yaratmak üzere bir araya geldi. Bu Stanislaw Lem ile Andrei Tarkovsky klasiğine daha içsel yaklaşım ile atılan ikilinin hazırladığı yeni soundtrack’e Sinfonietta Cracovia eşlik ederken, performanslarının arka fonunu da Brian Eno ile Nick Robinson’ın kurcaladığı görseller oluşturdu.

— Geçtiğimiz yıllarda Icelandic Dance Company ve Chunky Move dans gruplarıyla koreograf Wayne McGregor için de müzikler hazırlamış olan Frost’un düzenlediği bu ses ortamları, FAR ve Black Marrow gibi projelerin deneysel çoklu ortam unsurlarını bütünlüyor.

— Frost, düzenli görsel ortakları arasında sıklıkla boy gösteren, Mehmet Ekinci’nin Bant Mag. No:57’de mercek altına aldığı fotoğrafçı Richard Mosse ve görüntü yönetmeni Trevor Tweeten ile The Enclave (2013) isimli çarpıcı bir video enstalasyonu hazırlamak üzere Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusuna yol aldı. Burada Frost’un yakaladığı ve işlediği sesler, askerî kullanım için geliştirilmiş bir teknoloji olan ve algılarımızla çelişen kızılötesi film stoku kullanılarak yaratılmış göz alıcı görsellerin üzerini örtüyor. Aradan çok zaman geçmeden, 2014 yılında, aynı üçlü, Amerikan bir uçak taşıyıcısı üzerinde çektikleri ve İngiliz kanalı Channel 4’a hazırladıkları Bombing Isis belgeseli için yeniden bir araya geldi.

— Bu yolculuk süresince bir sonraki albümü, 2013 çıkışlı A U R O R A üzerine çalışmalara başlayan Frost, biyoloji, astronomi ve simyadan partiler, deniz anaları ve sentetik veri görüntülemenin dirimsel ışıldayan göz alıcı renk paletine, birçok yeni ilham kaynağıyla müziğinin gidişatında belirgin bir dönüş çizdi. Sanatçının dans müziğine yaptığı bu işitsel saldırının akabinde de remikslere yer veren “V A R I A N T” EP’si yayınlandı.

— Aynı yıl sahne yönetmeni olarak ilk çıkartmasını Iain Banks’in dehşet verici romanı The Wasp Factory ile yapan ve eserin birinci şahıs yapısını tersine çevirerek uyarlayan Frost, bu orijinal operayı librettist David Pountney ile beraber yazıp sahneledi. Reykjavík Sinfonia eşliğinde icra edilen ve 2016 yılında da albüm olarak yayınlanan proje, bu sefer de Frost’un daha önceki işbirlikçilerinden moda tasarımcısı Boris Bidjan Saberi’ye kadrosunda yer verdi.

2011 tarihli Avustralya bağımsız yapımı Sleeping Beauty ve daha yakın dönemde İzlanda yapımı The Deep ile İngiliz televizyon dizisi Fortitude’un endişe uyandıran soundtrack’leriyle Frost’un sesleri televizyon ve film dünyalarının da yolunu tutu. Sanatçı 2017’de de yeni çıkan uzun metrajlı prodüksiyon Super Dark Times’ın film müziklerine el attı.

— Frost bu yıl aynı zamanda izleyeni içine çeken video enstalasyonu Incoming için tekrardan Richard Moss eve Trevor Tweeten’le bir araya geldi. Askerî gözetleme teknolojisi kullanılarak çekimleri Libya, Suriye, Sahra ve Basra Körfezi’nde gerçekleştirilen Incoming, izleyeni süregelen mülteci krizinin ortasına, denge bozan yıkıcı bir gerçekliğin içerisine bırakıyor. 

Son olarak, yılın ilerleyen aylarında gelecek işlerinden bir kesit sunan Threshold of Faith EP’si ile maviye batırılmış fosforlu klibini paylaştıktan sonra, Frost geçtiğimiz haftalarda da beşinci uzunçaları The Centre Cannot Hold’u yayınladı. Dinledikçe genişleyen, gerilimle kaynayan bu tedirgin edici üretim, prodüktör Steve Albini’yle Chicago’da, 10 günlük bir zaman zarfında kaydedildi.